Akupunktur, vücudun doğal iyileşme mekanizmalarını harekete geçiren ve fonksiyonunu arttıran bir tedavi metodudur. Başlangıçta Çin tıbbının bir parçası olarak kabul edilen akupunkturun etkinliği günümüzde bilimsel olarak ispatlanmış olup, modern batı tıbbına tamamlayıcı' olarak, hatta bazı durumlarda alternatif' olarak tüm dünyada yaygın bir şekilde kullanılmaktadır.
Yeni arkeolojik araştırmalara göre geleneksel Çin tıbbının ve bunun bir parçası olarak kabul edilen akupunktur tedavisinin başlangıç dönemi neolitik periyoda (10.000-4.000 yıl öncesine) uzanmaktadır. Konuyla ilgili günümüze ulaşan en kapsamlı yazılı kaynak ise M.Ö 475-225 yıllarında yazıldığı düşünülen Huangdi Neijing (Sarı İmparator'un Kitabı) isimli tıp kitabıdır. 1991 tarihinde Avusturya İtalya sınırındaki dağlarda bulunan Ötzi' isimli 5300 yıllık mumyada bulunan akupunktur tedavisi kalıntıları ise bu tedavinin sadece Çin ile sınırlı kalmadığı ve Avrupa kıtasında da uygulandığını göstermektedir.
Milattan sonra Uzakdoğu ve Asya ülkelerinde yaygın olarak kullanılan akupunktur tedavisinin binlerce yıldan sonra tekrar batıya gelmesi 16. yüzyıla dayanır. Bu dönemde Asya'ya yolculuklarda bulunan Portekizli misyonerler ve bazı batılı doktorlar akupunktur tedavisini Avrupa ülkelerine taşımışlardır.
Akupunktur Amerika Birleşik Devletleri'nde 1972 yılında başkan Richard Nixon'ın Çin'e yaptığı ziyaret sonrasında popüler hale gelmiştir. Başkan Nixon ve beraberindeki heyet Çin'de gördükleri akupunktur anestezisi ile açık kalp ameliyatından etkilenerek bu bilimin ülkelerine taşınmasının yolunu açmışlardır.
Akupunktur tedavisinin modern tıbbın uygulandığı ülkelerde yaygınlaşması bilim adamlarını akupunktur ve etkisi hakkında bilimsel araştırmalar yapmaya yöneltmiştir. Etkinliği batı tıbbı ile de ispatlanan akupunktur, günümüzde Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) de kabul ettiği etkili bir tedavi yöntemi olup, batı tıbbına ek tamamlayıcı tedavi olarak ya da alternatif tedavi olarak kullanılmaktadır.