Berbat bir trafiğin orta yerinde olduğunuzu ve değil yoldan çekilmek kıpıryayamadığınızı düşünün. Biraz ilerinizde bir trafik kazası var. Diğer tarafta da yol yapım çalışması. Tam stres hattının ortasındasınız. Vücudunuzda alarm çanları çalmaya başlıyor.Yükselen adrenalin ve kortizol düzeyiniz başta böbrekleriniz ve safra keseniz olmak üzere tüm bedeninizi fazla mesaiye zorluyor.
Sempatik sinir sistemi savaş ya da kaç komutuna duyarlıdır. Parasempatik sinir sistemi rahatlamayı sağlar.Her iki sistem her bozulma halinde metabolik dengeyi yeniden sağlamak üzere hassas şekilde çalışır. Asıl sıkıntı bu sistemlerin ne zaman göreve hazır olacaklarını bilememeleridir.Acil bir durum yaşandığında büyüme, üreme, bağışıklık sistemi gibi sistemlerin işlemesini sağlayan hormonların çalışması durdurulur. Derideki kan akışı yavaşlar. Bu durumun süreklilik arzetmesi ve kronik bir hal alması bu durumu yaşayan kişilerde cinsel bozukluklar, hastalıklara çabuk yakalanma ve sık sık cilt rahatsızlıklarından bahsettikleri görülür.
Stres bağışıklık sistemini devre dışı bırakarak bizleri hastalıklara yatkın kılmaktadır. Bu durum hem davranış boyutunda hem de hayata karşı dayanıklılığı etkileyen ve kişiyi daha kırılgan hale getirmektedir.
Stres yeni anıların oluşturulmasıyla ya da eski anıların hatırlanması gibi hafıza fonksiyonlarını önemli derecede bozar.Çevremizde algıladığımız tehlike her ne olursa olsun bertaraf edildiği takdirde vücut normale dönmeye çalışır.