Bir narsistle yaşamak

Bir narsistle yaşamak

Her zaman ve her yerde kendisini merkez sanan biri ile yaşıyorsanız ya da yaşamak zorunda iseniz oldukça yorgunsunuz demektir.

Narsisim, temelde kişinin kendini değersiz görmesini ödünlemek için diğer bir ifade ile bu duygusu ile başa çıkabilmek için büyüklenmeci davranışlar içeren hem kişinin kendisini hem de çevrelerindekini yoran önemli bir kişilik bozukluğudur. Narsisim epigenetik nedenleri olabildiği gibi daha çok kişisinin çocukluk yıllarındaki olumsuz yaşantılarından kaynaklanmaktır.

Narisistler temelde kendilerini öyle değersiz görürler ki, bu değersizlikle başa çıkabilmek için çevrelerine ve kendilerine en değerli kişiymiş gibi gösterme davranışlarını sergilerler. Narsistleri üç grupta inceleyebiliriz.

Bunaların birincisi nobel ödüllü narsistlerdir. Bu grupta yer alan narsistler öyle başarılı olurlar ki çevrelerindeki kişiler hep başarılarından konuşurlar. Bu kişiler başarılarından konuşulması için özel zeminler hazırlarlar. Diplomaları, başarı ödülleri, gazete, dergi sayfaları adeta yörüngelerinde canlı yayın yaparlar. O kişinin olduğu atmosferde başarılarını görmemek imkansızdır. Bu kişilerin bulunduğu ortamlarda her nasılsa her zaman konu başarılarıdır. Her başarılı insan narsist değildir. Normal başarılı insanla nobel ödüllü bir narsisti ayırt etmek kolaydır. Nobel ödüllü narsist sizin başarısını övmeniz için adeta gözünüze bakar, ne yapar eder konuyu başarılarına getirir. Normal başarılı insanlar ise başarıları gündeme geldiğinde normal şekilde konuşurlar ve konu biter. Genellikle normal başarılı insanlar mütevazi olurlar ve hatta başarılarının konuşulmasından rahatsız ve mahcup olurlar.

İkinci grubu sınır tanımayan narsistler oluşturur. Bu kişiler kendi değersizlik çekirdeklerini korumak için hep çevrelerindeki kişilere saldırırlar, eleştirirler, küçümserler, alay ederler… Özellikle böyle bir eşiniz var ve rahatsızlığından haberiniz yok ise bir süre sonra kendinizi bir işe yaramaz, değersiz ve aşağılık bir olarak görebilirsiniz. Oysa siz normalsinizdir muhtemelen eşinizin semptomları sizi bu hale getirmiştir.

Üçüncü grup ise verici narsistlerdir. Bu grupta yer alan narsistler öyle iyi insanlardır ki, hiç kimseye hayır diyemezler. Herkesin yardımına koşarlar, hiç kimse ile kavga etmezler, her şeye herkese eyvallah demekten başka çareleri yoktur. Her iyi ilişkiler içinde olan insan da verici narsist değildir. Çevresi ile iyi ilişkiler içinde olmak sağlıklılık belirtisidir. Bu gruptaki narsistler de iyiliklerinin görülmesi ve konuşulması için aşırı caba gösterirler. Her seferinde ne kadar iyilik yaptıklarını ne kadar iyi olduklarını çevrelerine anlatırlar. Birisine iyilik yaptıklarında karşı taraftan teşekkür alamazlarsa çok bozulurlar ve bunu mutlaka hissettirirler.

Narsist kendisinin sevilmemesine, eleştirilmesine, başarılarının takdir edilmemesine ya da güzelliklerinin fark edilememesine dayanamaz. Böyle durumlarda sizinle ilişkisini önce kötüleştirir istediklerini elde edemez ise bitirirler.

Eğer böyle biri ile yaşıyorsanız daha önce söylediğimiz gibi işiniz oldukça zor. Çünkü kişilik bozukluklarının maalesef tedavileri ya yoktur ya da çok zordur. Bazı kişilik bozukluklarının semptomları kırklı yaşlardan sonra biraz azalabilir.

Bir narsistle yaşıyorsanız önce hangi tür narsist grubunda olduğunu bilmeniz gerekir. Narsistlerin özellikleri hakkında detaylı bilgi edinmeniz yaşamınızı kolaylaştıracaktır. Bir narsisti terapiye ikna etmek genellikle imkansızdır. Ancak siz nasıl davranacağınıza ilişkin profesyonel yardım alabilirsiniz.

Psikolojik rahatsızlıkları kabul etmek genellikle zordur. Çünkü gözle görülen bir neden yoktur. Neden bunu yapıyor diye içimizde kabul etmek oldukça zordur. Oysa fizyolojik bir nedene dayanan rahatsızlıkları kabul etmek gözlenebildiği için daha kolaydır.

Narsisimin de bir psikolojik rahatsızlık olduğunu kabul edip, narsist kişinin bunu size rahatsızlık vermek için yapmadığını bilmeniz sizi rahatlatacaktır. Kanser olan birisine neden kanser oldun diye kızamayacağımız gibi psikolojik rahatsızlığı olan da kızmak anlamlı değildir.

Bu makale 9 Aralık 2020 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Dr. Psk. Erdal Usluer

1991 yılında Ankara Üniversitesi Eğitimde Psikolojik Hizmetler bölümünden mezun olduktan sonra Wuppertal Üniversitesi Psikoloji Bölümünde (Almanya) yüksek lisans çalışmasına başlamıştır. 1993-1996 yılları arasında Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde Psikolojik Danışma bölümünde yüksek lisansını tamamladı ve aynı bölümde doktora eğitimine başladı. Daha sonra Universidad Empresarial (UNEM) da Phd (Psikoloji) doktorasını tamamladı. İstanbul Uluslararası Zerka Moreno Enstitüsünde 8 yıl süren Psikodrama eğitimini tamamlayarak co-terapistlik diplomasını almıştır. EMDR eğitimlerini ve süreçlerini tamamlayarak Avrupa Akredite EMDR Terapisti unvanına sahiptir. Psikodrama, bireysel psikolojik danışma, grupla psikolojik danışma ve kişisel gelişim eğitimleri alanları ile iş dünyasında çalışanların psikolojik ve yapısal konuların ...

Etiketler
Narsist
Dr. Psk. Erdal Usluer
Dr. Psk. Erdal Usluer
Ankara - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube