Depresyon : çağımızın sevimsiz gerçeği depresyon hastalığı

Depresyon : çağımızın sevimsiz gerçeği depresyon hastalığı

Kişi kendisini daracık bir alana hapsolmuş, karanlık bir buluta gömülmüş gibi hisseder. Yaşam enerjisi azaldığı için içinden hiç bir şey yapmak gelmez. Öyle ki beynindeki saat durmuş, kendisi akıp giden zamanın dışında kalmış, terkedilmiş, unutulmuş olduğu kanısına varır. Uykusuzluk ve halsizlik problemleri bir tarafa, yatağa girdikten do...nra saatlerce debeleip, yatakta dönüp durur. Uykuya dalsa bile bölük pörçük uyku ile genellikle gün ışımadan uyanır. Erken uyanma sonrası bir kez daha uykuya girmek neredeyse olanaksızdır. Uykusu sırasında da dinlendirici bir uyku yerine uyku ile uyanıklık arasında çok sık kalır.

DİKKATİ DAĞINIK OLDUĞUNDAN iş ve uğraşılarına odaklanma zorluğu yaşar. Yaşam bağlığının az olması nedeniyle etkinliklerden zevk alamaz.Birisiyle konuşurken genellikle kendi dünyasına dalıp gider. Dikkatini konuşulan konuya vermeye çalışsa da pek başarılı olamaz. Son günlerde olur olmaz şeyler için ağlamaya başlamıştı. İçinde hiç geçmeyen bir masumiyet ve bitkinlik, yorgunluk duygusu yaşar.

Terkedilmişlik ve önemsenmeme ile unutulmuşluk duyguları yoğun şekilde hissedilir. Geçmişini bir filim şeridi gibi gözden geçirdiğinde yoğun pişmanlık duygusu yaşar. Bazen ölüm bir kurtuluş gibi görünüyor olsa da, ancak çocukları, eşi ya da diğer sevdikleri aklına geldiğinde ürperti ve korkular yaşar. Bazı kişilerin zorlaması ve baskısı ile sonunda, psikolojik destek almayı kabul edebilir. Uzman kişilerle görüşme sırasında oldukça sakindir.

Anlatımları sırasında etkilendiği bir durum ile (Ör. intihar planlarından ve çocuklarının annesiz – babasız kalmalarından duyduğu korkudan söz ederken) ağlayabilir. Depresyon tanısını yadırgamadan kabul eder ve önerilere, yönergelere uymaya çalışacağını, bu duygu bozukluğundan kurtulmak istediğini dile getirir. Tedavi ve destek tekniklerine katılma, kabul etme konusunda kendisini zorlar. Depresyon çağımızda en sık rastlanan ruhsal bozukluklardan birisidir. Yukarıda depresyon ile ilgili olarak belirttiklerim kişiye öznel ve şahsına özgü bazı nitelikleri vardır. Herkesin depresyonu aynı nedenlerle ortaya çıkmadığı gibi aynı özellikleri de göstermez.

Kiminde karamsarlık ve umutsuzluk, kiminde bıkkınlık, halsizlik, cinsel istek azalması – artması, genel bir ilgisizlik ve yaşamdan zevk alamama gibi şekillerde yaşanabilir.. Bazıları uykusuzluk ve iştahsızlıktan yakınırken, bazen tam tersine aşırı bir uyku ve tıkınırcasına yeme davranışı görülebilir. Kadınların depresyona girme olasılığı erkeklerin depresyona girme olasılığına göre iki kat daha fazladır. Her 100 erkekten 10 u ve her 100 kadından 20 si yaşamı boyunca en az bir kez depresyon geçiriyor. Ancak, ne şekilde olursa olsun depresyon toplumda en sık rastlanan ruhsal bozukluk olarak bilinir.

Depresyonun yaşı olmadığından her yaşta görülebiliyor. Kadınlarda en sık otuzbeş kırkbeş yaşları arasında, erkeklerde ise kırkbeş altmışbeş yaşları arasında ortaya çıkıyor. Her ne kadar ‘’bekarlık sultanlıktır’’ diye bilinse de depresyon riskinin en düşük olduğu grup evli erkekler. İkinci sırada evli kadınlar geliyor. Böylece evliliğin ve beraberinde düzenli bir cinsel yaşam olanağının depresyona karşı koruyucu bir zırh oluşturduğu görülüyor. Buna karşın en riskli grup ise ayrılmış ya da boşanmış kadınlar. İstatistiksel verilere bakıldığında en çarpıcı sonuçsa, kuşkusuz, depresyon oranlarının yıllar içinde gösterdiği büyük artıştır. Son otuz yılda toplumda depresyon görülme sıklığının onbeş ile yirmibeş kat arasında arttığı belirtiliyor. Diğer ilginç bir gelişme de depresyonun özellikle gençler arasında giderek yaygınlaşıyor olmasıdır. Bu nedenle, bazı araştırmacılar, dünyanın ekonomik krizlerin de tetiğiyle melankoli çağına girmekte olduğunu ileri sürmekteler.

CİNSİYETE ÖZGÜ FARKLILIKLAR Bir genel kanı olarak bilindiği gibi, yapılan araştırmalar kadınların depresyon konusunda erkeklere göre daha açık sözlü olduklarını gösteriyor. Kadınlar erkeklere oranla genellikle duygularını kolay açığa vurabiliyor, yaşadıkları sıkıntıyı, kırılma ve darılmaları, etkilenmişliklerini dile getirip yardım talebinde bulunuyorlar. Erkeklerse, 'erkekliğe sığar mı - erkek adam ağlamaz' gibi savunma mekanizmalarının arkasında kendisini haklı çıkaracak şekilde davranırlar. Manik depresif duygularını üzüntü ve umutsuzluklarını gizlemeye, güçlü erkek imajından taviz vermemeye çalışırlar. Buna rağmen depresyonun erkeklerde daha az rastlanmasını başka nedenlerle açıklamak olanaklıdır.

DEPRESYONLA BEYİNDE NELER OLUYOR Depresyon, ORTAYA ÇIKIŞI hangi nedene bağlı olursa olsun beyinde yaşanan bir duygu durum fırtınasıdır.. Depresyon giren kişiler üzerinde yapılan incelemeler, bu kişilerin beyinlerinde depresyon sırasında bazı değişiklikler olduğunu ortaya koymaktadır..

En sık rastlanan bulgu, sinir hücreleri arasındaki iletişimi sağlayan kavşaklardaki tıkanıklıklar ve elektro manyetik sinyallerdeki aksaklıklardır. Ayrıca bazı maddelerin üretimindeki veya karşı tarafa iletilmesindeki bir bozukluğun depresyona yol açabileceği de ileri sürülenler arasındadır.

BİR DUYGU SARSINTISI OLAN DEPRESYON – İNTİHAR İLİŞKİSİ Depresyonun en KORKULAN ve en dramatik sonuçlarından birisi intihardır. Depresyon geçiren kişilerin yüzde onbeşi yaşamlarını intiharla noktalıyorlar. Bu oran genel toplum ortalamasının yaklaşık yirmibeş katı. Bu bağlamda, depresyonda intihar girişimlerine yönelik önlemlerin alınması, koruyucu ve kollayıcı davranmak yaşamsal bir önem taşıyor. Gelişmiş ülkelerde bu amaçla kurulmuş intihar önleme merkezleri bile var. Bu ve benzeri merkezlerin ülkemizde de ve bazı büyük kentlerde kurulma aşamasında olduğu söylense de bu aşamada ciddi adımların atıldığını söylemek olası değil.. Alınan diğer önlemler arasında, basındaki intiharı kışkırtıcı 3. sayfa yayınlarının denetlenmesi, yüksek bina ve köprüler gibi intihar için sık tercih edilen yerlerde önlem alınması, ateşli silah, delici ve kesici cisimlerin ortada bulundurulmaması, konusunda bazı kısıtlama ve tedbirlerin uygulanması katkı sağlayıp önleyici olacaktır.

DEPRESYONUN NEDENLERİ Bireyi depresyona sürükleyen nedenler nelerdir? Neden, yaşam insanın gözüne çekilmesi zor ve zahmeti bir yük gibi görünmeye başlar? Her insanın başından bazı olumsuz olaylar geçmiştir. Travma sayılacak bir olay, bir yakınının ölümü, ağır bir hastalık, evlilikle ilgili sorunlar, ayrılıklar, terk edilmeler, karşılıksız aşk, işsizlik gibi bir çok neden sıralanabilir. Bu ve benzeri sorunların varlığı da yukarıdaki soruları tam olarak yanıtlamıyor.

Çünkü, bir çok kişi bu tür sorunlarla karşılaşırken, yalnızca bazıları yerli direnci gösteremeyip depresyon geçiriyor. Bu da bazı kişilerin depresyona yatkınlık ve yakınlık özelliğinde olduğunu ortaya koyuyor. Mevcut veri ve bilgimize göre, depresyondaki en önemli yatkınlık etkeninin kalıtım olduğu biliniyor. Yapılan araştırmalar, depresyon geçiren kişilerin akrabalarında da depresyonun sık görüldüğünü ortaya koymaktadır.

Diğer yandan, depresyona yatkın kişilerde bazı temel kişilik özellikleri dikkat çekiyor. Hayır diyememek, kimseyi incitmemeye, kırmamaya özen göstermek, herkesi hoşnut etmeye çalışmak, aşırı verici, elde ettikleriyle yetinmeyen, gururlu, mükemmelliği aramak ve hoşgörülü olmak. Bunların genellikle aşırı duyarlı, titiz, sorumluluk duygusu yüksek kişiler olduğu söylenebilir. Kızgınlık ve öfkelerini genellikle belli etmezler, sıkıntılarını içlerine atıp yükünü taşımayı yeğlerler. Ayrıca, depresyon ilaçlara ya da bedensel hastalıklara bağlı olarak da ortaya çıktığı biliniyor. Bazı antibiyotikler, tansiyon ilaçları, tüberküloz tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar ve steroidler bu tür ilaçlar arasında sayılabilir.

Beyin kanamaları ve beyindeki damar tıkanıklıklarından sonra da sıklıkla depresyon ortaya çıkabilmektedir. Depresyona yol açabilen diğer hastalıklar kanser, şeker hastalığı, kalp hastalıkları, anemi ve tiroid bezi hastalıklarıdır. Böbrek yetmezliği nedeniyle diyalize giren hastalarda da depresyon sık rastlanan bir durumdur . Sağlıklı ve Mutlu Günler Dileğimle…. 

Bu makale 10 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Psk. Dan. Yaser Yılmaz

Uzm. Psk. Dan Yaser Yılmaz, Hacettepe Üniversitesi’nden mezun oldu. Çukurova Üniversitesi, Yeditepe Üniversitesi ve Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde eğitim seminerleri verdi. Çeşitli TV ve Radyo kanallarında çocuk, ergen ve yetişkin psikolojisi ile ilgili programlara katılmıştır.

Uzm. Psk. Dan Yaser Yılmaz, Mesleki çalışmalarına Özel kliniği'nde ve NLP Bireysel Gelişim Psikoterapi Danışmanlık Merkezi'nde devam etmektedir.

Etiketler
Depresyon tedavisi
Uzm. Psk. Dan. Yaser Yılmaz
Uzm. Psk. Dan. Yaser Yılmaz
Mersin - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube