Okul kaygısıyla nasıl mücadele ederiz?

Okul kaygısıyla nasıl mücadele ederiz?

Ağustos ayının bitimi yazın da bitiminin habercisidir. Yazın bitimi ise karışık duyguları getirir. Heyecan, mutluluk, hüzün… Okula giden çocuklar ve aileleri için bu duygulardan bir tanesi de kaygıdır. Kaygı, belirsizlik karşısında duyulan korkuyu andıran ama korkudaki gibi belirli ögelere karşı hissedilmediği için kontrol edilmesi korku hissine göre daha zor olan bir duygudur. Artık yeni bir okul dönemine başlanacaktır. Yeni bir düzene geçilecektir, yeni bir sosyal çevreyle ya da bir süredir uzak kalınan sosyal çevreyle tekrar bir araya gelinecektir. Yeni bir okul takvimi vardır, akademik zorluklar yaşanacaktır. Bir sürü yeni durum bir sürü belirsiz durum demektir. Belirsizlik karşısında belli düzeyde kaygı oluşması beklenen bir durumdur. Ancak bu kaygının ‘belli düzeyi’ aşması, çocuktaki olumlu duyguların da sekteye uğraması ve böylece çocuğun çaresiz hissetmesi anlamına gelebilir.

Böyle bir kaygı karşısında çocukların vereceği tepkiler değişkenlik gösterir. Yazının başında belirsizlik demiştik. Belirsizlik hayatın içindedir ancak belirsizliğin zihinde nasıl algılandığı belirsizlikle mücadele gücünün belirleyicisidir. Belirsizlik kişi için çok korkutucu bir şey ise belirsizliğe karşı güçsüz hisseder. Çocukların belirsizliğe karşı mücadelesi ebeveynlerinin yardımıyla verilir. Tabii bunun için ebeveynlerin kendi kaygılarının farkında olması ve bu durumu yönetebiliyor olması gerekir.

Çocuklar kaygılarını konuşarak ifade edemeyebilirler. Çocukların kaygıları davranışlarında gözlemlenebilir veya kaygı fiziksel semptom olarak kendini gösterebilir. Bu kaygının davranışlara yansımasına örnek olarak çocuklar daha sinirli olabilirler veya sosyal olarak geri çekilebilirler. Karın ağrısı baş ağrısı veya uyku düzensizlikleri de kaygının bedene yansımasına örnek olarak verilebilir.

 

 Okula başlama heyecanının bir okul korkusu hatta fobisine dönüşmemesi için hatırlamamız gereken bir kaç önemli nokta vardır:

 

1- Öncelikle anne babanın yoğun kaygısının çocuğa ulaşacağı unutulmamalıdır. Yeni bir döneme başlanacağı düşüncesi ailelerde de kaygı oluşturur. Anne baba için de rahat dönem bitmiştir ve sorumluluklar artacaktır. Ayrıca ailelerin, çocuğun okul başarısının yüksek olması beklentisi de aileleri zorlayan önemli bir faktördür. Bu durumda anne babalar yeni dönemin gerekliliklerini, çocuğunun okul başarısının onlar için ne demek olduğunu kendi zihinlerinde değerlendirmeli ve kaygılarını makul düzeyde tutmanın yollarını aramalıdırlar.

2-  Okul ve okul dönemi çocuğa tanıtılmalıdır. Okula ilk kez gidecek olan çocuğa okul ortamının nasıl bir ortam olduğu, çocuğun okulda ne gibi şeylerle karşılaşacağı, neler yapabileceği, okulun zorluklarının neler olabileceği çocuğa olumlu bir üslupla anlatılmalıdır. Okula devam eden çocuklar için de çocukla başlanacak okul dönemi hakkında sohbet edilmeli yine okulda nelerle karşılaşabileceği çocuğa hatırlatılmalıdır.

3- Okul günleri sonrası, çocuğun gününün nasıl geçtiğinin bir sohbet edasında sorulması hem ebeveyni hem de çocuğu rahatlatır. Bu sohbet anne babanın çocuğu hakkında bilgi almasını sağlarken çocuk, gününe anne babası tarafından değer verildiğini dolayısıyla kendisine değer verildiğini hisseder. 

4- Çocuğun sosyal olarak okul ortamında rahat olup olmadığı bu günlük sohbetler esnasında izlenebilir. Çocuğa ,örnek olarak, arkadaşlarıyla arasının nasıl olduğu, okulda kimleri sevdiği, öğretmeniyle neler yaptığı sorulabilir. Eğer çocuk, rahatsız olduğu bir durum varsa sorulara kaçarak ve çekinerek kısa cevaplar verebilir ya da rahatsız olduğu durumu heyecanla anlatabilir.

 5-Ayrıca çocuğun okul başarısı algısının nasıl olduğuna bakmak gerekir, katı bir başarı isteği çocuğu olumsuz yönde etkileyebilir. Önemli olan her şeyin en iyisi olmak değil, iyi olunacak alanların keşfedilmesidir. Böylece ilerleyen zamanda çocuk, meslek seçiminde kendisi için en uygun olanı seçmeye çalışacaktır.

6- Öğretmenle belli aralıklarla görüşmeler yapmak yine çocukla ilgili yeni bilgilerin alınmasını sağlar ve yeni bir gözle çocuğun rahatlığı değerlendirilmiş olur.

Tüm bu bilgiler ışığında çocukta sosyal ortama veya okul başarısına yönelik yoğun korkulara rastlanırsa bir uzmana danışılarak yardım alınmalıdır.

Bu makale 14 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Kl. Psk. Müjgan Pekçetin

Bahçeşehir Üniversitesi'nin (%100) tam burslu olarak girdiği İngilizce Psikoloji ve Sosyoloji bölümlerini yüksek onur derecesiyle tamamlamıştır.  Maltepe Üniversitesi’nde akademik çalışmalarını sürdürmektedir. Yetişkinlerle, ergenlerle Psikodinamik ve Bilişsel Davranışçı çerçevede; çocuklarla Yönlendirilmemiş Oyun Terapisi ve Psikodinamik Yaklaşımla, çiftler ve ailelerle Çözüm Odaklı Yaklaşımla çalışmaktadır. Prof. Doğan Şahin'den 3 yıl boyunca Psikodinamik Yönelimli Terapi, Prof. Dr. Tevfika Tunaboylu İkiz 'den 3 yıl boyunca Rorschach ve Tematik Algı Testi eğitimlerini almıştır. Çözüm Odaklı Terapi eğitimini Dr. Nevin Dölek’ten, uygulayıcısı olduğu Oyun Terapisi eğitimini Uzman Psikolog Nilüfer Devecigil’den almıştır. Ankara Gelişim Tarama Envanteri, Peabody Resim Kelime Tanıma Testi, Resim Çizme Testleri, Bender Gestalt Görsel Motor ...

Etiketler
Sosyal kaygı
Uzm. Kl. Psk. Müjgan Pekçetin
Uzm. Kl. Psk. Müjgan Pekçetin
İstanbul - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube