Bebekler doğuştan insanlara yakın olma gereksinimi duyarlar ve zaman içerisinde kendileriyle karşılıklı ilişkiye giren kişiye bağlanırlar. Araştırmacılar bebeğin bir süre birincil bağlanmasını belirleyen temel faktörün beslenme olduğunu düşünmüşlerdir. Ancak sonraki çalışmalar, bağlanmanın gelişiminin çok daha karmaşık bir süreç olduğunu, acıkma ve beslenmenin öneminin sanıldığı kadar da fazla olmadığını göstermiştir. Anne babalar fiziksel temasla bebeğin keyif almasını sağlama, onu sakinleştirme, onunla oynama ve sosyal ilişkiye ilk adım atmalarına olanak sağlama gibi çok farklı rollerle bebekleri ile ilgilenirler. Bebekler, anneleri tarafından istismar edilse veya ceza verilse bile, yine de annelerine bağlanırlar.
Yeni doğmuş bebekler gereksinimlerini ve isteklerini ifade etmekte yetersiz oldukları için, ebeveynlerin önsezilerini kullanarak bebeklerinin temel gereksinimlerini temin etmeleri önemlidir. Sürekli ve tutarlı bir bakımla, ebeveynler bebeklerine yeni durumlar karşısında ürktükleri ya da kafaları karıştığında geri dönecekleri güvenli ve tanıdık bir ortam hazırlarlar. Bebekler hem kendi ihtiyaçlarını karşılamak için hem de kavrayamadıkları ve kontrollerinin dışında kalan yabancı durumlarda ebeveyn yetkisine güvenmeyi öğrenir.
Bağlanmanın gelişimine katkıda bulunan diğer önemli bir faktör de oyundur. Bebekler anne babalarıyla oyun oynamanın keyfini kısa zamanda öğrenirler. Yine bebekler kendilerine bu keyfi sağlayan yetişkinleri diğer yetişkinlere tercih ederler. Aslında babalar oyun oynamada oldukça iyidirler. Özellikle heyecan ve fiziksel enerjinin yer aldığı oyunlarda babalar yer alır. Yalnız bu, annelerin oyun oynamada daha az yetenekli olduklarını göstermez ya da babaların bebeklerini beslemede veya teselli etmede yetersiz oldukları anlamına gelmez. Yine de sosyal ve kültürel etmenler bebeğin her bir ebeveynle farklı ilişkiler geliştirmesine neden olabilir.