Dişlerinin beyazlığı uzun yıllar boyunca insanların dişleri konusundaki en büyük zaafları olmuştur. Yapılan araştırmalar insanların %7'sinin sadece dişleri gözükmesin diye gülmekten kaçındığını ortaya koymuştur. Bu rahatsızlığı ortadan kaldırıp bembeyaz dişlere sahip olmak adına karbonatla başlayan macera, diş minesine çok zarar veren törpüleme işlemlerine, düzgün sıralamaya sahip sağlam dişler üzerine sadece estetik için yapılan porselen kaplamalara kadar uzanmıştır. Ve kalıcı, dişe zarar vermeyen bir beyazlatma yöntemi arayışı hiç bitmemiştir. Bu arayış içersinde en büyük adım da diş beyazlatma jellerinin yaratılması ile atılmış oldu.
Beyazlatma jellerinin bulunması sayesinde daha once diş yapısını aşındırarak yapılmaya çalışılan beyazlatma işlemi kimyasal ajanlar yardımıyla başlatılan bir oksidasyon reaksiyonuna dönüşmüştür. Oksijen redüksiyonu sonucu renkleşmiş pigment içeren bağlar bozulur ve açık renkli yeni bileşikler oluşur. Açıkta kalan renkli pigmentleri atılır ve oluşan açık renkli bileşikler dişin yeni beyaz rengini oluşturur.
Şu anda bilinen iki değişik diş beyazlatma yöntemi vardır. Bunlardan ilki hastanın kendi başına uygulayabileceği bir yöntemdir, aşamaları şöyledir:
Hekimin ağızdan ölçü alıp, dişlerinizin üzerine takabileceğiniz ince lastik kalıpları hazırlatması,
Hastanın kendisi için hazırlanmış özel kalıbın içerisine ilaç yerleştirerek bu kalıbı beyazlatılacak dişlerin üstüne günde en az 6 - 8 saat takması (tercihen uykuda),
Tedavinin ortalama 1 - 4 hafta içinde sonlandırılması.
İkinci yöntem ise klinikte bir hekim tarafından yapılan beyazlatmadır ki aşağıdaki şekilde uygulanır:
Dişetleri, dudaklar özel koruyucularla koruma altına alınır.
Ağartıcı ilaç bu işlem hakkında deneyimi olan bir hekim tarafından diş üzerine yerleştirilir.
İlgili dişin üzerine beyaz renkli ışık kaynağı belli bir süre tutulur.
Koruyucu bariyerler uzaklaştırılır.
İşlem bittiğinde sonuç hemen gözlenir.
Her iki yöntemde etkin olmasına rağmen tercih, renklenmenin derecesine, tedavinin ne kadar çabuk sonlandırılmak istendiğine ve hekimin görüşüne bağlıdır.
Diş beyazlatmada kullanılan tekniklerde genel olarak kullanılan diş beyazlatma ajanları hemen hemen aynıdır. Bu diş beyazlatma ajanlarının etkisi genelde konsantransyonlarına göre değişmektedir. Örneğin %30’luk bir jel %10’luk bir jelden daha etkilidir. Fakat konsantrasyon arttıkça dişlerde hassasiyet ve ağrı oluşma riski de artmaktadır. Tüm firmalar düşük konsantrasyonda yüksek bir beyazlatma yaratabilecek bir sistem üzerinde yıllardır araştırmalar yapıyorlar. Bu araştırmaların sonucu halk arasında lazerle diş beyazlatma olarak bilinen beyazlatma sistemi ortaya çıktı.
Lazerli beyazlatma olarak bilinen sistem ışık kaynağı ve beyazlatma jelinden oluşur. Işık kaynağı makine ile jel aynı anda çalışır. Işık kaynağının en büyük özelliği ışıkla daha çok beyazlatma sağlayan jeli aktive etmesidir. Yapılan araştırmalarda ışık kaynağının diş beyazlatma jelinin beyazlatma özelliğini yaklaşık %33 oranında arttırdığı gözlenmiştir.
Lazerli diş beyazlatma olarak bilinen sistemi diğer sistemlerden ayıran en büyük özellik sadece 45 dakikada yaklaşık 8 ton beyazlık sağlayan özel jel formülündedir. Farklı diş beyazlatma (bleaching) metotlarıyla beyazlatılan dişler bir kaç yıl bembeyaz kalır. Fakat bu süre kişiden kişiye değişir. Yeme-içme alışkanlıkları, sigara ve fırçalama alışkanlığı dişlerin beyaz kalma süresini etkiler. Yapılan araştırmalarda lazerle beyazlatma olarak bilinen sistemin diğer beyazlatma sistemlerine oranla % 42 daha kalıcı olduğu bilimsel testlerle ispatlanmıştır. Ancak yine de %100 geri dönüş olmaz denilememektedir. Sigara, çay, kahve tüketenlerde zamanla renk % 10 – 20 oranında geriye dönebilir. Bunun için 6 ayda bir kontrole gelmekte fayda vardır. Ben bu sistemle yapılan beyazlatmanın, ev tipi dediğimiz beyazlatma sistemiyle kombine olarak kullanılmasını tavsiye ediyorum hastalarıma. Hazırladığımız plak ve verdiğimiz ilacı 6 ayda bir birkaç gece kullanarak bile ilk uygulama sonrası ortaya çıkan beyazlığa tekrar geri dönülebiliyor.
Tedavi sürecinde dikkat etmem gereken bir şey var mı diye düşünenler mutlaka oluyordur. En çok dikkat edilmesi gereken şey beyazlatma işlemi her ne kadar geldiğinizde muayene de yapılıp bitmiş bir tedavi gibi gözükse de beyazlatma işleminin 24 saat kadar devam ettiğini unutmamanızdır. Bu nedenle tedavi sonrası bu süre zarfı içinde sigara, çay, kahve, şarap vb boyayıcı ajanlar içeren yiyecek-içecek kullanılmamalıdır. Asitli içecek tüketiminden de mutlaka kaçınılmalıdır; çünkü asit dişin hassasiyetini arttıracaktır. Tüm beyazlatma işlemleri sonrasında dişlerde kısa süreli bir hassasiyet olması oldukça normal ve beklenen bir sonuçtur. Uyarıları dikkate aldığınız taktirde 24saat içinde hassasiyetiniz azalıp ortadan kaybolacaktır. Hassasiyet sizi çok rahatsız ederse hassasiyet giderici macunların yardımına başvurabilirsiniz. Ancak beyazlatma işleminin hiçbir kalıcı zarar oluşturmadığı çeşitli araştırmalarla ortaya konmuştur.
Peki kimler beyazlatma işlemi yaptırabilir? Hemen herkese beyazlatma tedavisi uygulanabilir. Ancak hamile veya emziren anneler ile çocuklarda (18 yaş altı bireylerde) yeterli araştırmalar yapılamadığından uygulanması tercih edilmez. Bunun dışında dişlerde çatlak, kırık veya dişeti çekilmesi sebebiyle aşırı hassasiyet olaral hastalara yine uygulanmaz. Öncelikle gerekli tedaviler yapılır, ondan sonra beyazlatma uygulamasına geçilir. Ağzında yapılmış protezleri (kron, köprü) olan hastalarımız beyazlatma yaptırmak istediğinde ise yapılamaz diye bir durum yoktur; ancak hastayı protezlerin renginin açılmayacağı konusunda uyarıp protezlerin değiştirilmesi gerektiği söylenmelidir.
Diş beyazlatma genel dişhekimliğinde çokça uygulanan bir işlem olmasına rağmen aslına Estetik/Kozmetik Dişhekimliğinin bir alanıdır. Çok kimse beyaz dişlerle yapılan bir gülüşü çok çekici bulur. Genelde süt dişleri, erişkinlik dişlerinden daha beyazdır. Kişi yaşlandıkça dişlerinin rengi de zamanla daha koyulaşır. Bu koyulaşma diş minelerinin mineral yapısındaki değişimden kaynaklanır. Dişler ayrıca, bakteri pigmentleri ve tütün kullanımından kaynaklanan renklenmelere de maruz kalabilir. Beyaz dişler, gençlikle özdeşleştirildiğinden estetik görünümlü olmak isteyen kişiler tarafından oldukça arzulanırlar. Dişlerin beyazlama oranı dişlerinizin beyazlatma işlemi uygulanmadan önceki tonuna bağlıdır ve kişiden kişiye değişir. Bu yüzden diş hekiminiz ile beklentilerinizi işleme başlamadan önce konuşmakta yarar vardır. Ancak tedavi sonucunda istediğiniz beyazlığa mutlaka sahip olacaksınızdır.