Bağımlılığın Gölgede Kalan İç Yüzü: Yaygın Kullanım Bozukluğu


Sosyal medya bağımlılığı gündeme gelen ancak sonuçlarının üzerinde yeterince durulmadığı, bağımlılığın gölgesinde kalan iç yüzünde yaygın sosyal medya bozukluğu haline gelmiştir. Bu yazımda sosyal medya bağımlılığının etkileri üzerinde duracağım. Öncelikle bağımlı olmadığını düşünen bireyler için sosyal medya etki alanının ve bireyin üzerinde ne tür bir bağımlılık etkisinin olduğuyla ilgili farkındalıkla başlayalım.
Hepimizin günlük hayatta birçok ihtiyacına kolaylıkla yanıt bulabildiği internet, kullanım amacı ve işlevi ile farklılığa hizmet edebilmektedir. Bireyin ihtiyacına dönük olan kullanım işlevsel olup bağımlılık noktasında üzerinde durulan kısmıyla ayrılmaktadır. Bağımlılık, bireylerin sosyal medya platformlarını ihtiyaç duymaksızın, kontrolsüz bir şekilde kullanması anlamına gelmektedir. Gençlerin sosyal medyada geçirdiği süre ortalama 3-4 saat civarında seyretmekte olup bu sürenin giderek arttığını söyleyebiliriz. Danışmanlık merkezlerine bağımlılık sorunu nedeniyle başvuran gençlerin oranı %20 civarındadır. Genellikle bu başvurular aile, okul yönlendirmesiyle gelenlerin bireyin kendi farkındalığıyla destek almayı talep ettiği durumlardan önde geldiğini söyleyebiliriz. Bunların bir kısmını da farklı sorunlar üzerinden destek almayı talep edip uzman değerlendirmesi sonucu bağımlılık kaynaklı olduğu tespit edilen grup oluşturmaktadır.
Psikolojik Etkiler ve Belirtiler
Bağımlılık, gençlerin psikolojisini olumsuz etkilemektedir. Sosyal medyayı fazla kullanan gençler, sosyal medyanın onlara sunduğu özendirici yaşam sunumlarıyla kendilerini diğerleriyle kıyaslama eğilimine gidebiliyor. Bu durum gençlerde yetersizlik, başarısızlık, sevilmeme ve değersizlik inancı oluşturmakta olup özgüven kaybı ve beğenilme kaygısıyla kendini göstermektedir. Bu kaygıyla baş başa kalan ve her sosyal medyada geçirilen zamanın artmasıyla birlikte benlik bütünlüğüne karşı olan umutsuzluk, artmaktadır. Öte yandan başarısızlık algısının olumsuz etkisini gençlerin üretkenliği ve akademik başarısı üzerinde de görebiliriz. Bağımlı olan gençlerde görülen olumsuz sonuçlardan biri de sosyal kaygıdır. Bireyselleşmeyle birlikte kendini gösteren sosyal zekanın doğrudan etkilendiği bu bağımlılık çeşidinde gençler sağlıklı iletişim kurabilmeyi öğrenmek yerine kendilerinde oluşturduğu olumsuz inançlarla birlikte yeniden deneyimleme girişiminde yeterli cesareti gösteremeyebilirler. Sosyal medya bağımlılarında sık görülen öfke ve gerginlik gibi belirtiler de kişilerarası ilişkilere olumsuz yansımaktadır.
Sosyal Kaygı ve Depresyon Riski
Sosyal medya kullanımının bağımlılık boyutundaki en çok karşılaşılan iki önemli psikolojik rahatsızlığı, kaygı ve depresyondur. Kaynağı birey tarafından fark edilemeyip tetikleyen unsurların devam etmesiyle birlikte süreğen hale gelmektedir. İlgili duruma yönelik olumlu adımın atılabilmesi için öncelikle kişinin sosyal medyada geçirdiği zaman aşımının farkına varması, kullanımının ne kadarını kontrol altına alabildiğini fark etmesi gerekmektedir. Bununla birlikte ekran kısıtlama uyarısı ile kendisine hatırlatmalar koyarak bu bilincin oturması adına kendisine süreç tanıyabilir.
Ailelerin ve Eğitimcilerin Rolü
Sosyal medya bağımlılığının en çok da gençler üzerindeki etkisinin üzerinde durulması sebebi, gençlerin özendikleri durumlara yönelik karar verici role sahip olması ve bir şeylere erişiminin kolay olmasıdır. Her ne kadar gençler üzerine durulsa da günümüz bireylerinin yaygın olarak karşılaştığı bir sorundur. Bu noktada aile ve eğitimcilerin rolü büyüktür. Gençlere rol model olarak öncelikle kendi sosyal medya kullanımlarına sınırlar koymaları, ardından çocuklarından da bu kurallara uymalarını beklemeleri önemli. Eğitimciler ise seminer ve farkındalık çalışmalarıyla çocuklara bu bilinci aşılayarak gerekli motivasyon kaynaklarını sağlayabilirler.
Gençlere Öneriler
Gençlerin sosyal medyayı dengeli ve verimli kullanmaların yolu meşguliyettir. Arta kalan zamanlarında ne yapacaklarıyla ilgili alternatifi bulunmayan bireylerin el atında bulunan telefon aracılığıyla pratikleşen zaman geçirme isteği ancak potansiyellerini, ilgi ve yeteneklerini keşfederek, kendilerine hedef koymalarıyla mümkün hale gelir. Bununla ilgili yeterli motivasyona sahip olmayan bireylere rehberlik etmeleri açısından destek almaları da oldukça önemlidir. Sosyal medya bağımlılığının altında yatan duygusal sorunların fark edilmesi destek aşamasında önemli bir yolculuk sürecidir. Sağlıcakla kalınız!
Bağımlılığın Gölgede Kalan İç Yüzü: Yaygın Kullanım Bozukluğu
Sosyal medya bağımlılığı gündeme gelen ancak sonuçlarının üzerinde yeterince durulmadığı, bağımlılığın gölgesinde kalan iç yüzünde yaygın sosyal medya bozukluğu haline gelmiştir. Bu yazımda sosyal medya bağımlılığının etkileri üzerinde duracağım. Öncelikle bağımlı olmadığını düşünen bireyler için sosyal medya etki alanının ve bireyin üzerinde ne tür bir bağımlılık etkisinin olduğuyla ilgili farkındalıkla başlayalım.
Hepimizin günlük hayatta birçok ihtiyacına kolaylıkla yanıt bulabildiği internet, kullanım amacı ve işlevi ile farklılığa hizmet edebilmektedir. Bireyin ihtiyacına dönük olan kullanım işlevsel olup bağımlılık noktasında üzerinde durulan kısmıyla ayrılmaktadır. Bağımlılık, bireylerin sosyal medya platformlarını ihtiyaç duymaksızın, kontrolsüz bir şekilde kullanması anlamına gelmektedir. Gençlerin sosyal medyada geçirdiği süre ortalama 3-4 saat civarında seyretmekte olup bu sürenin giderek arttığını söyleyebiliriz. Danışmanlık merkezlerine bağımlılık sorunu nedeniyle başvuran gençlerin oranı %20 civarındadır. Genellikle bu başvurular aile, okul yönlendirmesiyle gelenlerin bireyin kendi farkındalığıyla destek almayı talep ettiği durumlardan önde geldiğini söyleyebiliriz. Bunların bir kısmını da farklı sorunlar üzerinden destek almayı talep edip uzman değerlendirmesi sonucu bağımlılık kaynaklı olduğu tespit edilen grup oluşturmaktadır.
Psikolojik Etkiler ve Belirtiler
Bağımlılık, gençlerin psikolojisini olumsuz etkilemektedir. Sosyal medyayı fazla kullanan gençler, sosyal medyanın onlara sunduğu özendirici yaşam sunumlarıyla kendilerini diğerleriyle kıyaslama eğilimine gidebiliyor. Bu durum gençlerde yetersizlik, başarısızlık, sevilmeme ve değersizlik inancı oluşturmakta olup özgüven kaybı ve beğenilme kaygısıyla kendini göstermektedir. Bu kaygıyla baş başa kalan ve her sosyal medyada geçirilen zamanın artmasıyla birlikte benlik bütünlüğüne karşı olan umutsuzluk, artmaktadır. Öte yandan başarısızlık algısının olumsuz etkisini gençlerin üretkenliği ve akademik başarısı üzerinde de görebiliriz. Bağımlı olan gençlerde görülen olumsuz sonuçlardan biri de sosyal kaygıdır. Bireyselleşmeyle birlikte kendini gösteren sosyal zekanın doğrudan etkilendiği bu bağımlılık çeşidinde gençler sağlıklı iletişim kurabilmeyi öğrenmek yerine kendilerinde oluşturduğu olumsuz inançlarla birlikte yeniden deneyimleme girişiminde yeterli cesareti gösteremeyebilirler. Sosyal medya bağımlılarında sık görülen öfke ve gerginlik gibi belirtiler de kişilerarası ilişkilere olumsuz yansımaktadır.
Sosyal Kaygı ve Depresyon Riski
Sosyal medya kullanımının bağımlılık boyutundaki en çok karşılaşılan iki önemli psikolojik rahatsızlığı, kaygı ve depresyondur. Kaynağı birey tarafından fark edilemeyip tetikleyen unsurların devam etmesiyle birlikte süreğen hale gelmektedir. İlgili duruma yönelik olumlu adımın atılabilmesi için öncelikle kişinin sosyal medyada geçirdiği zaman aşımının farkına varması, kullanımının ne kadarını kontrol altına alabildiğini fark etmesi gerekmektedir. Bununla birlikte ekran kısıtlama uyarısı ile kendisine hatırlatmalar koyarak bu bilincin oturması adına kendisine süreç tanıyabilir.
Ailelerin ve Eğitimcilerin Rolü
Sosyal medya bağımlılığının en çok da gençler üzerindeki etkisinin üzerinde durulması sebebi, gençlerin özendikleri durumlara yönelik karar verici role sahip olması ve bir şeylere erişiminin kolay olmasıdır. Her ne kadar gençler üzerine durulsa da günümüz bireylerinin yaygın olarak karşılaştığı bir sorundur. Bu noktada aile ve eğitimcilerin rolü büyüktür. Gençlere rol model olarak öncelikle kendi sosyal medya kullanımlarına sınırlar koymaları, ardından çocuklarından da bu kurallara uymalarını beklemeleri önemli. Eğitimciler ise seminer ve farkındalık çalışmalarıyla çocuklara bu bilinci aşılayarak gerekli motivasyon kaynaklarını sağlayabilirler.
Gençlere Öneriler
Gençlerin sosyal medyayı dengeli ve verimli kullanmaların yolu meşguliyettir. Arta kalan zamanlarında ne yapacaklarıyla ilgili alternatifi bulunmayan bireylerin el atında bulunan telefon aracılığıyla pratikleşen zaman geçirme isteği ancak potansiyellerini, ilgi ve yeteneklerini keşfederek, kendilerine hedef koymalarıyla mümkün hale gelir. Bununla ilgili yeterli motivasyona sahip olmayan bireylere rehberlik etmeleri açısından destek almaları da oldukça önemlidir. Sosyal medya bağımlılığının altında yatan duygusal sorunların fark edilmesi destek aşamasında önemli bir yolculuk sürecidir. Sağlıcakla kalınız!