Yemek yeme(me) alışkanlığı

Yemek yeme(me) alışkanlığı

"Doyma Hissime Dokunma"

Çocuklara düzgün bir beslenme alışkanlığı kazandırmanın ilk şartı annenin hamilelik sürecinde yeterli ve dengeli beslenmesidir. Çünkü bebeklerin beslenme düzenlerinin henüz anne karnındayken başladığını ortaya koyan araştırma sonuçları bulunmaktadır. Sağlıklı bir beslenme alışkanlığı için annenin hamilelik sürecinde sağlıklı bir şekilde beslenmesi çocuğun yaşamının ileriki yıllarında nelerle karşılaşabileceğini belirler.

Annesi, hamilelik sürecinde yeterli ve dengeli beslenmeyen bir çocuğun; kalp hastalıkları, obezite, diyabet vb birçok hastalığa yakalanma riskinin, annesi yeterli ve dengeli beslenen çocuklara göre çok daha fazla olduğu da araştırma sonuçlarıyla sabittir. Annelerin en çok şikâyet ettikleri konuların başında çocukların yemek yememeleri gelir. Yemek yememe ile ilgili sorunlar daha çok 1-2 yaş sonrasında ortaya çıkmaktadır.

Çocuktaki benmerkezcil yapı ve bağımsızlık arayışı kendini yemek seçme yoluyla belli etmeye başlamıştır. Çocuk bu dönemlerde yenecek yemekleri seçmeye, kimi yemeklere itiraz etmeye, kimileyin de yeme eylemine karşı çıkmaya başlar. Kuşkusuz bunun oluşumunda annelerin tutumlarının etkisi de yadsınacak düzeyde değildir.

Pek çok anne çocuğunu doktora veya psikologa götürdüğünde bu durumdan şikâyet eder. Annelerin pek çoğuna göre çocuk hiçbir şey (!) yememektedir. Ancak yapılan değerlendirmelerde ve ölçümlerde durumun böyle olmadığı, çocuğun normal gelişim değerlerine sahip olduğu görülür. Ancak anneler bu durumun kendi zorlamalarından kaynaklandığını, kendi zorlamaları olmasa çocuğun hiçbir şey(!) yemeyeceğini belirtiler (sanki çocuk açlıktan ölecekmiş gibi!)

Bunun yanında bilimsel veriler bize, herkesin yumruğu kadar yiyecekle doyabildiğini ortaya koymuştur. Yani işin fizyolojisine baktığımızda yumruk kadar yiyecek bir öğün demek. Çocukların yumruk büyüklüğünü düşündüğümüzde ürpermemek(!) elde değil.

http://animapsikoloji.com/Resimler/y2.jpg
 

Anneler bu tür problemlerin buna benzer tutumlarından kaynaklandığını akıllarına bile getirmezler. Bu tarz bir anneye sahip bir çocuk genellikle kendi isteğiyle yemek yeme şansına pek fırsat bulamamıştır. Sürekli ağzına bir şeyler tıkılan, aç olup olmadığıyla ilgili fikri sorulmayan, karnının doyması annenin ölçülerine bağlı olan, yemek yemesi için sürekli peşinden koşulan, tepside televizyon karşısında yemek yedirilen, masallarla veya çeşitli ödüllerle kandırılmaya çalışılıp yemek yedirilen bir çocuk yemek yeme problemi yaşamasın da ne yapsın? (Ama annelere kızmamak lazım diye düşünüyorum. Ne de olsa onlar da annelerinden bunlara benzer davranışlar görerek büyüdüler.)

Görünen o ki annelerin yemek yeme konusundaki davranışlarını gözden geçirmeleri gerekmektedir. Aslında yukarıdakileri söylemekle neleri yapmamamız gerektiği konusunda da bir fikir edinmiş olduk. Şimdi de dikkat edilmesi gerekenler konusunda neler söyleyebileceğimize bakalım.

Her şeyden önce çocukların bireysel farklılıklarının bilincinde olunmalıdır. Her çocuk nev-i şahsına münhasırdır. Hemen her çocuk çeşitli gıdalar karşısında seçici davranabilir. Israrcılık yerine çocuğun yemeyi reddettiği yiyeceğin yerini alabilecek başka bir besin maddesi vermek her zaman işe yarar. Üstelik bunu çocuğa danışarak yani ona seçme özgürlüğü tanıyarak yapmak çok daha etkilidir. Seçme şansı vermenin adam yerine koymak olduğunu unutmamalıyız.

Bunun yanında yemek yeme, ciddi bir durum olmadıkça aynı saatlerde yapılmalıdır. Sakin bir ortamda keyifle ve ailecek yenecek bir yemeğin yerini hiçbir şey alamaz. Topluca yenilen yemek çocuğun bilinçaltına “Sen de bu ailenin bir parçasısın; burada huzur ve güven içindesin; yemek yeme son derece keyifli bir iş vb” mesajları kodlar. Buna destek olmak amacıyla; yemek esnasında güzel sohbetler etmek, televizyon gazete vb bir şeyle ilgilenmemek, varsa sıkıntıları sofrada konuşmamak gibi davranışlara dikkat edilmelidir. Birlikte yemek yeme eylemi aynı zamanda çocuğun yetişkinlerin yemek yeme tarzlarını model almasına, sofra kurallarını öğrenmesine de olanak tanır.

http://animapsikoloji.com/Resimler/y3.jpg

Yetişkinlerde olduğu gibi çocuklarda da zaman zaman iştahsızlık olabileceği akıldan çıkartılmamalıdır. Bu gibi durumlarda ısrarcılık yerine, çocuğun reddetme davranışını neden sergilediğiyle ilgili araştırma yapmak daha akılcı olandır. Mesela yaşadığı korkulu bir olay veya gördüğü kâbus vb çocukta iştah azalmasına neden olabilir.

Sağlıklı bir beslenme alışkanlığının olmazsa olmaz şartlarından birisi de çocuğun acıktığını hissetmesi, bunu ifade etmesine zemin hazırlanması, çocuğun bu süreçlerden sonra beslenmesidir. Çocuğu sıkça ve acıkmadan beslemek, onun açlık duygusunun gelişimini baltalar. Aynı zamanda bu, çocuğun ne zaman yemek yenileceği ile ilgili otokontrolünü kaybetmesi ile sonuçlanır ve dolayısıyla obezite riskini de beraberinde getirebilir.

Çocuğa yemek yeme konusunda yapılabilecek baskı ve ısrarlar genellikle ters teper (diğer pek çok konuda olduğu gibi). Bu durumda çocuk zamanla yemek yeme konusunda olumsuz bir tutum geliştirmeye başlar. O anki öğünde yemek yemeyi istemediğini ifade edebileceği gibi öfke nöbetlerine kapılabilir, yiyeceği uzun süre ağzında bekletebilir, saatlerce sofrada oturup yine de yemeği yemeyebilir. Bunun dışında o öğün için -istemeyerek de olsa- yemeği yese de bir sonraki öğünde bu sıkıntı tekrar yaşanır ve bir kısır döngü halinde tüm öğünlerde devam edebilir.

Yemek yedirme konusunda yapılan en büyük yanlışlardan bir diğeri de çocuğa televizyon karşısında yemek yedirmektir. Bu durumda çocuğun dikkati tamamen televizyonda olduğu için ne yediğini, ne kadar yediğini, doyup doymadığını vb anlamadan yemek yiyecektir. Bu durum çocuğun yaşamının ileriki yıllarında da devam edebilecek bir durumdur ve obezitenin başlıca sebeplerindendir.
http://animapsikoloji.com/Resimler/y4.jpg
 Pratik Öneriler 

Çocuğun yemek yemeyi istememesi durumunda ısrarcı olmayın.

Yenmek istenmeyen bir yiyeceğin muadili olabilecek başka bir besin sunun ve bunu çocuğun fikrini alarak yapın.

Çocuğu bir başka çocukla yemek konusunda (ve diğer her konuda) asla kıyaslamayın. Çünkü her çocuğun özellikleri farklı farklıdır.

Mümkün olduğunca ailecek yemek yiyin.

Yemek esnasında olumsuz durumları konuşmamaya özen gösterin.

Asla televizyon karşısında yemek yemeyin, yedirmeyin.

Yemek konusunda çocuğunuza iyi bir model olmaya çalışın.

Çocuğunuz fiziksel olgunluk adına yemek yiyebilme kapasitesine ulaşmışsa (ki bu 2-3 yaş dolaylarıdır) onun kendi başına yemek yemesine fırsat tanıyın.

SAĞLIK VE ESENLİK DİLEKLERİMLE..

Bu makale 10 Ekim 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Psk. Eser Ölçer

Psk. Eser Ölçer, 7 Temmuz 1977 yılında Adana'da doğmuştur. 1996 yılında On Dokuz Mayıs Üniversitesi Psikoloji bölümünde başladığı eğitimini 2000 yılında başarıyla tamamlayarak Psikolog unvanı almıştır.  Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), Çocuk Davranış Problemleri, Alt ıslatma, Geç Konuşma Problemi, Kekemelik ve Ritim Bozukluğu, Dikkat Odaklanma ve Hafıza Teknikleri, Bütünsel Kavrama ve Hızlı Okuma Teknikleri, Aile İçi İletişim, Etkin ve Verimli Ders Çalışma Teknikleri gibi konularda ağırlıklı olarak çalışmalar yapan Psk. Eser Ölçer, bunların yanında çocuklarda görülen çekingenlik, inatçılık, kıskançlık, korkular, okul korkusu, öfke nöbetleri, özgüven eksikliği, parmak emme, tırnak yeme, saldırganlık, utangaçlık, uyku ve yeme problemleri, yalan söyleme, çalma gibi pek çok problemlerde çocuklara terapi; ailelere bilgile ...

Psk. Eser Ölçer
Psk. Eser Ölçer
Adana - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube