Prof. Dr. Kutay BiberogluKadın Hastalıkları ve Doğum
Mycoplazma ve ureaplazma oldukça yaygın bir cinsel geçişli hastalık (yüzde m20-40) etkenidir. Kültürle üretmek çok zordur, genellikle serolojide gösterilir. Kültürde ürediğinden mutlaka emin olunuz. Yanlış tanı olasılığı da vardır. Ayrıca varsa bile bunların uygun antibiyotikle tedavisi de çok kolay ve etkilidir. Direnç durumu ve borik asid önerisi de yine bana çok olağan gelmedi. Hepatit HIV ile ilgili söylenenlerin direnç durumu ile hiç bir ilgisi yok. Olağan dışı, garip bir durum var. Akıntı sorununda vajinal kültür değil, esas olan hemen orada yapılan akıntı mikroskopisidir. Vajinada çok fazla mikroorganizm doğal olarak olabildiği için kültür biz hiç yapmayız. Acaba taze mikroskopik muayene sonucunda gardnerella, trichomonas, candida vb. bakıldı mı? Bulundu mu? akıntıda esas olan bunlardır. Biraz kafanız karışmış. Bu testleri yapan bir özel hastane mi? Ticari bir durum olabilir mi? Farklı cinsel geçişli hastalıklar her zaman olabilir ve yaygındır. Daima kondomla cinsel ilişki yapılmalıdır. En sık görülen HPV (human papilloma virus) enfeksiyonudur. Örneğin mycoplasma, ureaplasma yanında HPV tiplemesi de yapıldı mı? HPV aşısı olmanız da kendiniz için yapabileceğiniz en büyük iyiliklerden birisi olur. Enfeksiyon ile ilgili yararlı olabilecek aşağıdaki bilgiyi de yolluyorum. Gerçekten vajinal enfeksiyon varsa bunun tanısı muayene sırasında alınan akıntının hemen oracıkta, kurumadan ıslakken mikroskopik muayenesi ile yapılır. Mantar, trikomonas ya da Gardnerella enfeksiyonu olabilir. Hangisi ise ona göre ilaç verilir. Anladığım kadarıyla tanı konulmadan her türlü etkene karşı, farklı zamanlarda, sınama yanılma yoluyla tedavi (?) verilmiş. Tıpta böyle bir yaklaşıma yer yoktur. Muhtemelen bu kadar ilaç sonucu normal vajinal flora bozuldu ve akıntı bu nedenle devam ediyor. Diğer olasılık ise daha başlangıçtan enfeksiyon olmadığı halde gereksiz tedavi uygulanması olasılığıdır. Bu durumda hijyen kurallarında eksiklik var demektir. Vajinanın içini kesinlikle yıkamayın, eczanelerde hijyen ürünü adı altında satılan sıvılarla lavaj yapmayın, sabunlamayın. Bunu yapmanız vajinanın yararlı olan doğal laktobasil ortamını yok eder, doğal asit ortamının alkaliye dönüşmesine neden olur. Böylece enfeksiyon bariyerlerini yıkarak vajinal enfeksiyona davetiye çıkarırsınız. Sadece dış genital organlar suyla, en fazla beyaz, doğal, parfüm, boya katkısı olmayan sabunla (geleneksel, zeytin yağı temelli) temizlenmelidir. Her gün duş alın ve iç çamaşırlarınızı değiştirin. Kadınların özellikle 2 adet dönemi ortasına doğru giderek artan yumurta akı kıvamında bir vajinal akıntılarının olması doğaldır. Bu akıntı, estrojenik, temiz bir hormonal akıntıdır. Külotta sarı leke bırakması sizi yanıltmasın, bu enfeksiyona işaret etmez. Her ne kadar çoğu kadın, bu bazen azalan, bazen artan akıntıdan haberdar bile olmazlarsa da bilinmelidir ki kadınlar hiçbir zaman kuru olmazlar, normal akıntıyı hemen enfeksiyon olarak algılamamalıdırlar. Sürekli külot içinde pet taşımayın. Yüzeyleri sentetiktir, hava aldırmaz, terlemeye yol açarak özellikle mantar enfeksiyonuna meyil hazırlar. Kesinlikle pamuklu dışında külot giymeyin. Ayrıca yine havalanmayı engelleyen ve terlemeye yol açan külotlu naylon çorap, tayt, dar blucin gibi giysileri sürekli giymemeye ihtimam gösteriniz. Mantar akıntısı beyaz, süt kesiği veya peynir kıvamında olur ve mutlaka aşırı kaşıntı eşlik eder. Gri, az miktarda, yapışkan ve çürümüş balık kokulu akıntı, Gardnerella Vajinalis enfeksiyonunu düşündürür. Sarı yeşil, köpüklü, bol miktarda akıntı trikomonas vajinalis ile uyumludur. Tanı için vajinal kültür gereksizdir ve sonuç vermez çünkü zaten vajinal ortam bakteri ve mantar içerir ve hiçbir zaman steril değildir. Doğru tanı, muayene sırasında alınan akıntı örneğinin muayeneyi yapan jinekolog tarafından hemen oracıkta, kurumadan mikroskop altında incelenmesi ile konur. Tuvalet sonrası önden arkaya (vajinadan anüse doğru yapılması) kağıt ile silinerek her seferinde kağıt değiştirerek temizlik çok önemlidir. Aksi taktirde dışkıdaki kalınbağırsak bakterileri ve mantarları vajinaya ve buradan da idrar borusu yoluyla mesaneye bulaştırırsınız. Her tuvalet ve banyodan sonra genital bölgenin ıslak bırakılmaması için kurulanması gereklidir. Mantar ve diğer bakteriler nemli ve sıcak ortamlarda daha kolay ürer. Her cinsel ilişki sonrasında ve her zaman, biriktirmeden, sıkışmadan idrar ihtiyacınızı giderin. Bol su için. İdrar renginin koyu sarı değil, suya yakın renkte olmasına özen gösteriniz. Cinsel vajinal birleşmede acele etmeyin, yeterli kayganlık oluşmadan ilişkiye başlamamaya çaba gösterin. Kuruluk, ilişkide tahrişe, o da hem vajina hem de idrar yolunda enfeksiyonu ortam hazırlar. Adet kanaması döneminde vajinal tampon kullanıyorsanız bunların sık aralıklarla yenisiyle değiştirilmesine özen gösterin. Aynı anda birden fazlasını kullanmamaya dikkat edin ve değiştirirken de içerdeki her bir tamponu çıkarmış olduğunuzdan emin olun. Adet kanaması döneminde yeterli önleminizi alarak havuza, denize girebilirsiniz. Adetli olmak gerekli hijyen koşullarına uymak koşulu ile cinsel ilişki için sakıncalı bir durum değildir. Cinsel ilişkide başka bir güvenilir gebelik önleyici yöntem kullanıyorsanız bile eşinizin prezervatif kullanmasını istemek hakkınızdır. Pek çok cinsel geçişli hastalıkta erkek taşıyıcıdır, enfeksiyonu geçiren ise kadınlardır. Ağda ve jilet ile genital kılların tümünün ve tamamen temizlenmesi kıl köklerinin enfeksiyonunu kolaylaştırır ve tahrişe yol açar. Geleneksel olarak aksi yönde bir inanışınız yoksa, makasla tüylerin kısaltılması ve her gün duş alınması, hijyen açısından en uygun olanıdır. Dışarıda ve hatta evde tuvalete girdikten sonra kapağını kapatarak rezervarı çekmeniz, enfeksiyondan korunmak adına tercih edilmelidir. Yanınızda klozete oturmadan önce döşeyeceğiniz kağıt koruyuculardan taşıyabilirsiniz. Daha çok bilgilenmek için blog.drkutaybiberoglu.com, www.drkutaybiberoglu.com, doktorsitesi / facebook / instagram / youtube biberoglu linklerinde bulacağınız video ve makalelere ulaşabilirsiniz.
2 Aralık 2020