Çocuk cinsel istismarı ve çocuk üzerindeki etkileri (2)


Çocuğun maruz kaldığı istismarın süresi ve içeriği ne olursa olsun, çocuğun küçük olması dolayısıyla unutacağı, hatırlamayacağı hem yanlış hem de çocuk açısından zaten verilmiş olan hasarı daha da büyütüp kalıcı hale getirecek olan bir tutumdur. Bu konuda ilk kural (1) her zaman çocuğa inanmak olmalı. Çünkü çok istisnai durumlar hariç, hemen hiç bir küçük çocuk bu (bilmediği ve de kavrayamayacağı) konuda gerçek olmayan bir deneyimden bahsetmez. Çocuğun, zaten yaşadığı deneyimlerle kafası karıştığı ve utanç ve suçluluk gibi taşınması çok ağır olan duyguları içinde barındırdığı için, derdini açtığı büyüğün ona inandığını görmesi onu rahatlatacak olan ilk adım. Kendisine açılan çocuğu dinleyen büyüğün çocuğa vermesi gereken ilk mesaj “bu olayda çocuğun hiç bir suçu olmadığını” söylemek; (2) çocuğun –eğer biliniyorsa--istismarcı ile her tür temasını kesmek; (3) kendisine rağmen yaşadığı travmatik deneyimi, çocuğun bilincinde ve duygu dünyasında düzenli bir yere oturtabilmesine yardımcı olmak üzere bir klinik psikologdan destek istenmeli. Böylece çocuk yaşadıklarını güvenli, anlayışlı ve empatik bir ortamda çeşitli yöntemlerle anlatıp tarif edebilme olanağına kavuşur.
Cinsel istismarın çocuk üzerindeki etkileri
Çocuğun kontrolü dışında gelişen, onun kavrayamayacağı bir travma olan cinsel istismar pek çok alanda kalıcı hasarları oluyor. Bunlar şöyle sıralanabilir: yaşamdan zevk alma kaybı, duygusal dumura uğrama, karamsar bir gelecek duygusu, fiziksel şikayetler, endişe, evham, içe dönme, sık sık tekrarlanan kabuslar, sürekli tetikte olma hali, zihinsel performansta düşüş. Dahası, utanç ve başlarına gelen olaya kendilerinin sebebiyet verdiklerine inanmaları sonucunda oluşan suçluluk, cinsel tacize uğrayan çocukların hemen tümünde görülen ve taşınmaları çok ağır olan iki duygu.
Çocuğun cinsiyeti de yaşanan travmanın semptomlarını farklı kılabiliyor. Yaşadığı deneyimden utanç duyan ve buna kendisinin sebep olduğunu düşünüp suçluluk duyan ve böylece daha da korkan çocuk eğer kız ise, içine kapanma, daha önce severek yaptığı aktivitelerden uzaklaşma, yalnız uyumak istememe, yatak ıslatma, iştahsızlık görülebiliyor. Çocuk erkek ise ise, bunlara ek olarak saldırgan ve tutarsız davranışlar sergileme görülen sonuçlardan.