Süt dişlenmeden sürekli dişlenmeye muntazam bir geçişin sağlanması okluzal rehberlik, diş dizilimi için son derece önemlidir. Süt dişleri daimi dişlere göre daha dar ve küçüktürler. Kendilerinden daha büyük olan daimi dişlerin süreceği yerleri korumakla görevlidirler. Normal koşullarda aradaki fark ise süt dişleri arasındaki bazı özel boşluklar ve daimi dişlerin özel diziliş şekilleri ile kapanmaktadır. Ancak süt dişlerinin diziliminde olan sıkıntılar daimi diş dizilimini de etkileyecektir.
Süt dişlerinin sıralanışını etkileyen bazı faktörler vardır:
Süt dişi çürükleri ile ilgili faktörler;
Çürük nedeniyle süt dişinin genişliğinin azalması, dişlerin ağız içinde gördüğümüz kısmı olan kronun aşırı harabiyeti ve erken diş çekimleri nedeniyle arkadaki dişlerin öne doğru hareketi daimi diş genişliklerini karşılamak için var olan özel boşlukların vaktinden önce kullanılmasına neden olacaktır. Bu oluşan yer kaybı küçük yaşlarda diş hareketi daha fazla olacağından daha çoktur ve en çok diş kaybını takiben ilk 6 ay içinde oluşmaktadır.
Diş çevre dokuları ve dişin iltihaplanması sonucu süt dişi köklerinin erken erimesi de süt dişlerinin vaktinden önce düşmesine neden olarak daimi dişlerin yanlış yerlerden sürmesine neden olmaktadır.
Dişsel anomaliler ile ilgili faktörler;
Özellikle alt çenede doğuştan süt dişi eksikliği olan hastalarda süt dişlerinin dizili olduğu ark daralacağından ilerde daimi diş dizimiyle ilgili sıkıntı olmaktadır.
Fazladan diş olması da daimi dişlerin kök gelişimlerini etkileyerek çeşitli patolojik anomalilere neden olmaktadır.
Dişsel gelişim süresince süt dişlenmeden sürekli dişlenmeye geçişi kontrol edip toplam ark uzunluğunu korumak gereklidir. Bunun için süt dişlerindeki çürükler mutlaka dolgu yapılarak tedavi edilmeli ki oluşan çukurlara doğru dişler kaymasın. Çeşitli nedenlerle süt dişlerinin erken çekimlerinden sonra çekim boşluğu da hareketli veya sabit (boşluğun durumuna göre hekim karar verir) yer tutucularla korunarak alttaki sürekli dişlerin normal konumda sürmelerinin sağlanması gerekmektedir.
Yer tutucu apareylerin başarısında en önemli faktör doğru planlamadır. Eğer bir yer tutucu aparey uygun planlanmazsa, okluzyon bozukluğu artacaktır. Bu yüzden süt dişlerinin erken kaybında arkların bütünlüğünün korunabilmesi için çocuğun okluzyon gelişimi ve gereksinimine göre yer tutucu planlaması yapılması gerekmektedir. Yer tutucuların planlanmasında; çekimden sonra geçen süre, mevcut yer miktarı, daimi dişin doğuştan eksikliği, daimi diş üzerindeki kemik miktarı, dişlerin sürme sırası, hastanın yaşı, işbirliği, ağız hijyeni gibi kriterler göz önünde bulundurulmalıdır.
Yer kaybı çoğunlukla süt azı dişlerinin çekiminden sonraki ilk 6 ay içinde meydana gelir. Bu nedenle alttaki daimi dişin 6 ay içinde sürmesi beklenmiyorsa hemen çekim sonrası yer tutucu yapılması gerekmektedir.
Arktaki mevcut çekim boşluğunu daimi dişlerin sürme zamanındaki değişiklik, tüberkül ilişkileri, ara yüz çürükleri, kas kuvvetleri ve çene yüz gelişimini içeren kuvvetler gibi bazı kişisel faktörler etkileyebilmektedir. Ark üzerinde alttan gelecek daimi diş için zaten gerekli yer yoksa yer tutucu yapmaya gerek de yoktur.
Daimi dişin eksik olduğu durumlarda yer tutucu yapılıp yapılmayacağına tedavi durumuna göre karar verilir. Eğer süt dişi çekildikten sonra boşluğa diş yapılması planlanıyorsa yer tutucu yapıp o boşluğu korumak gereklidir.
Süt dişi çekildikten sonra daimi dişin ne kadar sürede süreceğini anlamamızı sağlayan en önemli kriterlerden biri de daimi diş üzerindeki kemik miktarıdır. Eğer kemik enfeksiyon nedeni ile ortadan kalkmışsa daimi dişin sürmesi hızlanmaktadır. Eğer çok az kemik miktarı kaldıysa yer tutucu yapmaya gerek yoktur.
Dişlerin sürme sırasını bilmek ve hastanın yaşı yine bize düşen süt dişlerinin yerine daimi dişlerin ne kadar süre sonra geleceğine dair bilgi vermektedir. 6 aydan çok zaman varsa yer tutucu yapıp sürecek olan dişin yerini korumak gereklidir.
Hasta ile olan iş birliği yer tutuculardaki en önemli dezavantaj olarak nitelendirilebilir. Sabit yer tutucularda böyle bir sorun olmamasına karşın hareketli yani takıp çıkarılan yer tutucularda asıl iş çocuğa kalmaktadır. Verilen apareyi de düzenli olarak kullanması gerekmektedir. Yoksa çekim sonrası oluşan boşluk istenildiği gibi korunup daimi diş için gerekli yeri sağlayamaz. Bu nedenle hasta-hekim iş birliği özellikle hareketli yer tutucu uygulanması durumda en önemli aşamalardan biridir.
Yer tutucu aparey yerleştirilmesini ve takip sürecini hasta-hekim iş birliği kadar ebeveyn-hekim iş birliği de etkilemektedir. Yer korumanın en önemli yönlerinden biri, ortaya çıkabilecek problemlerin ebeveynlere anlatılmasıdır. Eğer mevcut durum tedavi edilmezse gelecekte okluzyon (kapanış) bozukluklarına neden olabileceği ebeveynlere açıklanmalıdır.