Bu İlaçlar Bu Yanetkilere Neden Olur Mu ?
yt
Yaş*** T***
5 Ocak 2020
Sayın hocam merhaba. Uzun süredir görüşemiyoruz. Nasılsınız, iyi misiniz ? Yeni yılınız kutlu olsun. Umarım iyisinizdir diyerek daha önce sorduğum lakin meşgalenizden dolayı cevap veremediğinizi düşündüğüm bir suali tekrar sormak istiyorum. Biliyorsunuz finasteride ve dutasteride, androgenetik alopesi ve bazı prostat hastalıklarında kullanılan iki 5 alfa redüktaz inhibitörü ilaç. Finasterde 1 mg dozaj ile androgenetik alopesi için genç erkeklerde FDA onayına sahip. Dutasteride ise Avrupa ve ABD'de değil ancak Japonya'da androgenetik alopesi tedavisi için kullanım onayına sahip. Diffuse formatta seyreden saç dökülmesi sorunum için 2-3 günde bir kere olmak kaydı ile ben de finasteride 5 mg kullanıyorum. 5 mg'lık tableti bölemediğim için 2-3 günde bir kullanma yöntemini uyguluyorum bir süredir. Bu iki molekül ile alakalı pubmed'den güncel araştırmaları takip ederken iki sıradışı araştırmaya denk geldim. Birinci Araştırma Bu : https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/*** *** ** İkinci Araştırma da Bu : https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/*** *** ** Bu iki araştırmanın manası ve önemi nedir insanlar açısından ? Okuduğumu idrak edecek kadar ingilizce biliyorum lakin istatistik bilmediğim ve bilim insanı yahut hekim olmadığım için bu araştırmalar doğru yorumlamam mümkün değil. Bu yüzden sizin gibi değerli bir bilim insanının bu iki araştırmaya göz atmasında fayda olduğu kanaatindeyim. Değerli vaktinizi ayırıp incelerseniz memnun olurum. Yanıtınızı bekleyeceğim. İyi çalışmalar. Saygılar.
1 cevap
92 görüntülenme
Cevaplar (1)

Prof. Dr. Atila Karaalp
Tıbbi Farmakoloji
:) Diğerine yazmış olduğum yanıtı buraya da kopyalayıp soruyu kapatıyorum. Sayın Yaşar Bey: Yollamış olduğunuz bağlantılardan ikinci makalenin özeti aynen şu cümleyle bitiyor; "Allopurinol use may be associated with an increased risk for urologic malignancies". "may" sözcüğünün ne anlama geldiğini biliyorsunuz, yani olasılıktan söz eder, kesinlik içermez. Ayrıca ilk makalenin içinde gut hastaları arasında istatistiksel anlamlı olarak bulunan bin kişide 8,26 sayısı ile kontrol grubu arasındaki fark (bin kişide 7,49) ancak istatistiksel yöntemlerle anlamlı hale getirilebilir. Öte yandan sizin için yine Pubmed üzerinden yapmış olduğum kısa bir araştırmada allopurinol kullanımı ile prostat kanseri arasında ilişki bulunmamışken (https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/*** *** **/) bir diğer çalışmada ise (https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/*** *** **/) sizin endişe ettiğiniz tam tersine kanser riskinde azalma tespit edildiği iddia edilmiş. Sizin bulduklarınız mesane, benim bulduklarım prostat kanseri üzerine ancak yine sizin göndermiş olduğunuz linkteki makalelerin girişinde ürik asidin antioksidan olmasından bahisle allopurinolün ürik asidi azaltmak suretiyle acaba (genel anlamda) kanser insidansını artırıyor mu endişesi üzerinde durulmuş. Yani özetle anlatılmaya çalışılıyor ki allopurinol antioksidan etkili olan ürik asidi düşürüp kansere neden olabilir mi? Ancak benim gönderdiklerimin birinde ilişki bulunmamış, diğerinde ise tam ters yönde azaltıcı etki bulunmuş. Bu kadar sözden sonra gelelim sizin sorunuza bilimsel düşünce işte tam da burada anlatmaya çalıştığım KUŞKUCULUK ile beslenir. Bilim, önüne konulanı dogmaları yutmaz kuşku duyar ve araştırıp gerçeği arar. Burada da iki yönden kuşkuyu net biçimde görebiliriz. Bilimin kendisi budur. Biri araştırır ak der, diğeri aynı şeyi araştırır kara der. Bunların ikisi de yanlış değildir, ama sonra bunlardan on, onbeş tanesini bir kişi alır meta analiz yapar ve der ki aslında ne siyah ne de beyaz, bu bir gri. Sizin gönderdiğiniz kara diyen iki yayın benim bulduklarım da ak diyen iki yayın (ya da tam tersi, fark etmez). Sadece sizinkilere bakan biri (aslında bu işin içinde olan konunun profesyonelleri aksi yönde de bilimsel kanıtlar olabileceğini çok iyi bilir ve kararını sadece bu ikisine göre vermez) yanılıp ilaç kullanmayı bırakır ve bunu öneren hekimine kuşku duymaya başlar, dahası genel anlamda tıp ve bilim camiasına inancı sarsılabilir. Yani evet bu konuları araştırmayı sevdiğinizi biliyorum ve inanın bu tutku muhteşem bir özellik. Ancak sizin zihninizi yorup yanlış donelerle yanlış sonuçlara varmak gibi bir riski de barındırıyor, buna dikkatinizi çekmek isterim. Bu nedenle çok samimi biçimde (bu tutkunuzdan vazgeçin demeyeceğim elbette) bu alanda eğitim almayı düşünün, ya lisans ya da lisans üstü düzeyde bir eğitim sizin için çok faydalı olacaktır. Bana daha önce sormuş olduğunuz tüm soruların içeriğine baktığımda, bir yıl önce sorup da benim bir türlü fırsat bulup inceleyemediğim ancak bu sorunuzda aslında ona da yanıt verdiğimi düşündüğüm sorunuzla birlikte değerlendirdiğimde bu sonuca varıyorum. Eğer yaşınız da burada gördüğüm (35) ise bence bu anlamda hiç geç değil. Bilimsel araştırma ve kuşkuculuk keşke bu işle uğraşan tüm profesyonellerde olabilse. Sağlıklı günler diliyorum.
26 Ocak 2021
Toplam Cevap
1330