Bundan çok eski zamanlarda yaşamış ibn-i hacer'in hikayesini duymuş muydunuz?

Duymamışsanız anlatayım. O zamanların üniversitesi niteliğinde olan medresede eğitim alan İbn-i Hacer, yıllar geçmesine rağmen derslerinde beklediği başarıyı elde edememiş ve daha fazla medrese eğitimine devam edemeyeceğini düşünerek evine dönmeye karar vermiş. Eve dönüş yolunda dinlenmek için bir mağaraya sığınmış. Mağara tavanından küçük damlalar halinde dökülen suyun hemen altındaki kayada oluşturduğu oyuk gözüne ilişmiş. "Bir su damlası nasıl olur da bir kayayı yenebilir?" diye düşünmüş. Düşündükçe fark etmiş ki minicik su damlası sürekliliğini hiç bozmadan akmaya devam ediyor. Ona kayayı deldiren kuvveti değil sürekli oluşuymuş. Bunun üzerine İbn-i Hacer (Taşın Oğlu) eve dönüş rotasını değiştirip tekrardan medreseye geri dönmüş. O hevesle başladığı eğitimini bitirmiş bize de pay çıkarabileceğimiz bu kıssayı bırakmış.

Bundan çok eski zamanlarda yaşamış ibn-i hacer'in hikayesini duymuş muydunuz?

 Hedef belirledikten sonra en zoru hedefin gerektirdiği özverinin devamlılığını sağlamak olabilir. Bazı günler işimizin başına geçip dinlenmek nedir bilmeden çalışırken bazı günler yataktan bile çıkmak istemeyebiliriz. Tam bu noktada gündelik dilde duymaya aşina olduğumuz motivasyon kavramı karşımıza çıkar. Hadi gelin motivasyona biraz yakından bakalım.

     Motivasyon, hedefimizi gerçekleştirmek için bizi harekete geçren güçtür. Bu güç; kaynağını; isteklerimizden, hayallerimizden, ihtiyaçlarımızdan ve ideallerimizden alabilir. 

     Motivasyon içsel ve dışsal olmak üzere ikiye ayrılır. İçsel motivasyonun kaynağı bizdedir. Mutluluğumuz, heveslerimiz, tatmin olma duygumuz bazen ise korkularımızdan kaynak bulur. Dışsal motivasyon dışarıdan gelen uyaranlara (ödül/ ceza) göre harekete geçme gücü bulur. Çoğu durumda birini diğerine tercih etmek gerekse de iki tip motivasyona da ihtiyaç duyarız. Örneğin çok sevdiğiniz bir işi para kazanmadan uzun süre yapmak istemeyebilirsiniz ya da kazancı çok iyi olan bir işi mutsuz olduğunuz için terk etmek sizi zorlayabilir. 

Motivasyonumuzu kaybettiğimizde onu nerelerde arayacağımızı, bulabilmek için biraz da motivasyonun temeline bakalım.

İhtiyaçlar: İhtiyaçlarınız hedefinizi ve ona karşı olan özverinizi büyük oranda etkiler. Örneğin karnınız açken bir an önce o ihtiyacı karşılamak istersiniz ve yemek bulmak konusunda hızlı ve istekli davranırsınız.
Uyarılmışlık: Normal düzeyde korku/ kaygı sizi güdüler.(Bakınız: "Sınav Kaygısı" başlıklı yazımız.) Her zaman olumluya ulaşmak için çaba sarfetmeyiz bazen olumsuzdan kaçma için de çaba gösteririz.
İnançlar: Hedefinizi çok istediğinizi söylerken bir yandan da "Zaten ona ulaşamam./ Ben başaramam." şeklinde olumsuz inançlarınız sizi motivasyon kaybıyla karşı karşıya getirebilir.
Kaybettiğim Motivasyonumu Nerede Bulabilirim?

Motivasyonunuzu kazanmak için zihninizdeki düşünceleri gözden geçirmeniz faydalı olabilir. Olumsuz düşüncelerle dolu bir beyin sizin için çok güzel işler yapmak istemeyecektir.
Sözlüğünüzde bazı değişiklikler yapabilirsiniz. "Yapamam." yerine "Yapmak için neye ihtiyacım var?" demek gibi.
Tabii ki yola hedefe varmak için çıkılır. Sizin varmak istediğiniz liman nerede ve gerçekten size uygun mu? Hedefleriniz ilgi ve yeteneklerinizin birbirine mümkün olduğunca yakın olan bir noktada olursa motive olmanız daha kolay olabilir.
MOTİVASYONUMU KAYNETTİM NEREDE BULABİLİRİM? Bir önceki liman metaforuyla devam edecek olursak limana varana kadar sağlam bir rotaya da ihtiyacınız var. Günlük rutinlerinize uygun bir plan program neyi, ne zaman, ne kadar yapacağınızı görmenizi sağlayabilir.
Mücadeleyi elden bırakmamak önemli. Küçük de olsa her gün hedefiniz için bir çaba ortaya koyun. Hikayemizi hatırlayın su ancak sürekli olduğunda taşı delebilir. 
Motive olmak için kendinize de ihtiyacınız var. Bu süreçte kendinizi ihmal etmeyin. Bir sonraki gün tekrardan motive olabilmek için size iyi gelecek şeylerle ilgilenebilirsiniz.
Kendi motivasyon kaynağınıza kulak verin. İhtiyacınız, isteğiniz ne? Neden bu hedefi seçtiniz?
Sağlığınıza dikkat edin. Güçlü bir motivasyon sağlıklı bir bünye ile mümkündür.

Bu makale 28 Mart 2025 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Psk. Dan. Hanne Erusta

Psikolojik Danışman/Eğitim Danışmanı Hanne Erusta Lisans eğitimini Ordu Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik (PDR) Bölümü’nde tamamlayan Hanne Erusta, alanındaki uzmanlığını geliştirmek amacıyla Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nde yüksek lisans yapmaktadır. Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), Oyun Terapisi ve Aile Danışmanlığı ve MMPI, MOXO Dikkat Testi, Resi Analizi ve Çocuk Değerlendirme Testleri eğitimlerini tamamlayan Hanne Erusta, bireysel danışmanlıkta çocuklar, gençler ve yetişkinlere yönelik terapi süreçlerini başarıyla sürdürmektedir. Uzmanlık alanları arasında sınav kaygısı, ilişki problemleri, duygu düzenleme ve özgüven geliştirme yer almaktadır. Danışanlarının ihtiyaçlarına uygun çözüm odaklı bir yaklaşımla çalışırken, mesleki gelişimini sürdürmek adına alanındaki güncel eğitim ve yaklaşımları takip etmeye devam etmektedi ...

Psk. Dan. Hanne Erusta
Psk. Dan. Hanne Erusta
Ankara - Psikolojik Danışman
Facebook Twitter Instagram Youtube