“Bir çocuğun üç ebeveyni vardır: Annesi, babası, annesi ve babasının ilişkisi. Bu üçüncü ebeveyn çok önemlidir.. " Byron Norton.
Ebeveynler çocuklarının fiziksel, duygusal ve sosyal ihtiyaçlarından sorumludurlar. Ancak bu ihtiyaçları yerine getirmek için çocukla kurdukları birebir temas dışında dolaylı olarak aralarındaki ilişki biçimiyle de çocuğun gelişiminde etkilidirler….
Ebeveynlerin aralarındaki bu ilişki biçiminin çocuk üzerindeki etkisini açıklarken Norton tarafından ileri sürülen ‘üçüncü ebeveyn etkisi’ tanımı kullanılır.
Anne ve babanın birbirlerine yönelik tutum ve davranışları ile yaratılan üçüncü ebeveyn, diğer iki ebeveyn gibi çocuğun ihtiyaçlarına yanıt verir, olumlu ya da olumsuz etkisi ile psikososyal gelişimini etkiler.
Aile, sadece bir sosyal bir yapı değil, aynı zamanda değerlerin, geleneklerin ve hayatın temel yapısının şekillendirildiği bir temel yapıdır..Ebeveynler arasındaki ilişkinin kalitesi, hatta ayrılık sonrasında bile bir çocuğun yetişmesi ve genel refahı üzerinde önemli bir rol oynar.
Çocuklar çevrelerindeki dünyayı gözlemleyerek öğrenirler, hayattaki ilk ve en önemli eğitimi ebeveynlerinden alırlar. Bu nedenle çocukllar üzerinde ebeveynlerin rolü oldukça etkilidir. Çocuklar, küçük yaşlardan itibaren ebeveynlerinin nasıl etkileşimde bulunduğunu, iletişim kurduğunu ve çatışmaları nasıl yönettiğini öğrenirler. Araştırmalar, ebeveynlerin sağlıklı ve saygılı bir ilişki sürdürdüğü ortamlarda yetişen çocukların duygusal düzenleme becerilerinin daha güçlü olduğunu, daha iyi sosyal davranışlar sergilediğini ve akademik başarılarının daha yüksek olduğunu göstermektedir. Çocuklar, çatışmaların barışçıl bir şekilde çözülebileceğini ve duygusal ifadenin doğal ve kabul edilebilir olduğunu öğrenirler. Buna karşılık, ebeveynlerin sürekli çatışma halinde olduğu durumlarda, çocuklar stres, anksiyete ve davranış problemleri yaşayabilir, bu da eğitimlerini ve sosyal etkileşimlerini olumsuz etkileyebilir.