Sayın hocam, Boyunda C-4/5 ve C-6/7 olmak üzere 2 adet boyun fıtığım var. Birinde disk, diğerinde fıtık omuriliğe (spinal korda) baskı yapıyor. Fakat genel fiziki durumum iyi çok aza seviyede güç kaybı var. Beyin cerrahları ileriye dönük olarak ameliyat diyor. 2 adet disk protezi veya 2 ayrı bölgeye fizton uygulamsı öneriyorlar. Sizce fizik tedavi uygulanabilir mi? yoksa ameliyat mı olmalıyım. Ameliyat sonrası şu anki durumumu aramaktan endişe ediyorum. Bilgilendiriseniz sevinirim. Kolay gelsin.
öncelikle size boyun fıtıklarında ameliyatın niçin tam kesin sonuç vermediğini ve ilerde niye tekrar boyun fıtığı olma nedenini izah edeyim. İnsan omurgasında boyun bölgesinde 7 adet omur cismi bulunur. Omurlar arasında bulunan ve elastıkiyeti sağlayan “ disk” adı verilen yumuşak et parçasının , herhangi bir basıya , basınca maruz kalması sonucu bulunduğu mesafeyi terk ederek önündeki sinir köklerine değerek onları sıkıştırması tablosuna “ boyun fıtığı “ diyoruz. Boyun bölgesinde 7 adet omur cismi olduğuna göre ; sağ tarafta 7 , sol taraftada 7 olmak üzere toplam 14 adet boyun fıtığı çıkış yeri mevcuttur… Başka bir deyişle ; normal bir insanda boyun bölgesinde toplam 14 adet boyun fıtığı çıkış yeri mevcuttur. Boyun fıtığında sıkışan sinir kökleri organizmanın hareket etmesine sebebiyet veren oluşumlardır. Boyun fıtığı ameliyatı esnasında bu sinir kökleri serbestleşse de , ilerde orjinal yapısını kaybettiği için çevresine granulasyon dokusu oluşacaktır. Kaba bir tabirle ; en mükemmel yapılan boyun fıtığı ameliyatlarında bile 14 aralıktan birini iptal ettiğiniz için hastada hareket kaybı olması normaldir. Bu nedenden dolayı , sanılanın tam aksine boyun fıtığı ameliyatları radikal % 100 netice veren ameliyatlar değildir. Çünkü 14 adet boyun fıtığı çıkış yeri bulunmaktadır. Bunlardan biri alınsa , geriye 13 tane daha boyun fıtığına aday yer var demektir. Nitekim boyun fıtığından 2-3 kez ameliyat olduğu halde , ilerde tekrar boyun fıtığı olan insanlarla karşılaşabilirisiniz. İşte bunun nedeni budur. Boyun fıtığı ameliyatları diğer ameliyatlara benzemez. Apandektomi ameliyatı sadece 1 kez olur. safra kesesi ameliyatı da sadece 1 kez olur. Çünkü bir insanda bildiğiniz gibi , bir tane apandix , bir tane safra kesesi bulunur. Bunlar radikal çözüm getiren ameliyatlardır. Oysa , normal bir insanda 14 adet boyun fıtığı çıkış yeri olduğu için , boyun fıtığı ameliyatları radikal sonuç getirmeyen ve ilerideki dönemlerde bir dizi komplikasyonuda beraberinde getiren ameliyatlardır. özetle ; sanılanın tam aksine boyun fıtığı ameliyatları radikal % 100 netice veren ameliyatlar değildir. Çünkü 14 adet boyun fıtığı çıkış yeri bulunmaktadır. Bunlardan biri alınsa , geriye 13 tane daha boyun fıtığına aday yer var demektir. ayrıca boynun son derece dar ve tehlikeli bir anatomik yapısı olduğunu belirteyim Amerika ve Kanada da boyun ve bel fıtığı ameliyatları 4 seneden beri çok kısıtlı olarak , ancak çok belirgin bazı şartlar meydana geldiğinde yapılmaktadır. Fakat , ne yazıkki ülkemizde medyanında bilinçsizce yaklaşması neticesi peynir ekmek satılır gibi her yerde herkese boyun ve bel fıtığı ameliyatları yapılmaktadır. Günümüzde bel ve boyun fıtıklarına genel yaklaşım ; MR daki görüntü ne olursa olsun ameliyat dışı, konservatif tedavilerin uygulanması ve şikayetlerin ortadan kaldırılmasıdır. Konservatif tedavilerin cevap vermediği ve hastanın şikayetlerinin ciddi oranda artığı durumlarda ameliyata gidilmektedir. Günümüzde ameliyatla sonuçlanan vakalarda ciddi olarak düşmektedir. örneğin İngiltere de bu oran binde sekizlere kadar düşmüştür. Ameliyatlarda da şikayeti kaldırma oranı oldukça düşük kalmaktadır. Sıkça tartışılan ; ameliyat sonrası şikayetlerin geçmediği veya daha da arttığı "başarısız boyun ameliyatı sendromu (fail back surgery sydrome)" çok ciddi oranlarda görülmektedir. ( Bakınız : http://www.angelfire.com/fl/screwd/fbsyndrome.html ) Bazı araştırmalar ise ; ameliyat olsun veya olmasın şikayetlerin tekrarlama şansının 1,5 -2 yıllık dönemde aynı olduğunu göstermektedir. Yine bazı araştırmalar ; konservatif tedavilerin başarı oranlarının ameliyatlarla aynı olduğu bildirmektedir. Yerli , yabancı tıbbi araştırmalar ; fıtıkların başarılı geçen konservatif tedaviler sonrasında sinire baskıların azaldığını , böylelikle ameliyatsızda boyun fıtıklarının tedavi edilebileceğini göstermektedir. Eğer şikayetler ameliyat tedavilerle kalkıyor ve kısa sürede (bir ağrı kesici gibi birkaç saat sonra) geri dönmüyorsa tedavi başarılı olmuş demektir. Esasen ; boyun fıtıklarının öncelikle ameliyatsız tedavi edilmesi , eğer başarı sağlanamıyorsa ve belirli kriterlerde mevcutsa cerrahi tedavisi yapılması esastır. boyun ve bel fıtıklarında bilinmesi gereken bazı gerçekler : 1) Bel ve boyun ağrıları ; nerdeyse insanlık tarihi kadar eski ve yaygın problemlerden biridir. Kutsal kitaplarda ve hipokrat`ın yazılarında bile yer almaktadır. 2) Günümüzde dünya nüfusunun %70-80 yaşamının herhangi bir döneminde en az bir kere boyun veya bel ağrısı çektiği saptanmıştır. 3) ABD de nezleden sonra en çok doktara gitme sebebi ; boyun veya bel fıtığıdır. 4) boyun ve bel ağrıları 45 yaş altı bireylerde en çok sakatlık nedenidir. 5) Türk milletinin %60.4 nün boyun ve bel ağrısı şikayeti olduğu ve kadınlarda daha fazla görüldüğü saptanmıştır. boyun ve bel ağrıları ameliyat sebebi olarak 3 sırada ve en çok hastanede yatarak tedavi edilen rahatsızlıklar içinde 5. sıradadır. 6) ABD ekonomisi her yıl teşhis ve tedavi masrafları ve işgücü kaybı sebebiyle *** *** ** milyar dolar gibi bir ekonomik kayba uğramaktadır. (USA-National Center for Health Statistic 1990). Bu kaybın ülkemiz için 10 milyar dolar (turizm gelirlerimizden fazla) olduğu tahmin edilmektedir. 7) MR da görülen fıtıkların ağrı mekanizması üzerine etkileri pek açık değildir. boyun ve bel fıtıklarında sinir basısı sonucu kök ağrısının mekanizması açık değildir. Çoğu kez ameliyatlarda bile bu kök basısı bulunamaz. Ağrının tutulan kökün iltihaplanması sonucu oluştuğu konusunda fikir birliği vardır. Yaygın inanış ; disk içindeki jelimsi sıvının asitik yapısının sinirin dış zarı (dura) üzerine hasar verdiği yönündedir. Başarılı bir ameliyat sonunda bile kalkmayan ağrılar (fail back surgery syndrome) gibi sebeblerle MR da görülen fıtıkların şikayetlerin gerçek sebebi mi sorusunu ön plana çıkarmaktadır. 8) MR sonucu görülen fıtıkların ne zaman oluştuğu belirlenememektedir. 9) Ayrıca yine yapılan araştırmalar ; hiçbir şikayeti ve ağrısı olmayan (asemptomatik) insanlarında (Dünya nüfusunun sadece %20 si ) MR görüntülerinde disk anormalitelerine %67 gibi ciddi bir oranda rastlandığını göstermektedir. Yani ciddi fıtığı görünsede ,hiçbir şikayeti olmayan insanlar vardır. sokaktan geçen herhangi bir adamı yakalayıp , mr çektirseniz hiçbir şikayeti olmadığı halde boyun veya bel fıtığı görülebilir. veyahutta tam tersine çok ciddi şikayetleri olan hastanın boyun ve bel mr larını çektiğinizde pek ciddi radyolojik görüntü olmayabilir.. teşhiste esas önemli konu ; bizzat doktorun yapacağı fizik muayenedir. röntgen , MR , BT gibi tetkikler teşhiste yardımcı tanı metotlarıdır. bunlar doktorun fizik muayene ile koyduğu teşhisi destekler veya desteklemez.. desteklemese dahi esas göz önünde bulundurulacak husus ; bizzat doktorun yaptığı muayenedir. MR da görülen fıtığın mı ağrılara sebep olduğu sorusu akla gelmektedir. Bu yüzden birçok uzmanın birleştiği nokta = 1) boyun ve bel fıtıklarının öncelikle ameliyatsız tedavi edilmesi , eğer başarı sağlanamıyorsa ve belirli kriterlerde mevcutsa en son çare olarak cerrahi tedavisi yapılması esastır. 2) boyun ve bel fıtığında tedavi edilmesi gerekenin MR görüntüsü değil ; hastanın kendisi (ve tabiki şikayetinin) olması gerektiğidir. 3) Ameliyat olmak isteyen boyun veya bel fıtığı hastalarına ; ameliyatın radikal bir tedavi yöntemi olmadığı , ilerde bir başka yerden başka bir yerde yine fıtık çıkma riskinin her zaman mevcut olduğu hatırlatılmalıdır. Ayrıca tıpta risksiz hiç bir ameliyat yoktur.. her ameliyatın kendine göre bir riski ve tehlikesi vardır….Özellikle bu cins ameliyatlarda risk ve tehlike daha fazladır.. Tıpta hiç bir tedavinin ve ameliyatın % 100 garantisi yoktur. Garanti sadece ve sadece Allah'a mahsustur. bir saniye sonra kendisinin dahi ölüp ölmeyeceğini bilmeyen hiç bir doktor ; sizin yüzde yüz şifa olup olmayacağını garanti edemez. Garanti veren varsa , yalan söylüyor demektir. Ameliyat risklerinin ne olduğunu ve garanti konusunu , size ameliyat öneren doktorunuzla görüşmenizi öneririm. Benim size önerim ; bizzat konusunda çok iyi bir eğitim almış , deneyimli bir fizik tedavi uzmanına şahsen muayene olarak gerekli tedaviyi görmeniz olacaktır. geçmiş olsun , acil şifalar dilerim. Dr. Ümit Hazar www.umithazar.com