Riskler
Demans söz konusu olduğunda, değiştirebileceğiniz risk faktörleri ve değiştiremeyeceğiniz risk faktörleri bulunmaktadır. Hem değiştirilebilir hem de değiştirilemeyen bu risk faktörlerini bu sayfada öğrenebilir, ayrıca geçerliliği kanıtlanmamış, daha fazla kanıt gerektiren risk faktörlerini de inceleyebilirsiniz.
Risk Faktöründen Ne Anlamalıyız?
Risk faktörleri, yaşam tarzınız, çevreniz ve genetik geçmişinizle ilgili, bir hastalığa yakalanma olasılığını artıran unsurlardır.
Risk faktörleri tek başına bir hastalığın nedeni değildir. Bunun yerine, risk faktörleri demansın gelişme olasılığını artırır, ancak kesinlik sağlamaz.
Benzer şekilde, risk faktörlerine maruz kalmamak kişi için demans geliştirmeme garantisi vermez.
Bazı risk faktörleri değiştirilebilirken, bazıları değiştirilemez. Hangi risk faktörlerinin değiştirilebileceğini ve hangilerinin değiştirilemeyeceğini öğrenmek için okumaya devam edin!
Demans İçin Kontrol Edebileceğim Risk Faktörleri Var Mı?
Bazı risk faktörleri değiştirilebilir, yani bu risk faktörlerini azaltabilirsiniz. Demans vakalarının %40’ı, aşağıda detaylı açıklanan 12 değiştirilebilir risk faktöründen kaynaklandığı tahmin edilmektedir.
Yüksek Tansiyon
Orta yaşta (45 ile 65 yaşları arasında) sürekli yüksek tansiyona (hipertansiyon) sahip olan kişilerin, normal tansiyonu olanlara kıyasla demans geliştirme olasılığı daha yüksektir.
Yüksek tansiyon; kalp, damarlar ve kan dolaşımı üzerindeki etkisi nedeniyle demans geliştirme riskini artırabilir, özellikle de vasküler demans riskini artırabilir.
Sigara Kullanımı
Sigara içenlerin, sigara içmeyenler veya sigarayı bırakmış olanlara kıyasla demans geliştirme riskinin daha yüksek olduğuna dair güçlü ve tutarlı kanıtlar bulunmaktadır.
Bırakmak için asla geç değil! Sigara içenler sigarayı bırakabilir ve demans geliştirme risklerini azaltabilirler.
Diyabet
Orta yaşta (45 ile 65 yaşları arasında) tip 2 diyabeti olan kişiler, özellikle Alzheimer hastalığı ve vasküler demans olmak üzere demans geliştirme riskine daha yatkındırlar.
Obezite
Orta yaşta (45 ile 65 yaşları arasında) obezite, demans geliştirme riskini artırır. Obezite ayrıca tip 2 diyabet gibi diğer risk faktörlerinin gelişme riskini de artırır.
Fiziksel Aktivite Eksikliği
65 yaş ve üzeri bireylerde fiziksel aktivite eksikliği, demans geliştirme riskini artırır.
Kötü Beslenme
Doymuş yağ, şeker ve tuz açısından yüksek, sağlıksız bir diyet, demans ve kardiyovasküler hastalıklar dahil olmak üzere birçok hastalığa yakalanma riskini artırabilir.
Yüksek Alkol Tüketimi
Aşırı alkol tüketimi (haftada 12’den fazla içki), demans geliştirme riskinizi artırabilir.
Düşük Bilişsel Aktivite
Bilişsel katılımın, “bilişsel rezerv”in gelişimini desteklediği düşünülmektedir. Bu, yaşamları boyunca beyinlerini aktif olarak kullanan kişilerin, demans tarafından neden olunan beyin hücresi hasarına karşı daha korunaklı olabilecekleri fikridir.
Depresyon
Orta yaşta veya daha ileri yaşlarda depresyon yaşayan kişilerin, demans geliştirme riski daha yüksektir. Ancak, depresyon ile demans arasındaki ilişki hâlâ net değildir. Birçok araştırmacı, depresyonun demans için bir risk faktörü olduğunu düşünürken, diğerleri bunun hastalığın erken bir belirtisi olabileceğini düşünmektedir.
Travmatik Beyin Yaralanması
Şiddetli veya tekrar eden kafa yaralanmaları yaşayan kişiler, demans geliştirme riski taşıdıklarından dolayı risk altındadır. Beyin yaralanmaları, sonunda demansa yol açabilecek bir süreci tetikleyebilir.
Bu, özellikle boks, futbol, hokey ve Amerikan futbolu gibi sporlarla uğraşan sporcuları etkiler; bu sporlar sıklıkla tekrar eden kafa yaralanmalarına neden olabilir.
Düşmeler, travmatik beyin yaralanmasının önde gelen nedenidir. Düşmek, özellikle yaşlı yetişkinler için tehlikelidir.
İşitme Kaybı
Hafif seviyelerde işitme kaybı, bilişsel gerileme ve demans riskini artırır. İşitme kaybının bilişsel gerilemeyi nasıl etkilediği hâlâ net olmamakla birlikte, işitme kaybı sosyal izolasyona, bağımsızlık kaybına ve günlük aktivitelerde sorunlara yol açabilir.
Sosyal İzolasyon
Sosyal izolasyon, hipertansiyon, koroner kalp hastalığı, depresyon ve demans riskini artırabilir. Sosyal olarak aktif kalmak, demans riskini azaltabilir. Sosyal etkileşim aynı zamanda hastalığın ilerlemesini yavaşlatmaya da yardımcı olabilir.
Hava Kirliliği
Hava kirliliği ve demans arasındaki ilişki hala belirsizdir. Ancak, yoğun yolların yakınında yaşayanların demans riskinin daha yüksek olduğu tahmin edilmektedir, çünkü bu kişiler araç emisyonlarından kaynaklanan daha yüksek seviyelerde hava kirliliğine maruz kalabilirler.
Beyin sağlığınızı korumak veya iyileştirmek için değişiklikler yapmak hiçbir zaman çok erken veya çok geç değildir. Bu risk faktörlerinden bazılarını yönetmeyi öğrenebilirsiniz.
Demans için Kontrol Edemeyeceğimiz Risk Faktörleri
Yaş
Demans, yaşlanmanın normal bir parçası değildir. Ancak yaş, demans için bilinen en güçlü risk faktörüdür. Yaşlandıkça risk artar:
65 yaş üstü Kanadalıların her 20’sinden biri, en yaygın demans türü olan Alzheimer hastalığına sahiptir.
65 yaşından sonra, Alzheimer hastalığına yakalanma riski yaklaşık olarak her beş yılda bir iki katına çıkar ve 85 yaş üstü Kanadalıların her dörtte biri Alzheimer hastalığına sahiptir.
Nadir olmakla birlikte, demans 65 yaşın altındaki insanları da etkileyebilir. Bu, genç yaşta başlayan demans olarak bilinir.
Cinsiyet
Kadınların Alzheimer hastalığına yakalanma riski erkeklere göre daha yüksektir. Bunun nedenleri hala net olmasa da, olası etkenler arasında kadınların genellikle erkeklerden daha uzun yaşaması ve yaşamları boyunca östrojen seviyelerinde meydana gelen değişiklikler yer alabilir.
Alzheimer hastalığı dışındaki demans türleri için erkekler ve kadınlar aynı riske sahiptir. Bu alandaki araştırmalar devam etmektedir.
Genetik
Genlerin demans gelişimindeki rolünü henüz tam olarak anlamış değiliz. Bildiğimiz kadarıyla Alzheimer hastalığı vakalarının çoğu rastlantısal olup, ailelerde yaygın olarak görülmez. Alzheimer hastalığının nadir durumlarda kalıtsal veya ailesel olduğu bilinmekte olup, bu vakalar tüm vakaların yalnızca yüzde iki ila beşini oluşturur.
Bilim insanları, Alzheimer hastalığı riskini artırabilecek 70’ten fazla gen bulmuşlardır. Bu genlerden üçü doğrudan Alzheimer hastalığına neden olur: PSEN1, PSEN2 ve APP.
Bir kişi bu genlerden herhangi birinde bir değişiklik taşıyorsa, neredeyse kesinlikle ailesel Alzheimer hastalığı geliştirecek ve genellikle 65 yaşından önce bu durum ortaya çıkacaktır. Eğer bir ebeveyn bu değişmiş genlerden herhangi birine sahipse, çocuklarının hastalığı miras alma olasılığı yüzde 50’dir.
Alzheimer hastalığıyla ilişkili diğer genler ise riski artırır, ancak Alzheimer hastalığının gelişmesini garanti etmez. Bazı diğer demans türlerinin de ailesel formları vardır, örneğin bazı frontotemporal demans türleri gibi.
Diğer Risk Faktörleri Neler?
Demans geliştirme şansınızı artırabilecek diğer tıbbi durumlar arasında Parkinson hastalığı, multiple skleroz, kronik böbrek hastalığı ve HIV yer alır. Down sendromu ve bazı diğer gelişimsel engeller de demans riskinizi artırabilir.
Kanıtlanmamış Riskler
Bazı faktörlerin demansa neden olduğu iddia edilmektedir, ancak bu iddialar güçlü kanıtlarla desteklenmemiştir. Bu faktörlerin geçerli risk faktörleri olarak kabul edilebilmesi için, kesin bağlantılar gösteren daha fazla çalışma yapılması gerekmektedir.
İşte şu an için demansla ilgili bu kanıtlanmamış riskler hakkında bildiklerimiz:
Alüminyum
Mevcut araştırmalar, alüminyumun iz elementlerine maruz kalmanın demans gelişimi ile bağlantılı olduğuna dair ikna edici bir kanıt sunmamaktadır.
Alüminyum, demansla bağlantılı olabileceği düşünülen bir madde olarak 40 yılı aşkın süredir incelenmektedir. Ancak, bu konuda birçok çelişkili bulgu bulunmaktadır.
Bazı çalışmalar, demanslı kişilerin beyinlerinde alüminyumun iz elementlerinin artmış seviyelerini gösterirken, diğerleri bunu göstermemektedir.
Alüminyuma mesleki olarak maruz kalan kişilerde demans insidansının arttığını gösteren çalışmalar bulunmamaktadır.
Çay, yapraklarında daha büyük miktarlarda alüminyum iz elementlerini biriktiren birkaç bitkiden biridir ve bu elementler demlenmiş içeceğe geçebilir. Ancak, genellikle büyük miktarlarda çay tüketen kültürlerde demansın daha yaygın olduğuna dair bir kanıt bulunmamaktadır.
Ne yazık ki, önceki hayvan çalışmaları özellikle alüminyum zehirlenmesine karşı hassas bir hayvan türüne odaklanmıştır, bu da alüminyumun vücut üzerindeki genel etkileri hakkında yanlış sonuçlara yol açmıştır.
Alüminyumun Pişirme Kapları ve Diğer Ürünlerdeki Varlığı
Sadece tencere, tava, folyo ve içecek kutuları gibi alüminyum ürünlerini kullanmaktan kaçınarak alüminyuma maruziyeti önemli ölçüde azaltmak zor olurdu.
Bunun nedeni, bu ürünlerde alüminyum kullanımının, ortalama bir kişinin alüminyum alımının çok küçük bir yüzdesine katkıda bulunmasıdır. Alüminyumun, çevrede ve vücudumuzda normal ve zararsız seviyelerde doğal olarak bulunan bir element olduğunu hatırlamak önemlidir.
Çevredeki Alüminyum
Alüminyum, yeryüzünün yüzeyinin yüzde sekizini oluşturan bir ametal formuna sahiptir. Küçük miktarlarda alüminyum “iz elementler” olarak adlandırılır ve yediğimiz gıdalarda, içme suyumuzda doğal olarak bulunur ve bazı belediyelerde su arıtma sürecine eklenir.
Alüminyumun iz elementleri şuralarda da bulunabilir:
Birçok işlenmiş gıda
Kozmetikler ve deodorantlar, burun spreyleri gibi kişisel hijyen ürünleri
Bazı ilaçlar, bunları daha etkili veya daha az tahriş edici hale getirmek için
Kuru topraktan, sigara dumanından, pestisit spreylerinden ve alüminyum bazlı boyalardan gelen hava.
Vücudumuzdaki Alüminyum
Alüminyum, vücudumuzda da doğal olarak bulunur, ancak rolü tam olarak anlaşılamamıştır. Sağlıklı bir birey tarafından alınan alüminyumun çok az bir kısmı aslında emilir; çoğu böbrekler tarafından atılır.
Umarım bu yazı demans için risk oluşturan etmenler konusunda aydınlatıcı olmuştur. Bu risk faktörlerine karşı nasıl önlemler alabileceğimizi de konuşuyor olacağız.
Çeviri Kaynağı: AlzheimerSociety
Çeviren: İlayda Demir, MSc