Yaşlanma ve estetik analizi bölüm 1

Yaşlanma ve estetik analizi bölüm 1

Yaşlanma ve estetik analizi Bölüm 1

Tüm canlılarda olduğu vücudumuzla birlikte derimizin yaşlanması ve buna bağlı ortaya çıkan değişimler kaçınılmazdır.

Seçilme ve  beğenilme içgüdüsü, iş ve sosyal hayatta başarı ve çekiciliği  güzellik ve genç görünümün belirlediği  yönünde artan sosyal algı ile birleştiğinde kusursuz ve genç görünme isteği de artmaktadır.

Günümüzde tıp ve teknoloji alanında gelişmelere rağmen yaşlanmanın durdurulması mümkün değil gibi gözükmektedir. Ancak hızla artan çeşitliliği ile anti-aging protokolleri, lazer, medikal estetik ve cerrahi uygulamalar ile cilt yaşlanma sorunlarına hasta beklentilerine dönük mükemmel sonuçlar sağlanabilmektedir.

Derimizi biyolojik ve sosyal  deri olarak 2 ye ayırarak derinin yaşlanma sürecini, estetik problemleri ve hasta beklentilerini daha iyi değerlendirebiliriz.

Biyolojik derimiz; hücreler, bağ dokusu gibi biyolojik tüm yapısal özellikleri ile zaman ve çevresel faktörlerden olumsuz etkilenmekte ve sürekli değişim içerisindedir. Biyolojik derimizde yaşlanma ile birlikte kırışıklık ve sarkmaların ortaya çıkmasında olduğu gibi değişimler çoğunlukla fizyolojik süreçte ortaya çıkmaktadır. Bunlarda estetik isteklerin dışında tıbbi  bir müdahaleye gerek yoktur. Ancak yaşlanma ve dış faktörler biyolojik deride patolojik süreçleri de başlatmaktadır. Güneş kökenli deri yaşlanması ile gelişen “Aktinik keratozis” zamanla kansere dönüşebilmektedir. Kişi bunlardan estetik  olarak rahatsız olmamakla birlikte bunlara  tıbbi müdahaleler ve takipler gerekmektedir.

Sosyal derimiz bizi biz yapan ırksal ve kişisel özelliklerimiz ile farklılıklar göstermektedir. Kişisel algılarımıza, zamana ve kültürel yapıya göre değişebilmekle birlikte vücudun güzellik ve çekicilik gibi estetik algımızı belirleyen en geniş organımızdır. Sosyal derinin yaşlanma ve problem algı süreci doğrudan biyolojik deriden etkilenmektedir. Ancak  bazı belirleyici kriterler kişiye, sosyal algıya ve kültüre göre değişebilmektedir. Biyolojik yaşlanma sürecinde 50 yaşında bir erkek hastanın alın ortası kırışıklıklarını doğal olarak kabul etmesi hatta bunlardan hoşlanmasına karşın iş hayatının artan rekabet koşulları nedeni ile bunlardan kurtulmak için istemeden de olsa alnına botox uygulaması istemesi gibi.

Derinin tüm katmanlarını etkileyen yaşlanma belirtileri içsel  ve dışsal faktörlerle ortaya çıkmaktadır.

İçsel faktörlerin başında genetik yapımız gelmektedir. Her bireyin yaşlanma sürecini genetik yapısı belirler.(yaşlandıkça anne ve babamıza benzememiz  gibi) Yer çekimi, mimik ve yüz ifademiz sırasında kullandığımız yüz kaslarının neden olduğu kırışıklıklar, uyku sırasında ortaya çıkan kırışıklıklar, hormonsal değişimler ve genel sağlık problemleri diğer içsel nedenler arasındadır.

Dışsal faktörler ise güneş ve yapay ışık kaynakları, sigara, hava kirliliği, rüzgar ve soğuk hava, kimyasal maddelerin cildimizle teması olarak özetlenebilir.

İçsel yaşlanma ile ortaya çıkan değişimler;

Deriyi oluşturan korneosit adını verdiğimiz hücrelerin birbiri arasındaki ilişkinin bozulması

Derinin en üst tabakası olan epidermiste incelme, epidermis ile derinin alt tabakası olan dermis arasındaki ilişkinin bozulması ile deride kolay hasarlanmanın olması

Doku onarılması başta olmak üzere deride bir çok görevi olan fibroblastların azalması

Deri destek dokularından kollajen ve elastinin kalitatif ve kantitatif olumsuz değişimleri ve buna bağlı olarak deride sarkma ve kırışıklıkların gelişmesi.

Deri altında yağ dokusu, kaslar ve hatta kemik dokusunun yer yer azalması. Buna bağlı olarak örneğin yüzde şakak ve elmacık kemiklerinde belirginleşme ve yüzün iskeletizasyonu.

Yağ dokusunun istenmeyen alanlarda birikimi; örneğin çene altında ve gıdıda yağ dokusu birikimi

Deride yağ yapımını sağlayan sebase bezlerin ve ter bezlerinin fonksiyonlarının azalması; deride kuruluğa neden olmakta.

Deride kıl köklerinde azalma ancak vellus olarak tanımlanan ayva tüylerinde burun gibi alanlarda artış

Saç, sakal ve vücut kıllarında grileşme

Trınaklarda zayıflama ile incelme

Deride yağ yapımını sağlayan sebase bezlerin yüzün belli alanlarında; yanaklar, burun üstü ve çene gibi büyümesi ve kabalaşması

Dışsal yaşlanma ile ortaya çıkan değişimler;

Deride kuruluk

Çillenme ve lekelerin gelişimi(güneş lekeleri, seboreik keratozis gibi)

Ciltte bölgesel renk azalma alanlarının gelişimi

Elastozis gelişimi ile deride daha kaba kırışıklıkların gelişimi

Kılcal damar yapısında artış

Küçük toplar damar genişlemeleri ile “venöz lake” oluşumu

Deride damar destek dokuların azalması ile deri altı kanamaların gelişimi

Deride yağ yapımını sağlayan sebaseous bezlerin belli alanlarda büyümesi, kanallarının genişleyerek tıkanması ile siyah noktaların gelişim

Deride yüzeyel kan akımının azalması ve elastozis ile derinin soluk, mat ve cansız görünmesi

Deri yaşlanma sürecinde bağ destek dokusunda değişimler yaşanmaktadır. Bunlar;

Dermis alt tabaklarında elastinin değişimi ile kalın bir materyal birimektedir. Kabalaşan elastin bağlarının yerini daha büyük kitlesel yapılar almaktadır. Buna elastozis denimektedir.

Kollajende azalma ve dejenerasyon gelişmektedir.

Dermiste üst katmanlarda hyaluronik asit azalırken dermis alt katmalanalarda hyaluronik asit bu kaba elastin bağları arasında artmakta buda su tutulumu ile derinin daha sert,  yapay durmasına neden olmaktadır.

Deride elastozis Fitzpatrick tarafından sınıflandırılmıştır.

Tip 1 hafif elastozis; deride hafif yapısal değişiklikler ve hafif çizgilenmeler

Tip 2 orta elastozis; deride belirgin kabarık sarımısı renkte döküntüler var.

Tip 3 şiddetli elastozis; çok sayıda sarımsı kabarık yapılar mevcut. Deri soluk ve sarımsı görünmekte, deri üzerinde eşkenar dörtgenler oluşturan baklava şeklinde kırışıklıklar oluşmaktadır.

Yaşlanma ile yüzde yumuşak dokuların kantitatif değerlendirilmesi; yaşlanma ile yüz destek dokuların volume azalmakta, yüzey genişlemekte, destek dokular yer çekimi etkisi ile yer değiştirmektedir. Yüzde deri destek dokuların azalması; deride dermisin, deri altı kasların, ve yağ dokusunun azalması ile gerçekleşmektedir. Bu azalma doku volüm azalmasına neden olmaktadır. Deri yüzeyinin genişlemesi ile özellikle göz, yanaklar ve boyunda torbalanmalar, sarkmaların gelişmesine  neden olmaktadır. Bazen göz yaşı bezi yada tükrük bezlerinin buna eşlik etmesi ile bunlar daha görünür hale gelebilmektedir. Yüzün özelikle yandan açılı değerlendirmesinde bazı konveks yapılar silinmekte yanaklar ve göz altlarında düzleşmeler oluşmaktadır.

Yaşlanma ile deri kalitesi iç ve dış faktörlerden etkilenmektedir. İç faktörler genler ile belirlenir ve değiştirilemez. Dış faktörler ise güneş, sigara içimi, alkol kullanımı, kötü beslenme gibi faktörlerdir. Bunlardan korunulabilir.

Derinin kalitatif özellikleri deri rengi, yapısı, tonusu, elastikiyeti, pigmentasyon özellikleri şeklindedir.

Yumuşak dokuların dinamiklerinin değerlendirilmesi; yumuşak doku dinamiği ile aslında yüz kaslarını tanımlamaktayız. Yüz kasları yüz dinamik çizgilenmelerinin hatta yüzde katlantıların ortaya çıkmasından sorumludur.

Yüzde yumuşak dokuların desteklerinin değerlendirilmesi; yüz kemikleri, dişler ve burunda olduğu gibi kıkıdaklar yumuşak dokunun desteklerdir.  Bunların şekilleri ve volümleri destekledikleri yumuşak dokuların yaşlanma sürecine katılması ile kişinin ilerde nasıl yaşlanacağını etkilemektedir. Yaşlanma süreci bu ana yapılardaki değişimlere bağlıdır.

Birçok diş-çene kemikleri ve yüz kemikleri problemleri (yüz orta kemiklerinin yetersiz gelişimi, alt çene kemiği gelişim problemleri süt ve alr dişlerin açılanma problemleri vb)  genç hastalarda yaşlı görünümü vermektedir.

Yaslanma

Genç yada orta yaşlı kişilerde yaşlı görünüm bir yada birden fazla faktöre bağlı olarak gelişebilmektedir. Örneğin üst dudağın zamanla uzaması, sahip olduğu destek dokusunun yapısal uzunluğuna, üst çenenin kemik yapısına, üst dişlerin yapısına bağlı olarak etkilenmektedir. Örneğin aşağıdaki hastada üst çenenin kısa olması nedeni ile üst dudağın deri bölümü normalden uzun görünmektedir. Profilde üst dudak içe doğru kıvrılmıştır. Bu nedenle üst dudağın vermilion hatta silinmiştir. Profilde E çizgisi ile değerlendirildiğinde üst dudak çok geride kalmakta hatta çene çok önde görünmektedir. Gülme sırasında hastanın ön üst dişlerinin ve üst diş etlerinin görünürlüğü azalmıştır. Bu hastaya yaşına göre daha yaşlamış bir ifade vermektedir.

midface geriligi ve daha yaslı gorunum

midface geriligi ve daha yaslı gorunum2

Genç bir yüz ile yaşlı birisinin yüzü karşılaştırıldığında aşağıdaki değişimlerin bir yada bir çoğunu görebiliriz.

Yüz yaşlandıkça daha uzamaya ve daralmaya başlamaktadır.Üçgen görünümü tersine dönmektedir.

yuzde trianguler apex

Yüzün estetik bölülerinin bazıları kaybolmakta bazı bölüleri fazla belirgin hale gelmektedr.

Profilde yüzdeki eğimler silimekte düzleşmektedir.

Yüzde yeni eğimler ortaya çıkmaktadır.

Profilde bazı anatomik yapılar uzamaktadır.

Yüzde yaşlanma ve belirtilerin değerlendirilmesinde kullanılabilecek basit bir değerlendirme yöntemi

Yaşlanma ile deride ;

İnce çizgiler

Deride dokunmakla kabalaşmalar

Bunların derecesine göre bir skorlama yapılmakta ve buna göre tedavilere karar verilmektedir.

Derin kırışıklıklar gelişmektedir.

Yüz bölgesini aşağıdaki gibi bölümlere ayırılması ve bu şekilde değerlendirme daha basit olmaktadır.

Yuz degerlendirmede yontem

Gözlerden geçen hattın üzerindeki alan “Yüz üst bölümü” olarak tanımlanmaktadır. 

Dudakların birleşme çizgisi üzerindeki hat ile gözler arasındaki alana “Yüz orta bölümü” olarak tanımlanmaktadır. 

Dudakların birleşme çizgisi ile çene çizgisi arasındaki alan “Yüz altbölümü” olarak tanımlanmaktadır.

Bunun altında kalan alan “Boyun üst bölümü” olarak tanımlanmaktadır. 

Değerlendirmeler bu alanlarda ve  sağ ve sol olarak yapılmaktadır.

 

Bu makale 15 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Dr. Hakan Buzoğlu

Etiketler
Yaşlanma ve yüz analizi
Uzm. Dr. Hakan Buzoğlu
Uzm. Dr. Hakan Buzoğlu
İstanbul - Dermatoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube