Yaradan’a binlerce şükür ki bir Ramazan Ayı’na daha sağlıkla eriştik. Her ramazan başında gündeme gelen bir konu hakkında yine yazılmaya, çizilmeye, hesaplanmalar yapılmaya başlandı. Özellikle karanlık zamanların daha az olduğu yaz aylarında bu yeme/içme hadisesi daha da önem kazanmaktadır. Çünkü yemek yeme ve sıvı gıdalar tüketmek için zaman, oruç tutulan zamandan daha az. Günler uzun ve sıcak.
Burada vücut dengemizin bozulmadan dini görevimizi yerine getirmemiz önem arz etmektedir. Çünkü başta İslam olmak üzere hiçbir dini öğretide insan vücuduna zarar vermek yoktur. Vücudu sağlığına kavuşturmak, sağlığını güçlendirmek ve nefsi terbiye etmek ana amaçtır.
Hastalığı doktorlar tarafından belirtilmiş, oruç tutması sağlığı açısından riskli bulunan kişilerin doğaldır ki oruç tutmaları istenmez. Bunun için daha değişik maddi karşılıklar vardır. Onlar benim konum değil.
İçeriğinin %60-65 i su olan insan vücudunun, ani olarak sıvısının %10-15 ini kaybetmesi kişide ciddi problemlere yol açacağından, sıvı dengesi bu günlerde sabit tutulmak durumundadır. İftardan sonra sahura kadar kişi gündüz kaybettiği ya da edeceği sıvıyı almak durumundadır.
Bizim örf ve adetlerimizle ilintili olarak ramazan ayı boyunca davetler ikramlar yapılır. Bunda da ölçüyü kaçırmamak gerekli olup naçizane birkaç öneride bulunmak isterim:
1. Midenin dolgunluk hissi ve bunun beyne iletilmesi ortalama 20 dakikadır. Bu yüzden kişi iftarda uzun süre açlık sonrası birden yemeğe yüklenirse gereğinden fazla yemek yemiş ve lüzumsuz gıdaları vücuduna sokmuş olur. Bunu engellemek amacıyla ya yavaş yemek ya da çorbadan sonra biraz beklemek doğru olabilir
2. Hepimizin bildiği gibi alınan şeker kökenli karbonhidratlar kas dokusu tarafından kullanılmadığı durumlarda karaciğerde yağa dönüşürler. Uzun süre açlık sonrası birden yüklenilen tatlı türü gıdalar vücutta yağa dönüşerek ve istenmeyen kilo alımına sebep olacağından tatlı yerken miktarı kaçırmamamız gerekir.
3. Her zaman altın oran olan %50-%30-%20 oranını atlamamak. (karbonhidrat-protein-yağ)
4. Öğünleri iki öğüne indirgeyip öğünler arası atıştırma yapmamak mümkünse de öğünler arası ŞEKERSİZ bol sıvı tüketmek.
5. Sahurda acıkırım korkusuyla fazla yemek yenmemeli ve sonrasında uzun süreli uyumamalıdır.
6. Oruçluyum deyip bir köşeye inzivaya çekilmemek gerekir. Aktif yaşantıya devam edilmelidir.
7. İftara yakın dönemde 30-45 dakika tempolu yürüyüş yapmak vücudun dinç kalmasını sağlayacaktır.
HAYIRLI RAMAZAN GEÇİRMENİZİ DİLERİM…