Doktorsitesi.com

Çocuklara Cinsel Eğitim

Aile Danışmanı Nurgül Arslan
Aile Danışmanı Nurgül Arslan
17 Temmuz 202511 görüntülenme
Randevu Al
Çocuklarımız, dünyadaki en değerli varlıklarımız. Onlar dünyaya geldikten sonra hayatımızda pek çok şeyi onların yararına olacak şekilde değiştiririz. İmkânlarımız doğrultusunda en iyi kıyafetleri, en iyi yiyecekleri, en iyi oyuncakları alır, evimizin her köşesini onlara uygun şekilde düzenleriz. En iyi okullara göndeririz. Bazı anne babalar çocukların gelişimsel yönünü çok iyi takip edebilmek ve doğru davranışlarda bulunabilmek için, çocuk eğitimi üzerine kitaplar okur, filmler izler ya da seminerlere katılarak onları sağlıklı bireyler olarak yetiştirmek için ellerinden geleni yaparlar. Kuşkusuz bütün bunlar çok önemli ve gerekli ebeveynlik tutumlarıdır.
Çocuklara Cinsel Eğitim

Ancak göz ardı ettiğimiz ve aslında sağlıklı bir gelişimin olmazsa olmazlarından olan çocuklarımıza vermemiz gereken “ cinsel eğitim” konusudur.

Cinsellik bir çok anne babanın, hatta öğretmenlerin bile yok saymayı tercih ettiği bir konudur. Bunun en önemli nedenlerinden biri, cinsel eğitimin seks eğitimi ile karıştırılmış olmasıdır. Toplum olarak sağlıklı nesiller yetiştirmek; bedensel, ruhsal, zihinsel, sosyal ve cinsel yönden kendisi ve çevresi ile barışık bireyler yetiştirmekle mümkündür. Bu konuda yürütülmüş pek çok araştırmada ana babaların çoğunun üreme ve cinsiyet konusunda çocuklara küçük yaşta bilgi vermeyi savunduğunu, fakat yine bu aynı kişilerin çocuklarına cinsel eğitim vermemiş olduğu görülmüştür. Bunun temel nedeninin, anne babaların konuyu nasıl ele alacaklarını bilemeyişlerine dayandığı düşünülmektedir. Çekingenlikleri, yaşamın bu doğal parçasını küçük yaşta öğrenmenin sakıncalı etkileri olabileceği düşüncesinden çok, bu konudaki bilgisizliklerden ve konunun onları tedirgin etmesinden kaynaklanır. İşte tipik tepkilerden birkaçı:

• Bu işi nasıl açıklayacağımı bilemiyorum. • Acele etmeme gerek yok, nasıl olsa öğrenir • Bunu anlatırken hangi kelimeleri kullanmam gerektiğini bilmiyorum

Anne babanın, kendisinin bu konudaki çekingenliği bilgi vermeyi hep yarına bırakma eğilimini doğurduğu gibi, çocuğun bu konudaki sorularının da yanıtsız kalmasına yol açmaktadır. Böylece çocuğun kadın- erkek olma konusundaki tutumu ve eğilimlerinin tohumları atılmış olacaktır. Şimdi bu yazımı okuyanların bazılarının “ Aman canım bize çocukken cinsel eğitim dersi mi verdiler, ne oldu? Kadın da olduk erkek de… “ diye söylediklerini duyar gibiyim. Fakat bilimsel araştırmalar bunun tam tersini söylüyor.

Çocuklar her yaşta farklı sorular sorarlar. Kız ve erkek farklılıklarını anlamaya çalıştığı sorular veya ben nasıl oldum gibi varoluşsal sorular…Çocukların sorduğu sorular cinsel içerikli olsa bile dünyayı ve kendilerini anlamakla ilgili sorulardır. Yetişkin cinselliği gibi değildir. Çok doğal bir meraktır sadece.

Örneğin:
- “Anne senin de benim gibi penisin mi var?”
- Hayır oğlum ben bir kadınım ve benim bir vajinam var. Senin baban gibi penisin var. Tüm erkeklerin penisi olur.
- Peki vajianını görebilir miyim?
- Hayır göremezsin, çünkü orası özel bölge. Ama merakını anlıyorum. İstersen sana kadın ve erkeğin farklılıklarını resimlerle anlatayım.( Anne çizimlerle çocuğa anlatır.)
- Sonra şöyle bir dönüş de gelebilir: Ama sen benim özel bölgemi görebiliyorsun.
- Evet sen bir çocuksun ve ben annen olarak sana poponu temizlenmende ve banyo yapmanda yardımcı oluyorum. Sen bunları kendin yapmayı öğrendiğinde ben de senin özel bölgelerini görmeyeceğim. Sen büyüyene kadar baban veya ben yanındayken doktorun da görebilir. Vb. gibi iletişim kurulabilir.
- Ebeveynler olarak bunları konuşmak zor olabilir. Utanabiliriz, ne diyeceğimizi bilemeyebiliriz, bazı konularda bilgimiz de olmayabilir ancak, ona kızmadan, susturmadan o an olan duygu ve düşüncemizi çocukla paylaşmalıyız. Örneğin; “bu sorduğun soru çok normal ama ben bunun cevabından tam emin değilim, bunu biraz araştırıp sana öyle cevap vermek istiyorum.” gibi bir cevap çocuk için yeterli olacaktır.

Bunun için anne babalar ve eğitimciler olarak bilimsel kaynaklardan, veya danışmanlık alarak bu konuda doğru bilgileri öğrenmeliyiz.

Yazar Hakkında

Aile Danışmanı Nurgül Arslan

Aile Danışmanı Nurgül Arslan

02.03.1981'de Kütahya'da doğan Nurgül Arslan, karmaşık aile sistemleri içinde büyüdü. Anne tarafı Yunanistan ve Bulgaristan sınırından Türkiye'ye göç etmiş, dedesi ise evlatlık verilmiş. Baba tarafı feodal ve ataerkil bir yapıya sahip olan Arslan, bu iki sistemin harmonisi ile ailesinin erkek olarak beklediği ikinci kız olarak dünyaya geldi.

Lisede kitap okuma alışkanlığı geliştiren Arslan, felsefe ve psikolojiye ilgi duydu. Davranış Bilimleri ve Sosyoloji lisanslarını tamamladıktan sonra, 16 yıldır bireysel ve aile danışmanı olarak çalışmaktadır. CİSED'den Cinsel Terapi, Psikoterapi Enstitüsü'nden Bütüncül Psikoterapi ve Davranış Bilimleri Enstitüsü'nden EMDR eğitimi alan Arslan, şu anda Mudanya Üniversitesi'nde Psikoloji yüksek lisansına devam etmektedir. Ayrıca, sanat terapisi ve aile sistemleri üzerine de çalışmalar yapmaktadır.

Bireysel ve cinsel danışmanlığın yanı sıra, grup danışmanlığı ve aile dizimi çalışmaları da yürüten Arslan, grup terapilerinin bireysel terapilere kıyasla maliyet açısından avantajlı ve etkileşim açısından güçlü olduğunu vurgulamaktadır. Kendini anlayan ve geliştiren bir bireyin, başkalarını da doğru şekilde anlayabileceğine inanmaktadır.

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.