Cinsel sorunlar mahremiyet zorluklarının bir göstergesidir.


Mahremiyet evlilikte, cinsel ve aile yaşamında çok elzem bir kavramdır. Mahremiyet de aşk gibi birçok tanıma sahiptir. Mahremiyet yaygın anlamlarının dışında birçok şey ifade etmektedir. Arapça haram kelimesinden gelir ve haram olma hali demektir. Herhangi bir şey özelse onu hak etmeyen bir kişiyle paylaşmak doğru değildir. Bu özel olan şey için mahrem kelimesi de kullanılabilir. Paylaşmamak haline, gizli olma durumuna veya gizliliğe ise mahremiyet denir. Kişinin kendisine, karşındakine duyduğu saygının bir gereğidir. Mahremiyet sıkı sıkı tutup, korunması, kollanması gereken yaşantılar, duygular ve anlardır. Başkalarının ellerine, dillerine ve gözlerine bırakılmaması gereken özel bir alandır. Titizlikle muhafaza edilmesi gereken bir güzelliktir. Bir anlamda kişinin çok özel insanlarla paylaştığı iç dünyasının dokunulmazlığı da diyebiliriz. Mahremiyet sanıldığının aksine eski uygarlılarda ve ortaçağ Avrupa'sında olmayan, antik Yunan'da küçümsenen, Roma'da önemsiz bulunan kavramdır, Rönesans'la ortaya çıkan bireyselleşmenin bir ürünüdür. Temelde İnsanın yüceliğine inanma ve karşılıklı sınırsız saygıya dayanır. Tümüyle çağdaş bir olgudur, demokrasinin bir getirisidir. Mahremiyet; edep ve haya anlamlarını da taşımaktadır. İşte bu yüzden mahremiyet sağlıklı ve mutlu bir evliliğin oluşmasında en önemli unsurlardan biridir. Mahremiyetin olmadığı bir yerde huzur da yoktur; huzurun olmadığı yerde de haz verici bir cinsellikten ve aşktan söz etmek imkansızdır. Mahremiyet için birçok önemli öğe vardır; bağımlı olabilme, işbirliği ve becerisi ile mahrem ilişkilerde meydana gelen çatışmayı, düşmanlığı çözebilme, anlama, direnebilme ve ifade edebilme yetisi. Bir başka anlamda mahremiyet; kimliğin, duygulanımın, egemenliğin, uyumun, çatışma çözümünün ve cinselliğin vazgeçilmez bir birleşimidir. Bir başka açıdan mahremiyet; incinmeyi ve incinmekten korkmayı paylaşmadır. Evlilikte mahremiyet ise her eşin beraberinde ego gücü, iktidarı, kırılganlığı, bağımsızlığı, dokunmayı, güveni, karşılıklılığı, benliğe dair anlayışı ve benliği paylaşmayı getirmesidir. Çoğumuzda olduğu gibi mahremiyet; güçlü bir benlik ister, kırılgandır, yanılabilir ve ihtiyaç içindedir. Mahremiyeti geliştirebilmek için ihtiyaç içindeki benliklerimiz için alan ayırmalıyız. Mahremiyet korku dolu bir süreçtir, çünkü; ifşa korkusu; terk edilme korkusu; kızgın saldırı korkusu; kontrolü kaybetme korkusu; kişinin kendi yıkıcı dürtülerinin korkusu; kişinin bireyselliğini kaybetme korkusu gibi korkular içinde barındırır. Biz CİSED olarak; bütün bu korkuların sağlıklı ve mutlu evlilikte giderilebileceğini düşünüyoruz. Ayrıca cinsellik sorunları mahremiyet zorluklarının bir göstergesi olarak görüyoruz. Mahrem, ifade edilen duygusal hisler, duygulanım, bağımsızlık ve kırılganlığın eksikliği cinsel temasın eksikliğini pekiştirir. Çiftin hayatındaki mahremiyet tatmin edici ve zevk veren cinsel hayat için karar verici ana etkenlerden biridir. Sadece sorunlu çiftler mahremiyet olmadan cinsel yönden birbirini tatmin edebilir. Çoğu çift için mahremiyet olmadan birbirlerini cinsel yönden tatmin etmeleri mümkün değildir. Gerçek orgazmın verdiği zevk sürekli gelişen mahrem evliliklerde zirve yapar. Mahrem evliliklerde cinsellik sadece eğlence ve aşkın ifadesi olarak yer alabilir. Ancak bu durum neden sevilmediğini hisseden eşlerin sırf cinsellik için cinsel ilişkiye girmek istemediğini açıklar. İncinmeye dair korkularımızı ve zayıflıklarımızı paylaşamazken en yüksek düzeyde orgazm zevkini nasıl paylaşabiliriz? Aslında bir eylem olarak cinsellik çok kolay yapılabilir, gerçekleştirilebilir. Cinselliği aşk ve mahrem ilişki kapsamında paylaşmak zor olandır. Cinsellik aşkın bir ifadesi olarak duyguların, hislerin ve geçmiş ve o anki kaygı, acı, korku ve karışıklıklara dair deneyimlerin bir paylaşımıdır. Eğer gerçek bir paylaşım meydana gelmezse cinsel performans zarar görür. Bundan dolayı CİSED olarak cinselliğe paylaşılan geçmiş deneyimler çerçevesinde hislerin bulunduğu müzakere edilebilir bir eylem olarak yaklaşıyoruz.