Burun estetiği ameliyatı (rhinoplasty)

Burun estetiği ameliyatı (rhinoplasty)

Estetik burun ameliyatı (rhinoplasty)

Bu ameliyatın amacı, buruna istenilen şeklin verilmesidir. Türkiye'de en çok uygulanan estetik amaçlı ameliyat, burun şeklini düzeltme işlemidir.

Bu ameliyat nasıl yapılır?

Tüm dünyada kabul edilen iki temel ameliyat yaklaşımı vardır.

kapalı ameliyat tekniği,

açık ameliyat tekniği.

Kapalı ameliyat tekniğinde, tüm kesiler burun delikleri içerisinde olmaktadır. Burun derisi sıyrılmadan, burundaki sert dokuların ( kemik-kıkırdak ) elle hissedilmesi ve oluşan değişikliklerin anında değerlendirilmesi yöntemine dayanılarak icra edilir.  
Açık ameliyat tekniğin de ise, kapalı teknikteki burun içi kesilerine ek olarak, burun deliklerinin ortasındaki “ columella “ denen cilt yapısında yatay bir kesi yapılır. Burun  cildinde yapılan tek kesi budur, uzunluğu yaklaşık 4-5 mm kadardır ve yerleşim itibari ile başkaları tarafından fark edilmez. Tüm bu kesiler sayesinde, burun derisi altındaki kıkırdak-kemik yapılardan tamamen sıyrılır ve bu yapıların rahatça görülerek çalışılmasına izin verir. Pek çok plastik cerrah tarafından, kapalı teknikten üstün tutulmakla birlikte uzun zamandır tüm dünyada hangi tekniğin daha üstün olduğu konusundaki tartışma sürüp gitmektedir. Ancak burada ki en doğru yaklaşım, ameliyatı yapacak cerrahın hangi teknikte daha başarılı ise o tekniği seçmesidir. 

Burun ameliyatı gerçekten zor mudur?

Evet, burun ameliyatı estetik cerrahi pratiğinin en zor ameliyatıdır. Bunun temel iki sebebi vardır.

burnun yerleşim yeri,

burnun anatomik yapısı.

Burun, yüzün tam ortasında yerleşmiştir. Bu sebeple, ameliyat sonrası oluşabilecek en küçük bir sorunu dahi saklamak mümkün olmamaktadır. Bu durum, hasta ve cerrah üzerinde ciddi  baskıya neden olur.
İkincisi ve daha önemlisi; burun, birbirinin içine girmiş çok sayıda milimetrik alt üniteden oluşmaktadır. Ameliyatı yapacak cerrah, istenilen sonuca ulaşabilmek için, mevcut olan burun şekline, bu yapıların ne oranda katkıda bulunduğunu ameliyat öncesi muayene de tespit edebilmelidir. Aksi takdirde, bu sorunlar ameliyatta gözden kaçar veya yeterince düzeltilemez. Çünkü, hiçbir hastanın burun anatomisi bir diğer hastaya benzemez, basitçe ne kadar insan varsa o kadar burun şekli vardır. Elimize bir çeşit burun alıp bunu her hastanın yüzüne yapıştıramayız. Her yüz tipine göre ayrı bir burun ortaya çıkartılmaya çalışılmalıdır. Böylece, ameliyat sonucu, doğal, yüze uygun ve başkaları tarafından fark edilemeyecek şekilde olur.  
Bu karışık anatomiye hakim olabilmek, uzun yıllar süren eğitim ve ameliyat pratiği gerektirir.
Tüm bu iyimser çabalara rağmen,  ikinci kez, rutüş mahiyetinde  yapılan revizyon burun ameliyatlarına sıklıkla rastlanılmaktadır. Bu oran en iyi ihtimalle % 10 civarındadır. Bu rakam bile, burun ameliyatlarının zorluğunu anlatmaya yeterlidir.

Ameliyat öncesi burnun nasıl olacağı görebilir mi ?
Bilgisayar teknolojisindeki gelişmelere paralel olarak, biz plastik cerrahlar özel geliştirilmiş programlar sayesinde, hastanın profil ve diğer fotoğrafları üzerinde oynamalar yapabilmekteyiz. Böylece hasta, ameliyattan önce nasıl bir buruna sahip olacağını ilk muayenede görebilmektedir. Temel amacı, hasta ile cerrah arasındaki iletişimi sağlamak olan bu tip bilgisayar programları, tarafımızdan başka bir amaçla daha kullanılmaktadır.
Burun şekli üzerinde değişiklik yapılmasına olanak sağlayan bu  programlar, cerrahlara, ameliyatta neler yapmaları gerektiği konusunda kabaca bir fikir vermektedir. Yeni geliştirilen bir yöntem sayesinde, bilgisayarda, hasta fotoğrafı üzerinde elde edilen görüntü, yani oluşturulan değişiklik ( ameliyat planı ), ameliyat sırasında birebir hasta burnu üzerinde yapılabilmektedir. Bu, şu demektir, planlama olarak görüp karar verdiğiniz burun şekli, aynen size, ameliyatta yapılacak demektir. Böylece, ameliyat sonrasında, burun şekli ile ilgili herhangi bir olumsuzluk yaşamanız engellenmiş olunmaktadır. Hastalar, çoğunlukla ilk anda karar veremeseler de birkaç görüşme sonrasında istedikleri burun tipini rahatlıkla belirlemektedirler.
Burundan nefes almakta zorlananlara, estetik burun ameliyatı sakıncalı mıdır ?
Uzun yıllardan beri devam eden uygulamalar sonrası, yerleşen yanlış kanılardan bir tanesi de, “nefes almak için burnun içi, estetik olarak güzelleştirmek amaçlandığında ise burnun dışı ameliyat edilmelidir. “. Artık günümüz modern burun ameliyatları çağında, bu yaklaşım terkedilmiştir.
Burnun şekli ile fonksiyonu arasında çok ciddi bir bağ vardır. Burundan nefes almakta zorlanan hastalar incelendiğinde, büyük bir çoğunluğunda, belirli oranlarda burun şekil bozukluğu veya kıkırdak yumuşaklığı tespit edilir. Bu sorunların giderilmediği, septoplasti (burun içi düzeltme) ameliyatları, maalesef amacına ulaşmaktan uzak kalmaktadır ve çoğu zaman nefes alma şikayeti düzelmediği gibi artmaktadır.
Burundan nefes almakta zorlanan ve aynı zamanda, burun şeklinin de düzeltilmesini talep eden bir hastaya uygulanması gereken en uygun tedavi şekli, nefes almayı engelleyen tüm etkenlerin, estetik ameliyat sırasında “aynı anda “ düzeltilmesidir.
Konkalar ( burun eti ), aşırı büyümüş ise küçültülmeli,
Septum, eğri ise düzeltilmeli,
Burun dış kısmındaki kıkırdak yapılar, ( bu yapılar, nefes alıp verirken hareket ederek burun içine giren  havanın miktarını ayarlayan bir kapak gibi çalışmaktadırlar ) zayıf ise güçlendirilmelidir.  
Yukarıda saydığım mekanik tıkanıkların yanında, pek çok hastada alerjik rahatsızlıklar da mevcuttur. Bu sorunların ortadan kaldırılması amacıyla ameliyat öncesi veya sonrasında ilaç tedavisine başlamaktayım.
Hangi yaşlarda bu ameliyatı yaptırmak uygundur?
Estetik amaçlı burun ameliyatları, kızlarda 17, erkeklerde 18 yaşından itibaren yapılmaktadır. Eğer temel şikayet burundan nefes almakta güçlük ve ciddi burun eğriliği ise, çok daha erken yaşlarda dahi bu ameliyatlar yapılabilir.
Ameliyat hazırlığı için ne yapılmalıdır?
Tüm diğer estetik amaçlı ameliyatlarda olduğu gibi, kişinin ameliyata engel ciddi bir hastalığı olmamalıdır. Eğer böyle bir sorun yaşıyorsa, takip eden doktorundan ameliyat için uygunluk izni almalıdır. Kişi bir ilaç kullanıyor ise, ameliyattan belli bir süre önce bu ilaç kesilmelidir. Lütfen ilacı veren doktorunuza veya burun ameliyatı yapacak olan cerrahınıza durumu bildirin.  Aspirin, E vitamini, doğum kontrol hapları, içeriği bilinmeyen bitkisel kaynaklı takviyeler ameliyattan 15 gün önce bırakılmalıdır.  
Ameliyat sonrası oluşabilecek şişlik ve morlukların daha aza indirilmesi amacı ile hastalarımızın, ameliyat öncesi bir hafta boyunca günde 1gr C vitamini almalarını öneriyoruz.
Ameliyat nerede olunmalıdır?
Muayenehane şartlarında, lokal anestezi ve sedasyon altında ameliyat yapılabilirse de, bunu çok doğru bulmamaktayım. Burun ameliyatı, yoğun bakım gerektiren bir ameliyat olmamakla birlikte, hastanede bulunma rahatlığının ve güveninin, burun ameliyatı hastalarının da hakkı olduğuna inanmaktayım. Ameliyat sonrasında, buz tatbiki yapmak şartı ile aynı gece, hasta evine gitmekte serbesttir.
Ameliyatlar ortalama 3 saat kadar sürmektedir. Titiz çalışılırsa, ameliyat sonrası dönemde, hastalarda, morarma çok nadiren olmakta ve olanlarda da göz altlarına sınırlı kalmaktadır.
Ameliyat sonrası ilk hafta nasıl geçer?
Sanılanın aksine, burun ameliyatlarından sonra hiçbir şekilde ağrı olmaz. Hafif bir baskı, rahatsızlık hissi, nefes almanın bozulması, burundan akıntı, hapşırma ve kaşıntı olması gayet doğaldır. Yeterince bilgilendirilmemiş hastalar bu hisleri ağrı olarak yorumlayabilirler. Ancak, şunu ısrarla belirtmek isterim ki ağrı , bir soruna işaret eder ve her şeyin normal olduğu bir ameliyat sonrası dönemde karşılaşılmaz.
Özellikle, konka dediğimiz, burun etlerine yönelik yapılan ameliyatlardan sonra, burundan kanlı bir sızıntı olabilir, 1-2 gün içerisinde kaybolur.
Enfeksiyon, ameliyat yapılan sahanın çok iyi kanlanması sonucu, yok denecek kadar nadir görülen bir durumdur.
Burunlarının üzerindeki alçıyı sorun etmeyen kişiler, ameliyattan 2-3 gün sonra kendilerini zorlamamak kaydıyla istedikleri her yere gidebilirler. Yoğun egzersiz, sauna, hamam gibi aşırı sıcak alanlardan birkaç ay kaçınmak gerekir.
Ameliyattan 5-6 gün sonra burun alçısını alıp, burun üzerine bir hafta süreyle kalacak yumuşak bantlar uygulanmaktadır.  
Şunu da belirtmeliyim ki, hastaların kabusu olan burun içi tampon uygulaması terkedildiğinde, hastaların rahatlığındaki artış gerçekten inanılmaz boyutlarda olmuştur. 

 

Bu makale 9 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Op. Dr. İlker Manavbaşı

Op. Dr. İlker MANAVBAŞI, 1971 yılında Ankara'da doğmuştur. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini 1999 yılında tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. Hemen ardından TUS sınavında dereceye girerek Türkıye'nin en köklü tıp fakültelerinden biri olan Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Anabilim Dalı'nda ihtisasına başlamıştır. Hacettepe Üniversitesi'nde Finlandiya, Kuopio Üniversitesi ve ardından İsveç, Linköping Üniversitesi'nde gözlemci doktor olarak çalışmalar yapmıştır. 2001 yılında Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı olmuş ve İstanbul Özel İren Hastanesi'nde El Cerrahisi Bölümü Şef'i olarak 2004 yılına kadar görev yapmıştır. Daha sonra ülkemizin sayılı cerrahlarından biri olan Prof. Dr. Onur Erol'un Plastik ve Estetik Cerrahi Kliniğinde fellow olarak ardından da partner ...

Etiketler
Estetik cerrahi
Op. Dr. İlker Manavbaşı
Op. Dr. İlker Manavbaşı
İstanbul - Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi
Facebook Twitter Instagram Youtube