KAYGI KRİZLERİ PANİK ATAK Pek çok insan panik atak yani yoğun kaygı krizleri yaşar ve bir kaygı bozukluğu yaşadığını anlayamayabilir. Kalp krizi veya felç geçirdiğini, öleceğini düşünebilir. Bunun sebebi semptomların çoğunun fiziksel olmasıdır. - Alışveriş merkezine yaklaşırken kötüleşiyorum sanki tufan kopuyor - Kalbim yerinden çıkacak gibi çarpıyor, ağzım kuruyor midem bulanıyor - Nefes alamıyorum titriyorum, bayılmak üzereyim - Etrafta insanlar beni fark etti deliriyor muyum ölecek gibiyim Panik atak çoğu zaman fiziksel semptomların eşlik ettiği ani bir akut kaygı patlamasını ifade eder. Toplumun her kesiminden insan panik atak yaşayabilir. Kadınlar erkeklerden daha fazla risk altındadır. Bunun sebebi kadınların modern hayattaki rolü olabilir. Panik atağı kontrol etmek hatta kurtulmak için kullanilabilecek bazı teknikler vardır. Panikle baş etme yöntemleri öğrenilebilir. Bazı insanlar için bilişsel davranış yöntemi ve uygun ilaçların birleşimi faydalı olabilir. İyileşme sürecinde ilaç kullanımı azaltilarak bırakılabilir. Beslenme alışkanlıklarının ve fiziksel egzersizlerin düzenlenmesi tedavi sürecine önemli katkı sağlar. Koyu çay, aşırı alkol, aşırı sigara tüketimi, kolalı içecekler, kahve, gereğinden fazla yemek yemek, uzun süre aç kalmak panik atağı tetikleyen unsurlardır. Beslenmede fasulye, bezelye, mercimek, soya, brokoli, ıspanak, kereviz, domates, soya, muz, portakal, mandalina, badem, ceviz, susam, hindi tüketmek önerilir. Düzenli egzersiz yapmak yaşam kalitesini artırır. Esneme egzersizleri, nefes egzersizleri, meditasyon, bisiklet sürmek, yürüyüş gibi aktiviteler stres seviyesini azaltır.
AİLE - ERGEN İLETİŞİMİ Yetişkinliğe geçen çocuk fiziksel ve duygusal gelişmeler gösterir. Gösterdiği bu gelişimler, ergenin kendine iyi bir gelecek için çabalamasıdır. Ergenin sağlıklı ve normal gelişimi her zaman önemsenmelidir. Bireyin ergenlik döneminde psikososyal gelişiminin desteklenmesi, gelecek yaşamının temelini oluşturmaktadır. Çocukların, fiziksel sağlığı ile birlikte psikolojik sağlığınında desteklenmesi, sosyal olarak uyumlu bireyler ve sağlıklı bir gelecek sağlar. Ergen ve aile bireyleri arasındaki olumsuz iletişim tüm aile bireylerini olumsuz etkiler. Çocuğu ciddiye almama, dinlememe, sürekli eleştiri, kıyaslama, aşağılama, olumsuz yorumlama, çocuk üstünde çaresizlik yaratır. Aile ve ergen arasında ki olumsuz iletişim, ergenin kendine başka bir dünya arama çabasına sebep olabilir. Bu çaba ergeni alkol bağımlılığına, madde bağımlılığına, tehlikeri gruplara yönelim gibi yüksek riskli davranışlara itebilir. Ailede şeffaflık önemlidir. Aile bireyleri arasındaki iletişim açık, hoşgörülü, tutarlı, anlayışlı, kurallı, şefkatli ve demokratik olmalı ; çocuk tatmin duygusunu ailede öğrenmelidir. Ailede kararların ortak alınması çocuğun sorumluluk bilincini , muhakeme yeteneğini artırır; karar verme becerisini geliştirir. Ergeni başkalarının yanında uyarmayın, uyarı içeren konuşmaları çocuğunuzla yalnızken ve sakince yapmaya özen gösterin. Hem siz hem çocuğunuz sinirliyken çocuğunuzla gerginlik yaratan konu hakkında konuşmaktan, tartışmaktan kesinlikle kaçının; sakinleşmeyi bekleyin ve daha sonra yaptığı davranışla ilgili konuşun. Konuşurken başka bir işle uğraşmayın, tamamen çocuğunuza odaklanarak göz teması kurun, onu dinleyin. Yargılamak yerine anlamaya çalışın. Asi, sinirli davranışlar sergilenmesi duyduğu öfkeden kaynaklanablir. Bu öfke kendisine veya bir başkasına duyduğu öfke olabilir. Sürekli mutsuz, olumsuz olması üzüntüler yaşadığını gösterebilir. Geçimsiz, somurtkan halleri başarısız olma endişesinden kaynaklanabilir. Tüm olumlu yaklaşım ve tutumlara rağmen ciddi gerginlikler yaşanıyorsa uzman yardımına başvurup destek alın. Klinik Sosyolog Özlem Hacıoğlu