Temas bağımlılığı nedir?

Temas bağımlılığı nedir? Temas bağımlılığı, bireyin sürekli olarak fiziksel temas arayışı içinde olması ve bu temasa sürekli olarak gereksinim duyma halinde olma durumunu ifade eder. Bu bağımlılık, genellikle kişinin başkalarıyla fiziksel olarak yakın olması veya dokunma gerekliliği hissetmesiyle beraber ortaya çıkar. Temas bağımlılığı olan kişiler, fiziksel temasın olmadığı durumlarda huzursuzluk, kaygı veya rahatsızlık hissedebilirler.

Temas bağımlılığı nedir?

 

Temas bağımlılığı nedir?

Temas bağımlılığı, bireyin sürekli olarak fiziksel temas arayışı içinde olması ve bu temasa
sürekli olarak gereksinim duyma halinde olma durumunu ifade eder. Bu bağımlılık, genellikle
kişinin başkalarıyla fiziksel olarak yakın olması veya dokunma gerekliliği hissetmesiyle
beraber ortaya çıkar. Temas bağımlılığı olan kişiler, fiziksel temasın olmadığı durumlarda
huzursuzluk, kaygı veya rahatsızlık hissedebilirler.

Bu bağımlılık genellikle kişinin fiziksel, duygusal ve psikolojik ihtiyaçlarıyla ilişkilidir.
Örneğin, geçmişte yaşanan duygusal ihmal veya yalnızlık gibi deneyimler, kişide güvensizlik
duygusu veya ilişki kurma becerilerinde zorluklar temas bağımlılığının ortaya çıkmasına
katkıda bulunabilir. Ayrıca, bazı kişilerde erken yaşta yaşanan travmatik deneyimler de bu
bağımlılığın gelişimine neden olabilir.

Temas bağımlılığı, kişinin günlük yaşamını olumsuz yönde etkileyebilir. Bireyler özellikle
sosyal ilişkilerde sorunlar yaşanabilir ve kişinin başkalarıyla olan etkileşimleri üzerinde
olumsuz bir etki bırakabilir. Bu bağımlılıktan kurtulmak için genellikle psikoterapi önerilir.
Terapi sürecinde, birey temas bağımlılığına neden olan duygusal köklerini keşfeder, bu
bağımlılığı yönetmeyi öğrenir ve sağlıklı başa çıkma stratejileri geliştirir.

Temas bağımlılığı neden olur?

Temas bağımlılığının nedenleri çeşitli psikolojik ve duygusal faktörlere dayanabilir.
Öncelikle, kişinin geçmiş yaşantısında yaşadığı duygusal ihmal veya yetersizlik hissi, temas
bağımlılığının gelişiminde önemli bir rol oynayabilir. Örneğin, çocukluk döneminde yeterli
duygusal destek alamamak veya fiziksel temasın eksikliği, bireyin ilerleyen yaşamında
fiziksel teması aşırı derecede aramasına neden olabilir.

Bunun yanı sıra, bireyin güvensizlik duygusu da temas bağımlılığının altında yatan bir faktör
olabilir. Güvensizlik, başkalarıyla duygusal bağ kurma konusunda zorluk yaşayan kişilerde
temas bağımlılığının ortaya çıkmasına katkıda bulunabilir. Kişi, fiziksel temas aracılığıyla
güvenlik ve kabul hissi arayabilir.

Ayrıca, bazı durumlarda erken yaşta yaşanan travmatik deneyimler de temas bağımlılığının

gelişiminde etkili olabilir. Bu tür deneyimler, bireyin ilişkilerdeki duygusal yakınlık ve güven
konusunda güçlük yaşamasına yol açabilir, bu da fiziksel teması arama eğilimini artırabilir.

Sonuç olarak, temas bağımlılığı farklı kişisel ve çevresel faktörlere bağlı olarak gelişebilir.
Her bireyin yaşadığı deneyimler ve içsel dinamikler, temas bağımlılığının ortaya çıkma
şeklini etkileyebilir. Tedavi sürecinde bu faktörlerin dikkate alınması ve bireyin mizaç
yapısına özgün ihtiyaçlarına yönelik yaklaşımların geliştirilmesi önemlidir.

Temas bağımlılığı hastalık mıdır?

Temas bağımlılığı, resmi olarak bir tıbbi tanı olarak kabul edilen bir hastalık değildir. Bunun
yerine, psikolojik bir reaksiyon veya davranış deseni olarak değerlendirilir. Yani, temas
bağımlılığı, bireyin fiziksel, duygusal veya psikolojik ihtiyaçlarına bağlı olarak gelişen ve
fiziksel temas arayışıyla kendini gösteren bir durumdur. Ancak, bu bağımlılık bireyin günlük
yaşamını ve sosyal ilişkilerini olumsuz yönde etkileyebilir ve bazı durumlarda terapi
gerektirebilir. Tedavi sürecinde bireyin duygusal köklerini anlaması ve daha sağlıklı başa
çıkma stratejileri geliştirmesi amaçlanır.

Temas bağımlılığı nasıl geçer?

Temas bağımlılığını aşmanın ilk adımı, kişinin bu bağımlılığın nedenlerini anlaması ve bu
ihtiyacın altında yatan duygusal veya psikolojik faktörleri keşfetmesidir. Bu terapi sürecinde
bireyin mizacına göre, bu duygusal kökleri daha derinlemesine inceleyerek, temas arayışının
arkasındaki gerçek ihtiyaçları belirlenmeye çalışılır.

Terapistler bu süreçte genellikle bireyin duygusal düzenleme becerilerini güçlendirmek ve
başkalarıyla sağlıklı sınırlar oluşturma konusunda destek sağlamak için çalışırlar. Ayrıca,
bireyin kendi kendini rahatlatma ve stres yönetimi tekniklerini öğrenmesi teşvik edilir.
Böylece, fiziksel temas arayışıyla başa çıkma konusunda daha sağlıklı alternatifler geliştirilir.

Tedavi sürecinde, sosyal becerilerin ve ilişki yönetimi stratejilerinin geliştirilmesi de
önemlidir. Birey, başkalarıyla sağlıklı ve tatmin edici ilişkiler kurmayı öğrenirken, fiziksel
temasın her zaman gerekli olmadığını ve duygusal yakınlığın farklı yollarla sağlanabileceğini
keşfeder.

Son olarak, tedavi sürecinde aile veya yakın çevrenin desteği de önemlidir. Bireyin sosyal
destek ağı, bu süreçte onlara destek olabilir ve iyileşme sürecini destekleyebilir.

Temas bağımlılığını geçmek sabır gerektiren bir süreç olabilir, ancak uygun terapi ve destekle
birey, fiziksel temas arayışını azaltabilir ve daha sağlıklı bir yaşam tarzı geliştirebilir.

Temas bağımlılığı belirtileri nelerdir?

Temas bağımlılığının belirtileri genellikle kişinin sürekli olarak fiziksel temas arayışı içinde
olmasıyla ortaya çıkar. Bu bağımlılıkta, birey fiziksel temas olmadığında huzursuzluk veya
rahatsızlık hisseder. Başkalarıyla sık sık yakın fiziksel mesafelerde olmayı tercih eder veya bu
mesafeyi koruyamaz. Ayrıca, fiziksel temasın yokluğunda kaygı veya gerginlik yaşayabilirler.

Temas bağımlılığı olan kişiler genellikle başkalarıyla fiziksel olarak yakın olma isteğini aşırı
düzeyde hissederler ve bu ihtiyacı sürekli olarak tatmin etmeye çalışırlar. Ayrıca, başkalarının
fiziksel temasını reddetmeye veya bu temasın olmamasına aşırı duyarlılık gösterebilirler. Bu
durum, kişinin günlük yaşamını ve sosyal ilişkilerini olumsuz yönde etkileyebilir, çünkü bu
bağımlılık ilişkilerde sıkıntılara yol açabilir ve sosyal etkileşimleri zorlaştırabilir.

Diğer belirtiler arasında sosyal ilişkilerdeki sıkıntılar, fiziksel temasın olmaması durumunda
anksiyete veya endişe yaşama, başkalarıyla olan etkileşimlerde sürekli olarak fiziksel
yakınlığı arama ve bu ihtiyacı sürekli olarak dile getirme yer alabilir.

Bu makale 9 Temmuz 2024 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Psk. İzel Öztürk

İzel Öztürk, İstanbul Gelişim Üniversitesi Psikoloji bölümünden mezun olmuş aynı zamanda Mersin Üniversitesi Aile Eğitim ve Danışmanlığı yüksek lisans eğitimini tamamlamıştır. Şu ana kadar TPÖÇG, Öğrenci Kariyeri, TOG, HavacılıkPsikolojisi.net, Ev Okulu Derneği, İstanbul Gelişim Üniversitesi, Nirengi Derneği, Kim Psikoloji, Toros Devlet Hastanesi, Uzay Eğitimi Kurumları ve Korteks Danışmanlık Merkezi’nde çalışmalar yürütmüştür.
EMDR, 100 Saatlik İleri Düzey Bilişsel ve Davranışçı Terapiler, 480 Saatlik Aile Danışmanlığı, Oyun Terapisi eğitimlerini almış ve uygulayıcısıdır. Devam eden uygulayıcı eğitimleri bulunmaktadır.
Profesyonel meslek hayatına; Dokuz Tip Mizaç Modeli’nin Türkiye’deki ilk ve tek araştırma ve uygulama merkezi olan Mizmer bünyesinde çocuk, ergen ve yetişkin danışanları ile beraber devam etmektedir.

Etiketler
temasbağımlılığı
Psk. İzel Öztürk
Psk. İzel Öztürk
Ankara - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube