Doktorsitesi.com

Aile İçi İletişim ve Psikoloji

Klinik Psikolog Mehmet Emin Kızgın
Klinik Psikolog Mehmet Emin Kızgın
7 Nisan 2016126 görüntülenme
Randevu Al
Aile İçi İletişim ve Psikoloji

Kan bağlılığı,evlilik ve diğer yasal yollardan,aralarında akrabalık ilişkisi bulunan ve çoğunlukla aynı evde yaşayan bireylerden oluşan; bireylerin cinsel, psikolojik, sosyal ve ekonomik ihtiyaçlarının karşılandığı,topluma uyum ve katılımların sağlandığı ve düzenlendiği temel bir birimdir.

Çocukların iyi bir gelişime gösterebilmeleri için ana –baba ile çocuklar arasında etkili bir iletişimin kurulması gerekir.

Etkili iletişim ,aile üyelerinin karşılıklı olarak birbirinin düşüncelerini duygularını anlamalarını sağlar.İşbirliği,yardımlaşma ve paylaşma davranışlarına yol açar.

Çocukların gelişmesi için uygun bir ortamın oluşturur.Çocuklar ,özerk ve bağımsız kişilik geliştirirler,düşüncelerini ve duygularını açıklama özgürlüğü ve alışkanlığı kazanırlar.

İletişim engellerinin yer aldığı aile ortamında çocukların gelişimi engellenir.

Çocuklar özgürce düşünemeyen ,düşüncelerini ve duygularını açıkça dile getiremeyen bağımlı birey olurlar

İleride çeşitli sorunlarla ve uyum güçlükleriyle karşılaşması muhtemeldir.

İLETİŞİM: DUYGU, DÜŞÜNCE VE BİLGİLERİN AKLA GELEBİLECEK HER TÜRLÜ YOLLA BAŞKALARINA AKTARILMASIDIR.

 Humpreys (1998) Sağlıksız ailenin iletişim kalıpları

•Yargılama

•Denetleme

•Nötralize etme

•Üstünlük taslama

•Katılık

•Zıtlık içeren mesajlar

•Çifte mesaj

•Fazla kabullenme/fazla eleştirme

•Kişiselleştirme

•Günah keçisi yapma.

Sağlıklı ailenin iletişim kalıpları

•Aktif dinleme

•Yargılamama

•Özgür bırakma

•Empati

•Hazır olma

•Açık olma

•Tutarlılık

Çocuklarla iletişim kurmak ebeveynlerin en önemli becerilerinden biridir.

Etkili iletişim ,çocuklara değer vermeyi ,problem çözmeyi ve başkalarıyla iyi geçinmeyi öğretmek için temel bir kuraldır.

Çocuklarla iletişimin açık ve etkili olması için anne –babalar tam ve samimi bir ilgiyle onları dinlemeyi istediklerini hissettirmelidirler.

AİLE İLETİŞİMİNDE BİZ İLETİLERİ 

Grubun problemini düşüncelerini açıklayan cümlelerdir.

“Ben bir problemimi açıyorum ancak bununla birlikte ilgilenmeliyiz.”

“Biz bir olayda birlikteyiz”

Problem gruba aittir.

Duygusal ayrılığı azaltır.

Daha az savunma ve dirence neden olur.

Sorumluluğu grup üstlenir

Sorumluluk eşit paylaşılır.

Biz iletisi aile iletişiminin kalitesini artırır.

Aile içindeki birliktelik güçlendirir.

Ben ve biz iletilerinin aile sistemine etkisi farklıdır.

Her ikisi de ailenin amacına ulaşmasına yardımcı olur.

BEN İLETİLERİ 

Kişilerarası iletişimde problemi açmada etkili yoldur.

Bireyler için daha sıcak ve kabul edicidir.

Daha az savunma ve direnç yaratır.

Ailede ve grupta etkili problem çözme sürecinde kullanılır.

Ben iletisinin ana amacı çocukları etkileyerek yaptıklarını değiştirmektir.

Ben iletileri ailede çocuklara örnek oluşturur.

Çocuklarımızın en temel gereksinimleri

•Kayıtsız şartsız sevilmek

•Dokunulmak

•Güven duyulmak

•Sosyalleşme 

•Uyarılma 

•Kendini değerli görme 

Dinleme 

•Edilgin dinleme

•Aktif dinleme

edilgin dinleme

•Edilgin dinleme amaç onay tepkileri yoluyla kendi görüşlerimizi açıklamadan ve geri bildirim kullanmadan ,konuşan kişinin iyi – kötü tüm yönleriyle kabul edilmesidir.

•Mesaj Onay tepkileri evet ,hı hı, anlıyorum öyle mi,kafamızı öne eğerek onaylama

•İletinin anlamı :çocuğa duygularının anlaşılmak ve kabul edilmek istendiği,vereceği karara güvenileceği,sorunundan kendisinin sorumlu olduğu şeklindedir.

Edilgin dinleme;çocukların ,derinlerde yatan sorunların ortaya çıkmasında ve ana –baba ile duygularını paylaşmada ona yardımcı olur.

Aktif dinleme

• Mesaj konuşan bireyin sözlerini açarak tekrar etmesidir.

•Bu yöntem ,çocukların olumsuz duygularından dolayı rahatsız olmalarını engeller ,yetişkinle çocuk arasında sıcak bir ilişkinin kurulmasını sağlar,sorunların çözülmesini kolaylaştırır.

•Pasif dinlemeye(susma)karşılık aktif dinleme çocukla karşılıklı ilişki kurmayı ve çocuğa kendisinin anlaşıldığını hissettirir.

•Bu diyalog çocuğun iletişime hazır olduğu 2 yaş gibi anlamlıdır.çocukluk yıllarında kurulmayan iletişimin ileriki yıllarda oluşturulması zor gözüküyor.

Hatalı iletişim

Çocuk :Ahmet bugün benimle hiç oynamadı.

 Anne:arkadaşlarınla iyi geçinmek gerektiğini öğrenmelisin.

Çocuk:onunla oynamak istemiyorum!o aptalla iyi geçinmekte istemiyorum.

Anne:O zaman seninle oynayacak başka birini bul.

Çocuk:Beraber oynayabileceğim başka kimse yok.

Anne:yorgunsun ,yarın kendini daha iyi hissedersin ve olayı unutursun.

Çocuk :yorgun değilim ,yarın kendimi iyi hissetmeyeceğim,ondan nefret ediyorum.

Anne:Bir daha arkadaşların hakkında böyle konuşursan pişman olursun.

Aktif Dinleme

Çocuk:Ahmet bugün benimle hiç oynamadı.

Anne :Ahmet’e kırılmış görünüyorsun

Çocuk:Onunla hiçbir zaman oynamayacağım.

Anne:O kadar kızgınsın ki onu bir daha görmek isteniyorsun.

Çocuk:evet ama onunla arkadaşlık etmezsem oyun oynayacak başka arkadaş bulamam.

Anne:yalnız kalırsın

Çocuk :onunla iyi geçinmek zorundayım.,ama kızmamak elimde değil.Daha önce her dediğimi yaptığı için ona kızmıyordum,oysa şimdi ona emir veremiyorum.

Anne :Onu etkilemek pek kolay olmasa gerek.

Çocuk:Evet artık o bir bebek değil.

Anne :Evet en onu bu haliyle daha çok seviyor olmalısın 

Çocuk:Evet.ama ona emir vermeye çok alıştığım için bu halini 

yadırgıyorum.Belki ara sıra onun dediklerini uygularsam daha az kavga ederiz,ne dersin?

Aktif dinleyicinin geliştirmesi gereken davranışlar

•Çocuğu dinlemek için zaman ayırmalı

•Çocuğa yardım etmek için hazır olmalı

•Duygularının kabulü

•Çocuğun sorunlarını çözebileceğine inanmak,ona güven duyularak gerçekleşir

•Duygu ve düşüncelerinin sürekli değişebileceğini dikkate almak

•Çocuğu ayrı tek bir kişilik olarak görmek

•Yetişkin kendi duygularını bırakarak onun dünyasına girebilmelidir. Çocuğu dinlemenin yararları

 •Konuşma yeteneği artar.Kendini daha iyi ifade eder.

•Duygularını saldırganlık ,ağlama vs. göstermek yerine sözle ifade ederek rahatlar.

•Anlaşıldığını hisseden çocuk kendini rahat huzurlu hisseder.

•Çocuğun kendine güveni artar.

•Çocukla anne baba arasında yakınlık doğar.

•Söyledikleri dinlenen çocuk da anne babasının sözünü dinlemeye başlar.

Dinlemeye başlamadan önce duruşumuz nasıl olmalıdır?

•Karşınızdaki ile göz teması kurun

•Gülümseyin ve yumuşak bir ifadeye sahip olun

•Kollarınızı kavuşturmayın

•Konuştuğunuz kişiye dönük olun.

•Geriye yaslanarak durmayın 

•Size söyleneni bilseniz bile dinleyin.

•Aynı fikirden olmasak bile hayır diye söze başlamayın.

İyi bir dinleyici olmanın koşulları

Dinlerken bedensel olarak dinleme durumuna girin ve dikkatle dinleyin

Hımmmm evet gibi sözcüklerle konuşulanı takip ettiğinizi belirtin.,

Söylenenleri duyduğunuzu belirtin ve tekrar özümleme yapın.

Konuşanın duygularını isimlendirin.

Soruna hemen çözüm getirmeyin .Ne yapmayı düşünüyorsun ? diyerek çocuktan ilk çözümü bekleyin.

•Anne babalar genellikle çocuklarını dinlediklerini düşünürler oysa çocuk konuşurken bilerek yada bilmeyerek ikaz ,yargılama gibi çocuğu bloke edecek müdahalelerde bulunurlar.

•Çocuğun susmasına ,içine kapanmasına neden olan bu gibi müdahalelere iletişim engelleri denir.

Etiketler

Çocuklarımızın en temel gereksinimleriİyi bir dinleyici olmanın koşullarıDinlemeye başlamadan önce duruşumuz nasıl olmalıdır?

Yazar Hakkında

Klinik Psikolog Mehmet Emin Kızgın

Klinik Psikolog Mehmet Emin Kızgın

1968 yılının baharında köy evinde  dünyaya geldim. İlk ve ortaokulu Tutak Yatılı İlköğretim Bölge Okulu’nda okudum. 8 yıllık eğitimimden sonra okul birincisi olarak girdiğim Devlet Parasız Yatılı okul sınavları sonucunda Diyarbakır Çevre Sağlığı Meslek Lisesini kazandım.1987 yılında mezuniyetimin ardından Ağrı İl Sağlık Müdürlüğünde Çevre Sağlık Teknisyeni olarak devlet memurluğu görevime başladım.1988 yılında Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Eğitimde Psikolojik Hizmetler (Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık ) bölümünü kazanarak 1992 yılında mezun oldum. Aynı süreçte Ankara İl Sağlık Müdürlüğüne bağlı Tuzluçayır Sağlık Ocağı’nda da devlet memurluğu görevimi sürdürdüm.
1994 yılında ikinci defa girdiğim üniversite sınavı sonucunda Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Psikoloji Bölümünü kazandım. Eğitim sürecimde Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesinde sağlık  memurluğu görevimi sürdürdüm.
2003 yılında Ankara Fizik Tedavi Rehabilitasyon Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne psikolog olarak atandım ve 17 yıl aynı hastanede olmak üzere toplamda 32 yıl devlette görev yaptıktan sonra emekliye ayrıldım.

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.