Merhabalar. Size erkek arkadaşımla ilgili bir soru sormak istiyorum. Henüz 22 yaşındayız ve 3 aydır birlikteyiz. Kendisi zaman zaman minör depresyonlar geçiren, zamanında antidepresan tedavisi görmüş biri. İnsanlara karşı hissizleşmesi, insanları arka plana atması ve bu yüzden vicdan azabı duyması gibi bazı durumlarımız var. İlişkimiz başlamadan önce de beni bu konuda uyarmıştı. İlişkileri hep kısa sürmekte, bir insanla birkaç ay birlikte olduktan sonra o insana karşı hissizleşmekte. Biz de ilişkimizin henüz birkaç ayını doldurduktan sonra bana karşı da hissizleştiğini, buna engel olamadığını ancak beni de artık hayatında istemediğini dile getirdi. Bu durumdan kendisi de rahatsız oluyor ve psikolojik tedavi görmek istiyor ancak bir yandan da kendini suçlu hissedip yıpratıyor. Kişisel görüşüm olarak kendisini hissiz yerine fazla duygusal bir insan olarak tanımlarım bu yüzden zaman zaman duyguları konusunda kendisine set çektiği düşüncesinden alıkoyamıyorum kendimi. Kendisini psikolojik destek konusunda sonuna kadar desteklesem de ona bu durumun geçici olabileceğini, kendisini kısıtlamaması ve yıpratmaması gerektiğini anlatamıyorum maalesef. Daha çok genciz ve karşımdaki bu çok duygusal insanın kendini bu şekilde yıprattığını, hissiz olarak tanımladığını görmek iç burkucu oluyor. Bu konuda kendisine nasıl yaklaşmam gerektiğini sormak istiyorum size. Ben şefkatle yaklaştıkça hak etmediğini düşünerek kaçıyor benden. Psikolojik desteğe başlamadan önce ilk olarak ben nasıl davranmalı, nasıl yaklaşmalıyım tavsiye verebilirseniz çok sevinirim. Vaktiniz için çok teşekkür ediyorum.
Merhaba, öncelikle bu durumu doğru çerçevede değerlendirmek tedavinin seyri için çok önemli. Şu an kabaca çizdiğiniz tabloda bu yaşadığı depresyon bağlı ortaya çıkan bir değişken olabileceği gibi, tamamiyle bu durumdan bağımsız erken yaşlardan oluşmuş bir şemanın beden bulmuş hali ya da tamamen bağımsız bir kişilik bozukluğu da olabilir. Bu yazdıklarım yüz yüze görüşme olmadan sadece varsayım olarak kalacak durumlardır ve varsayımlaradan bile çok farklı bir tablo bizi bekliyor olabilir. Ama söyleyebileceğim ortak nokta, semptomlar, şemalar, yani hayatımızda bir şekilde örüntü haline gelmiş durumlar kişinin sağlıksız olsa da hayatlarının bir parçası halini alırlar. Örneğin şemalar ne kadar sağlıksız olsa da bizi bu güne kadar hayatta tutan da onlardır. Bu yüzden kişinin bu semptomlarla, şemalarla, vedalaşmaya hazır hissetmesi çok önemlidir. Biz ne kadar onun koltuk değnekleri olmadan yürüyebileceğini bilsek de, bu değnekleri o hazır olmadan biran da çekmeye kalkarsak bu onun için çok korkutucu olacaktır. Bu süreçte ona öncelikle koşulsuz bir kabul ile yaklaşılması ve tedavi için kendinin gönüllü olmasını beklemek çok önemli. Bazen koşulsuz bir kabul, içten bir destek, anlandığını hissetmek; kişiyi zorlamaktan çok daha olumlu sonuçlar doğurabilmekte. Sizin yüklendiğiniz görev onun yüzleşmesi gerken sürecin ağırlığını ve gerçekliğini daha fazla hissettiriyor olabilir. Hayatında yönlendiren bir rol üstlenmeden desteğinizi göstermeniz onun için çok daha rahatlatıcı olacaktır.