Henoch-schönleın purpurası

Henoch-schönleın purpurası

Henoch-schönlein purpurası (HSP) nedir?

Genellikle geçirilen bir üst solunum yolu enfeksiyonu sonrasında gelişen, küçük damarların tutulumuyla giden bir vaskülittir. Vaskülit damar duvarı iltihabi demektir. HSP’de, özellikle deri ve eklem bulguları ön plandadır. Vakaların küçük bir bölümünde HSP, şiddetli böbrek veya bağırsak hastalığına neden olabilir.

HSP yetişkinlere oranla çocuklarda daha yaygındır, fakat yetişkinlerde ortaya çıktığında ise daha şiddetli seyir gösterebilir.

Henoch-Schönlein Purpurası kimlerde olur?

Genellikle, HSP bir üst solunum yolu enfeksiyonu sonrasında gelişir. Çocuklarda vaskülitin en sık görülen şeklidir. Erkek/kadın=1,5’dur. Mevsim dönümlerinde, özellikle ilkbaharda daha fazla görülür. Çocuklarda 4-7 yaşları arasında sıktır. Sıklığı; 1,4 / 10 000’dür. Erişkinlerde ise genç-erişkinlerde (20’li yaşlarda) daha fazladır; ancak her yaşta gelişebileceği unutulmamalıdır.

Henoch-Schönlein Purpurasının sebebi nedir?

İmmün sistemdeki bu anormalliğin nedeni tam olarak bilinmiyor. Olguların üçte ikisinde, hastalığın bir üst solunum yolu enfeksiyonundan, ortalama on gün sonra başlaması, genetik olarak yatkın bireyde çevresel maruziyeti olarak, bir enfeksiyonun katkısı olduğunu düşündürmektedir. Ayrıca yiyecekler, haşere ısırığı, aşılama gibi çevresel etkenlerin de sorumlu olabileceği sanılmaktadır. 

Henoch-Schönlein Purpurasının belirtileri nelerdir?

Çocuk hastaların çoğunda, ele gelen purpura (cilt altında kırmızı kanama odakları) ile birlikte eklem ağrıları veya artrit (eklem iltihabı) vardır. Çocuk hastaların %70’inde mide-bağırsak sisteminin tutulmasıyla; karın ağrısı, bulantı, kusma, ishal veya kabızlık vardır. Daha az oranda dışkıda kan ve mukus (sümüksü görünüm) bulunur. Daha nadiren bağırsakların iç içe geçmesi (intussepsiyon) görülebilir. Böbrek tutulumu, hastaların, %10-50’sinde hafif tutulum gösterir. Çok nadiren ilerleyici böbrek hastalığı gelişir. Olguların % 90'dan fazlası çocuklardır. Hastalık genellikle birkaç hafta içinde düzelir. Ancak, yetişkinde durum biraz farklıdır. Cilt bulguları, erişkinlerde daha değişkendir ve bazen erişkinlerde yakınmalar daha uzun sürer. Yetişkinlerde kalıcı böbrek hasarı, çocuklara göre daha fazladır. Ancak, HSP’li hastaların % 5'inden daha azında, ilerleyici böbrek yetersizliği gelişir. Bu nedenle yetişkindeki böbrek tutulumları, daha ciddiye alınmalı; erken dönemde tedavi verilmeli ve yakın takip edilmelidir.  

Yetişkinlerde HSP, sistemik vaskülitin diğer formlarıyla karışabilir. Wegener granülomatozisi ve mikroskobik polianjiitis de purpura, artrit ve böbrek iltihabı ile seyreder. Bu hastalıkların seyrinde, hem daha ciddi diğer organlarda tutulum (örneğin, akciğerler, göz ve sinir tutulumu gibi) ve daha ciddi böbrek tutulumu söz konusudur. Bu nedenle kan tahlilleri, idrar analizi, akciğer görüntüleme ve biyopsi ile dikkatli bir değerlendirmeyle ayırt edilebilir. HSP vasküliti, deri biyopsisi üzerinde direkt immünofloresan (DIF) testi ve IgA tespit edilemediğinde (eski döküntüden örnek alınması, hatalı örnek alma gibi); yanlışlıkla hipersensitivite vasküliti olarak teşhis edilebilir.

Henoch-Schönlein Purpura nasıl teşhis edilir?

Cildin kan damarlarının iltihabı nedeniyle ele gelen purpura (trombosit sayısı normaldir) ile birlikte diğer belirtilerden eklem bulguları, karın ağrısı ve böbrek tutulum bulgularının olması HSP düşündürür. Cilt döküntüsü dışında diğer tüm belirtiler aynı anda bulunmayabilir. HSP tanısı, (mikroskopik olarak damgasını vuran) alınan cilt biyopsisinde; küçük kan damarlarının duvarlarında IgA ve C3 (kompleman 3) birikiminin gösterilmesi ile doğrulanabilir. Ancak döküntünün ilk 48 saati içinde alınan cilt biyopsilerinde bu gösterilebilir. Daha geç alındığında kaybolabilir.

Henoch-Schönlein Purpurası nasıl tedavi edilir?  

Cilt döküntüsü genellikle yer çekiminin fazla olduğu; kalçalar, ayak bileği ve bacaklarda gelişir. Bu nedenle hastalara, fazla ayakta kalmamaları; mümkün oldukça ayaklarını uzatmaları önerilir. Steroid olmayan inflamasyon giderici ilaçlar (NSAİİ; naprosin, diklofenak, indometazin gibi) ile eklem bulguları geriler; ancak gastrointestinal (mide-bağırsak) belirtileri kötüleştirebilir ve böbrek hastalığı olan hastalarda kaçınılmalıdır. Steroidler, HSP tedavisinde; hastanın klinik bulgularına göre kullanılır. Sadece cilt döküntüsü olan olgularda, erken dönemde kullanılmaz; çünkü genellikle kendiliğinden geçer. Cilt bulguları gerilemez veya artarak devam ederse; düşük-orta dozlarda steroid kısa süre kullanılabilir. Hastaların çoğunda, eklem ve gastrointestinal bulgular olduğundan, bunları hafifletmek için de steroid kullanılır. Ciddi mide-bağırsak kanaması veya böbrek tutulumu olanlarda ise, daha yüksek dozlarda steroid kullanılır. İlerleyici böbrek tutulumu olanlarda; steroide ilaveten immünsüpresif (immün sistemi baskılayıcı) ilaçlar tedaviye eklenebilir. Hastaların üçte birinde bulgular, ilk 6 ay içinde tekrarlayabilir.

 

Bu makale 18 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Nuran Türkçapar

Prof. Dr. Nuran Türkçapar, 19 Nisan 1967 tarihinde Sivas’ta doğmuştur. 1990 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde lisans eğitimini tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. 1999 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı’nda Enfeksiyon Hastalıkları ihtisasını, 2000 yılında ise SB. Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde İç Hastalıkları ihtisasını tamamlayarak uzmanlığını almıştır. 2004 yılında ise Ankara Üniversitesi Tıp Fakültes’inde Romatoloji alanında yan dal uzmanlığını almıştır. Prof. Dr. Nuran Türkçapar, 17.03.2006 tarihinde Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları (Romatoloji) Anabilim Dalı’nda Doçent unvanı ve 20.09.2011 tarihinde ise yine Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları (Romatoloji) Anabilim Dalı’nda Profesör unvanı almıştır. Tıpta Uzmanlık Tezleri; ...

Etiketler
Hsp hastalığı ve beta mikrobu
Prof. Dr. Nuran Türkçapar
Prof. Dr. Nuran Türkçapar
İstanbul - Dahiliye - İç Hastalıkları
Facebook Twitter Instagram Youtube