Çocukları cinsel istismardan korumak

Çocukları cinsel istismardan korumak

Araştırmalar cinsel istismara uğrama riskinin en sık 5 yaş itibariyle başladığını göstermektedir. Bu dönemin en belirgin özelliği ise çocuğun meraklı ve samimi davranışlarıdır. Cinsel istismara en sık maruz kalınan dönem ise 8-13 yaş aralığıdır. Bu dönem bedensel olgunlaşmanın hızlı olduğu, iletişimin ve arkadaşlığın önem kazandığı ve böylece çocuğun, daha fazla sosyal gruplar içinde yer aldığı dönemdir. Bununla birlikte çocuğun cinsel konulardaki bilgisi az ve yaşanabilecek tehlikelerden habersizdir.

Yaygın inanışın aksine istismarı gerçekleştirenlerin %80’e yakını çocuğun tadığı bir kimsedir. Çocuğun tanıdığı yada güven duyduğu kimseden gelen taciz davranışları çocuğun kafasının karışmasına ve yaşadıklarını doğru değerlendirememesine neden olur. Bu durum ise, çocuğun tekrar tekrar istismar edilmesinin önünü açar. Üstelik istismar davranışlarına hediye ve sevgi sözcükleri eşlik edebildiği gibi, küçük yaş  grubundaki çocuklara bu durum bir oyunmuş gibi aktarılabilir.

Çocuklar doğdukları andan itibaren bedenlerine değen tüm ellerin duygusunu hissederler. Bu duygular “iyi” yada “kötü” olarak kodlanır ve çocuk “iyi” duygular hissettiği yetişkin yanında kendini güvende ve huzurlu hisseder. Çocuk “kötü” duygular hissettiği yetişkinin yanında ise tehlike hissiyle dolar ve güvensiz, huzursuz ve kimi zaman asabidir. Ancak ebeveynler ve bakım verenler tarafından yemek, banyo, tuvalet ve kıyafet değişimi gibi çocuğun bedeniyle ilgili eylemler zorlanarak, çocuğun duygusu sömürülerek, “hayır” sözcüğü önemsenmeyerek yada kandırılarak yapıldığında çocuk hissettiği duygular konusunda kafa karışıklığı yaşayacaktır. Aynı şekilde ısrarcı ve zorlayıcı sevgi davranışları, çocuğun bedeninin sınırlarını tanımasının, iyi ve kötü dokunuşlara dair duygusal farkındalık geliştirmesinin ve “hayır” deme cesaretini gösterebilmesinin önüne geçebilmektedir.

Çocukları cinsel istismar riskinden korumanın önemli koşullarından biri, çocuğun bedeniyle ilgili kararlarına saygı duymaktır. Çocuklar, erken yaşlardan itibaren bedeni ve özel bölgeler hakkında bilgilendirilmeli, buralara, tanıdığı yada tanımadığı kimselerce, dokunmanın ve laf atmanın suç olduğu bilgisi verilmelidir.

Bu makale 27 Kasım 2020 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Psk. Kübra Şahin İpek

Uzm. Psk. Kübra Şahin İpek, Lisans öğrenimini Uludağ Üniversitesi Psikoloji bölümünde ve yüksek lisans öğrenimimi Üsküdar Üniversitesi Nörobilim programında  tamamlamıştır.  Yüksek lisans tezini, Prof.Dr.Sultan Tarlacı danışmanlığında “Annelerin Çocukluk Örselenmelerinin Çocuğa Bakım Verme Davranışları Üzerinde Etkisi ve Çocuk İçin Riskleri” üzerine yazmış olup, akademik çalışmalarında erken çocukluk dönemi örselenmeleri ve nöropsikolojik gelişimi üzerine yoğunlaşmıştır. 2007 yılından bu yana çocuk ihmal ve istismarı, aile içi şiddet ve boşanma konuları üzerinde ve 2014 yılından bu yana çocukluk dönemi bağlanma bozuklukları, kaygı, uyum ve davranış bozuklukları (öfke kontrolü, yeme sorunları , takıntılar vb.), üzerine çalışmaktadır.   Uzm. Psk. Kübra Şahin İpek, Çocuklarla çalışmalarında deneyimsel oyun terapisi ve yaratıcı teknikler kull ...

Uzm. Psk. Kübra Şahin İpek
Uzm. Psk. Kübra Şahin İpek
Kocaeli - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube