Sistemik lupus eritematoz (kısaca lupus olarak adlandırılır); immün sistemin kendi doku ve organlarını hedef alarak savaştığı, kronik inflamatuar bir hastalıktır. Lupus, cilt, böbrekler, kan hücreleri, beyin, kalp ve akciğerler dahil bir çok organ ve sistemi tutabilir. Lupusta birçok organ ve sisteme ait tutulum belirtileri olabileceğinden teşhis edilmesi zor olabilir. Çok geniş spektrumda birçok şikayet ve bulguya neden olduğu ve birçok hastalığı taklit edebileceğinden; doktorlar tarafından lupus “büyük taklitçi” olarak da adlandırılır. Lupusun en ayırt edici bulgusu, yüzde burundan yanaklara doğru uzanan kelebek tarzındaki cilt döküntüsüdür (malar raş); bu çoğunlukla olmakla birlikte, her lupusluda bulunmayabilir. Hastaların çoğunda halsizlik, cilt döküntüsü, artrit ve ateş bulunur. Özetle lupusun genel özellikleri:
- Hastalık hafiften şiddetliye doğru değişen alevlenmelerle seyreder.
- Kadınlar erkeklere göre 9-10 kat daha fazla etkilenir.
- Tedavi tutulumun yerine ve şiddetine göre değişir
- Lupus her kişide farklı tutulum özellikleri göster
- Lupus, tedaviyle tamamen yok edilemez. Ancak ilaç tedavisiyle hastalığı kontrol altına almak, doku ve organ hasarını önlemek mümkündür.
Lupusun nedenleri nelerdir?
İmmün sistem (bağışıklık sistemi), vücudumuzun savunma sistemidir. Bazı proteinler üreterek (immünglobulin gibi) veya hücreleri aracılığıyla, bizi yabancı mikroplar ve kanserden korur. Lupusta, immün sistem sapkınlık gösterir, vücudun kendi hücresel yapılarına karşı savaş açmasıyla birçok organ ve sisteme ait inflamasyon (iltihap) ve buna bağlı hasar ortaya çıkar. Buna neyin neden olduğu bilinmiyor. Ancak, tüm otoimmün sistemik bağ dokusu hastalıklarında olduğu gibi lupusda da, kişinin uygun genetik yapısıyla birlikte, çevresel faktörlerin (enfeksiyonlar, güneş ışığı, ilaçlar, toksinler vs.) etkileşimi sonucunda anormal immün yanıtın oluştuğudur.
Lupus kimi tutar?
Lupus, her yaşta görülebilse de genellikle, 20'li ve 30'lu yaşlarda başlar. Kadınlarda, erkeklerden 10 kat daha fazladır. Hastalık tüm ırklarda görülse de, siyahlarda, Hispaniklerde ve Asyalılarda daha fazladır ve daha ciddi seyirlidir.