Çocuklarda alt ıslatma hakkında bilgiler

Çocuklarda alt ıslatma hakkında bilgiler

Tıp dilinde ‘enurezis’,  halk dilinde ise ‘yatak ıslatma’ veya ‘alt ıslatma’ olarak bilinen sağlık probleminin tıbbi bir sorun mu yoksa psikolojik kaynaklı mı olduğunu tespit etmek gerekir. İki türlü ortaya çıkar: Fiziksel: Diyabet, böbrek ve mesane problemleri, çeşitli parazitler Psikolojik: Erken tuvalet eğitimi, baskıcı tutumlar, kardeş kıskançlığı, ailevi problemler, fobiler, okul başarısızlığı gibi.

Genellikle çocuklar, 2- 3 yaşlarında gündüz mesane kontrolünü kazanırlar. Gece kontrolü ise 3,5- 4,5 yaşları arasında tamamlanmaktadır. Çocuğun normal gelişim içinde idrarını gece ve gündüz kontrol edeceği biyolojik olgunluğa erişmesi gereken 5 yaşından sonra tekrarlayıcı olarak istem dışı alt ıslatması enürezis adını alır. Hem çocuk hem de evebeynler için zor olan bu süreçte ailenin yaklaşım şekli hastalığın sürecini belirleyen faktörler arasında yer alıyor.

Çocuklar mesane kaslarının kontrolünü 2-3 yaşlarına geldiğinde kazanır. Gündüz genellikle 2 yaş civarında, gece ise 4-5 yaşları arasında alt ıslatma sorunu ortadan kalkar.

Eğer çocuklar 5 yaşını geçmesine rağmen bedeninde fiziksel bir anormallik olmadığı halde uykusunda istemsizce idrar kaçırmaya devam ediyorsa alt ıslatma sorunundan söz edilebilir. Çocuklarda alt ıslatma sorunu % 80 gece (enuresis nocturna), %5’ i ise gündüz ( enuresis diurna) görülmektedir. Alt ıslatma erkek çocuklarda kız çocuklara oranla daha fazla gözlemlenir.

Ebeveynler çocuklarının tuvalet ihtiyaçlarını kendi kendilerine çözmelerini beklerler. Bilinmesi gereken küçük yaştaki bir çocuğun tüm kas sistemi işleve hazır görünse de çocuğun sinir- kas kontrolü yavaş gelişebilir. Buna tıp dilinde primer enuresis adı verilir. Sinir ve kas kontrolünün yavaş gelişmesinden kaynaklanan bu durum zamanla kaybolur.

Çocuğun duygusal dünyasında gerginliğe neden olan durumlar tuvalet kontrolü oluşan bir çocukta gerilemeye neden olabilir. Yeni bir kardeşin aileye katılması nedeniyle ilgi çekmek için kardeşine özenerek altını ıslatabilir.

Ailenin tuvalet eğitimine zamanından önce başlaması ve bu eğitimi verirken baskıcı bir tutum takınması çocukta korku ve endişeye sebep olur ve çocuğun duygusal dengesini bozar. Tuvalet eğitimi konusunda hiç eğitim verilmemesi de enüresise neden olabilir. Çocuk 2.5 yaşına geldiğinde bu eğitime başlanabilir. Ancak tuvalet eğitime başlamadan önce çocuğun buna hazır olup olmadığı da gözlemlenmelidir.

Ebeveynlerin yanlış tutumları nedeniyle çocukta oluşan davranış bozukluklarının en yaygın nedeni zorlamadır. Tüm çocuklara için geçerli olmasa da tuvalet eğitimi verilirken zorlanan çocukların bazıları, ileride yataklarını ıslatan, enuretik çocuklar olurlar.

Alt ıslatma sorunu ile çocuğun duygusal dünyası arasında bir bağ vardır. Uykuda idrar kaçırma çocuğun duygularını sözlü olarak ifade edememesinin dışa vurumudur. Ailesinden yeterince ilgi ve sevgi göremeyen çocuk altını ıslatarak ilgi alaka beklediğini göstermiş olur. Aşırı ilgi sonucunda da, alt ıslatmayla birlikte çocukta tırnak yeme, parmak emme, bebeksi hareketler ve konuşmalar gözlemlenebilir. Aile içinde huzursuzluk, eşler arasındaki tartışmalar, anneye aşırı bağımlı olma, ailenin kuruyucu tutumu da hastalığın oluşmasındaki nedenler arasındadır.

Anne babalar çocuklarının bilinçli olarak altlarını ıslattıklarını düşünebilirler. Oysaki çocukların büyük bir çoğunluğu altını istem dışı ıslatır. Bilinçli ya da bilinçsiz eğer bir çocuk altını ıslatıyorsa rahatsız olduğu bir durum var demektir. Alt ıslatma davranışının yaygın olması bunun önemsiz olduğu anlamına gelmez. Eğer çocuk 5 yaşını doldurmasına rağmen hala altını ıslatmaya devam ediyorsa profesyonel yardım almalıdır. Tedaviye başlamadan önce çocuğun motive edilmesi gerekir.

Bunun içinde anne babanın çocukla sıcak bir iletişim kurması, problemin çözüleceğine dair çocuğa güven vermelidir. Her çocuk sabah uyandığında kuru kalmayı ister. Yatağını ıslattığı zamanlarda bu durumdan dolayı sıkıntı ve utanç duyar. Altını ıslattığı için çocuğa bağırmak, hakaret etmek, suçlamak, cezalandırmak ters tepki yaratabileceği gibi özgüven kaybına neden olur. Bu sorunu düzeltmek için su içirmemek ya da gece rastgele saatlerde çocuğu uyandırmak hastalığın tedavisi için kökten bir çözüm değildir.

Sadece yatağın o gece kuru kalmasını sağlar. Kuru kalktığı zamanlarda çocuğu ödüllendirmek, ‘’bunu başarabileceğini biliyordum’’ gibi ifadeler motive edici olacaktır. Başaramadığı zamanlarda ise çocuğa zaman tanınmalı, sabırlı ve sevecen bir tutum içerisinde ‘’bunun üstesinden beraber gelebiliriz’’şeklinde yaklaşılmalıdır.

Bu makale 15 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Psk. Esma ŞAHPERİYEVA

1987 yılında Azerbaycan'in Bakü ilçesinde doğan Psikolojik Danışman Esma Şahperiyeva ilkokul, ortaokul ve liseyi Bakü'de tamamladıktan sonra psikoloji lisans eğitimini Yurtdışın da özel bir Üniversitede yüksek şeref öğrencisi olarak bitirmiştir. Üniversite hayatı sürecinde depresyon tanısı almış hastalar için başlatılan önemli bir sosyal sorumluluk projesi olan "Huzur Projesi" daki etkinliklerde ve projelerde yer almıştır. psikoloji bölümünden mezun olduktan sonra yine Yurtdışı özel Üniversite de  Klinik Psikoloji Yüksek Lisans programına başlamıştır ve eğitimini tamamlamıştır. Bu esnada Bakü'de bir kolejde okul psikoloğu olarak çocuk ve ergenlerle çalışmaya başlamıştır. Bilimsel çalışmalarını yurt içi ve yurt dışında kongrelerde sunma olanağı olmuştur ve bu çalışmaları farklı uluslararası dergilerde yayımlanmıştır. Uzmanlığını tamamladık ...

Etiketler
Alt tam protezlerin stabilitesi
Psk. Esma ŞAHPERİYEVA
Psk. Esma ŞAHPERİYEVA
İstanbul - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube