Tüp bebek

Tüp bebek

1978 yılında tüp bebek yöntemiyle Louise Brown doğumu tüp bebek ve özellikle kısırlık tedavisinde bir devrim yaratmıştır.Daha sonra yumurta sayısını artıran ilaçlarla, mikroenjeksiyon ve nihayet TESE/PESA (erkeklik kanalından enjektörle veya testisten biopsi ile sperm bulmak) yöntemiyle elde edilen sperm ile mikroenjeksiyon –tüp bebek uygulamalarının yapılabilmesi hem başarı oranını yükseltmiş hem de yöntemi tüm dünyada bu arada ülkemizde de yaygınlaşmasını sağlamıştır.

Bu gün ülkemizde İstanbul, Ankara ,İzmir’den başlayarak bir çok ilde toplam 80’e yakın bakanlıkça onaylı tüp bebek merkezi başarıyla çalışmalarını sürdürmekte, her yıl buna yenileri eklenmektedir.Geliştirilen yeni yöntemlerle bilim adamları gebelik oranını yükseltirken düşük ve çoğul gebelikleri önlemek amacıyla iyi gelişmiş 1-2 embriyo ile transfer yapmak ve bunların anne rahmine sıkıca tutunmasını sağlamanın yollarını arıyorlar.Yenilikler hızla devam ederken bunlar tümüyle başarı sağladığı gibi yanlış bir kanıya da varmamak gerekir.Her yeni yöntem başarıyı biraz daha yükselterek anne olma şansını artırmaktadır.Uygun olgularda ve deneyimli ellerde uygulandığında sonuç çok daha yüz güldürücü olacaktır.

Aslında tüp bebek yöntemine baş vurmadan erkeğin sperminin iyi değerlendirilmesi, kadının ise yumurtalık rezervinin gerek ultrason ile antral folikül sayımı gerekse adetin 3. günü FSH,E2 ve İnhibinB ölçümü başarı şansı hakkında bilgi verecektir.Ailesinde erken menopoz olgusu olanların, 40 yaş ve üzerindeki kadınların, adet düzensizliği olanların otoimmünite denen bağışıklık sisteminin ters çalıştığı kişilerin yumurtalık rezerv testlerini yaptırılması fevkalade yararlı ve aydınlatıcı olacaktır.

Tüp bebek yöntemine karar verilen çiftlerin öncelikle yeterince bilgilendirilmeleri ve tüp bebek gerekçesi olgunlaştığında oyalanmadan bir merkeze gönderilmelidir.Çiftin Türkiye de ancak resmi nikahlı olmaları ve yalnızca kendi sperm ve yumurtaları ile tüp bebek yapılabileceğini ve bu amaçla da sağlam bir rahim (uterus) gerektiğini bilmeleri önemlidir.37 yaş üzerindeki kadınlardaki gerek yumurta sayısı gerekse kaliteleri düşmektedir, rahim içini döşeyen tabakanın (endometrium) embriyoyu yakalama kapasitesi azalmaktadır.37 yaşına kadar %60 lar üzerinde olan gebelik şansı 40 yaşında % 20-30 ‘a 42 yaşında % 10-20 ‘ye nihayet 45 yaşında %1’ e düşmektedir.Erkeğin her yaşta baba olmaya yeter sperm vereceği görüşü şimdilerde 45 yaşından sonra erkeklerin sağlıklı bebek sahibi olma şansıda büyük oranda azalacağı şeklinde değişmiştir.Tartışmalı konulardan bir başka konu da kaç kez tüp bebek denemesi yapılabileceği ve başarısız bir denemeden sonra yeni bir denemeye kalkışılabileceğidir.

Başarısız bir denemeden sonra ortalama 2-3 adet dönemi ara verilmelidir.Kaç kez tüp bebek denenebileceği ve yine netleşmemiş bir durumdur.Sağlık ve maddi koşullar yerinde olduğu sürece deneme yapılabilecekse de ideali 4-6 kez denenmesidir.Yumurta sayı ve kalitesiyle , sperm sayı ve kalitesi yeterli olmayan çiftlere yumurta, sperm yada doğrudan embriyo nakili ile vericiden tüp bebek uygulaması yapılabilecektir.Beraberinde bir çok yasal, ruhsal , sosyal, dinsel ve etik tartışmayı getiren bu uygulama Türkiye de yasak olup ancak yurt dışında uygulanabilmektedir.İleri yaştaki anne adaylarına kalıtsal hastalığı yada genetik kusuru olan çoçuk doğurmuş olanlara daha önce düşük ve anomalili doğum yapan annelere ve ard arda olumsuz sonuç alanlara işlem tamamlanıp embriyo transferi uygulanmadan embriyolara prenatal genetik tanı (PGD) yapılması sağlıklı bebek sahibi olabilme şansını artırabilecektir.Kısırlık tedavisinde özellikle tüp bebekte pek çok yeni yöntemlerden söz ediliyor.Bunların bir çoğu deneme aşamasında yada henüz uzun süreli sonuçlar elde edilememiş olmakla birlikte ileride başarıyı çok daha fazla artıracağına inanılıyor

 

Tüp Bebek

Peki nedir bu yeni yöntemler?
1-Assisted Hatching yada yardımla tomurcuklanma/ destele yuvalanma:
35 yaş üzeri kadınlarda embriyonun rahim iç duvarına yerleşmesini dolayısıyla gebelik şansının artmasını sağlamak üzere lazerle embriyo kabuğuna delik açma işlemidir.Özellikle yumurta kabuğunun kalın ve ard arda rahime tutunma güçlüğü görülen anne adaylarında başarı % 10-15 artırılabilmektedir.
2-Biolojik Tutkal:
Bazı besi yerleri normalde de anne rahiminde de bulunan bir enzimle zenginleştirilerek embriyonun tutunması ve gebelik devamını artırması amaçlanmaktadır.
3-Endometrium Kültür:
Yapay rahim de denilen bu yöntemde daha önce sık düşük yapan anne adaylarında laboratuar şartlarının anne rahmine benzetilebilmek için önce endometrium biopsisi yapılır. Bu materyalin kültürle çoğaltılması sonucu oluşturulan besi yerinde büyütülen embriyo anne rahmine transfer edilebildiğinde tutunma şansının yükseldiği görülmüştür.
4-İnvitro maturasyon veya İlaçsız tüp bebek :
Vücudu yumurtlama ilaçlarına reaksiyon veren, direnç gösteren ya da sağlık nedeniyle bu ilaçlardan kullanmak istemeyen kadınlarda doğrudan vücudun uyardığı kadar yumurta toplanıyor ya da yumurta 12-13 mm çapına kadar uyarıldıktan sonra toplanıp loboratuar da geliştirilerek tüp bebek uygulanabiliyor.Böylece yan etkilerden kaçınıldığı gibi maliyette düşürülmüş oluyor.
5-Sperm sayısı az olanlarda (IMSI) yöntemi:
Yeni uygulanan bir yöntem olup ilk sonuçlar oldukça umut vericidir.Bu yöntemde 6-12 bin kez büyütülen spermler arasında en iyi spermler seçilerek başarı artırılabilmektedir.
6-Sperm mıknatısı:
ABD Yale üniversitesinde geliştirilen bir yöntemle erkekten alınan meni özel bir protein içeren sıvıyla karıştırılıyor.Burada bu proteine yapışan spermler genetik yönden sağlıklı olduğu düşünülerek sağlıklı gebelik oranını arttıracağı düşünülüyor.Henüz deneme aşamasında olan bu yöntemde gelecek vaat ediyor.
7-HLAG-5Testi:
Kaliteli embriyo seçmek üzere geliştirilen bu yöntemde de rahime tutunabilecek en iyi embriyolar seçilebileceği için sağlıklı gebelik oranı artacaktır.Henüz deneme aşamasında olan bu yöntemde de büyük sonuçlar beklenmektedir.
8-Yumurta Dondurma:Şu ana kadar sperm ve embriyo dondurulup çözüldüğünde %75 lere varan sağlıklı sonuç alabilmek olasıdır.Şimdilerde vitrifikasyon denilen hızlı dondurma yöntemiyle yumurtalar da dondurulabilmekte ve çözüldüğünde döllenme özelliğini büyük ölçüde koruyabilmekte.
9-Kök Hücreden Sperm Üretilmesi:
Kök hücreden hızla sperm oluşturma çalışmaları devam etmektedir. Hayvan deneyleri sonucu başarılı gebelikler elde edilmiş olup insanda da uygulanması heyacanla beklenmektedir.
Klinik tedavide uygulanan yeni yöntemlere her gün bir yenisi eklenmektedir .Amaç hastaya daha az zahmet veren,daha az masraflı ve yan etkisiz yöntemlerle daha büyük başarı elde etmektir.

Bu makale 17 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Ümit Özekici

Prof. Dr. Ümit ÖZEKİCİ, tıp eğitimini İstanbul Tıp Fakültesi'nde tamamlamış ve tıp doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise yine aynı üniversitenin Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı'nda  yapmış ve Kadın Haatalıkları ve Doğum Uzmanı olmuştur. 1989 yılında Göttingen Üniversitesi Tıp Fükültesi’nde ilk fertilite eğitimine başlamış olan Dr. ÖZEKİCİ, 1991-1992 yılları arasında ise yardımcı üreme eğitimi için Nottingham Üniversitesi Queen’s Medical Center’de konuk öğretim üyesi olarak IVF/ ICSI, endoskopik ve mikrocerrahi konularında çalışmalar yapmıştır. Uzmanlık eğitiminin ardından 1997 yılında Dr. Pakize Tarzı Kliniği Tüp Bebek Merkezi'ni ve 2001 yılında ise Kuzey Kıbrıs Tüp Bebek Merkezi'ni kurmuş olan Prof. Dr. Ümit ÖZEKİCİ, 2002 yılında JFK Hospital, 2006 yılında 29 Mayıs Hastanesi ve 2007 yılında Çevre Hastanesi Tüp Bebek Merkez ...

Yazarı sosyal medya'da takip edin
Etiketler
Yumurta
Prof. Dr. Ümit Özekici
Prof. Dr. Ümit Özekici
İstanbul - Kadın Hastalıkları ve Doğum
Facebook Twitter Instagram Youtube