”Kazanmanın anahtarı, stres altındaki duruşunuzdur.” (Paul Brown)
Aşırı stresli olduğunuzda nasıl hissedersiniz? Gergin, sinirli, korkmuş, yorgun, hüzünlü, bunalmış, endişeli, tetikte ya da dalgın... Peki bu durumla nasıl başaçıkmaya çalışırsınız? Bazı insanlar var olan problemin çözümüne odaklanarak stresi azaltmaya çalışırken; bazıları stres hakkında birşeyler yazarak ya da bu konu hakkında konuşarak kendilerini sakinleştirir. Bazıları sağlıklı olarak kanıtlanmış yollardan biri olan egzersiz yapmayı denerken; bazılarımız alkol, sigara ya da aşırı yeme gibi daha sağlıksız yollara başvurabilir.
Stres, bilim insanları tarafından fizyolojik, bilişsel ve davranışsal adaptasyon gerektiren zorluklar olarak tanımlanmaktadır. Beden stres durumlarında, bütün sistemlerini harekete geçirir. Dolaşım, solunum, sindirim organları ve beyin karşılaştıkları bu zorlu duruma adapte olmaya çalışır. Kan basıncı yükselir, kalp atışları artar, kan şekeri yükselir, deriye giden kan akışı kısıtlanır, midenin fonksiyonları sınırlanır, terleme artar.
Bu saydıklarımız vücudumuzun alarm evresine girdiğini işaret etmektedir. Yani kısacası bedenimiz bize "tehlikeli bir durum var, önlemini al!" demek ister. "Savaş ya da kaç" tepkisi olarak adlandırılan bu süreçte vücut tehlikeye karşı savaşarak ya da ondan kaçarak kurtulmayı seçer. Sonrasında stres devam ediyorsa ikinci aşama olan direnme evresine geçilir.
Vücut stres koşullarına uyum sağlamaya çalışır ancak bu yeni düzen bağışıklık sistemini zorlamaya başlar. Enerjiye yoğun bir ihtiyaç duyulur. Son olarak stres koşullarının hala devam etmesi durumunda ise üçüncü aşama olan tükenme evresine geçilir. Vücut artık tamamen yorgun düşmüştür. Psikiyatrik ya da psikosomatik hastalıklar ortaya çıkabilir.
Peki stres sadece olumsuz mudur?
Stres kavramı, birçok boyutu kendi içinde barındıran bir düzeneğe sahiptir. Gerçek bir fiziksel tehlike ya da boşanma gibi önemli olayları kapsadığı gibi; daha günlük olayları da, okulda sınava girmek ya da aşık olmak gibi, kapsayabilir.
Ün kazanmak, işte terfi almak, ev satın almak gibi olumlu sayılabilecek olaylar da stres sebebi olabilir. Stres, kişide olumsuz duygular uyandırsa bile tamamen kötü değildir; hatta yaşam için gerekli bir durumdur.
Birçok adımı atabilmek için belirli düzeydeki stresin güdüleyici etkisinden faydalanırız. Dolayısıyla sonucunda kazanç veya keyif sağlayan durumlar oluşur; başarı sağlamak, işe girmek gibi...
Stresin vücudumuzda ne gibi olumsuz etkiler ortaya çıkardığına daha detaylı bakalım. Bedensel açıdan incelediğimizde yorgunluk, gerginlik, ağrılar, kramplar, uyku ile ilgili sorunlar, iştahsızlık ya da aşırı yeme, sindirim sorunları bunlardan bazılarıdır. Stresin kronikleşmesi halinde bu belirtiler tansiyon, kalp, mide rahatsızlıkları gibi hastalıklara dönüşebilir. Ayrıca bağışıklık sistemimizi de olumsuz etkileyerek farklı hastalıkların oluşmasına zemin hazırlayabilir. Psikolojik boyutu ele aldığımızda ise stres neticesinde tedirginlik, kaygı, korku, alınganlık, çabuk öfkelenme, isteksilik, yaşamdan keyif alamama, durgunluk, unutkanlık, dikkat dağınıklığı, odaklanma güçlüğü, işleri yarım bırakma gibi durumlar söz konusudur ve sonrasında depresyon, kaygı bozuklukları, davranış bozuklukları, uyku bozuklukları gibi rahatsızlıklar ortaya çıkabilir.
Son dönemdeki araştırmalarda bilim insanları, her fiziksel rahatsızlığın, zihin ve beden etkileşiminin birer ürünü olduğunu belirtmektedir. Stresli anlarımızda zihnimizin olayı nasıl yorumladığı ve bedenimizde nasıl oluşumlar yarattığını iyi gözlemlememiz gerekir. Bu açıdan ele aldığımızda stresle başa çıkma tekniklerini iki kategoride inceleyebiliriz.
İlki, bedeni gevşetmeye yönelik bazı teknikler;
-Egzersiz: düzenli yapılan spor ve yürüyüşün stres düzeyini azalttığı kanıtlanmıştır.
-Gevşeme: stres anındaki gerginliği azaltmak için vücudumuzdaki gergin bölgenin kasıp gevşetilmesiyle gerçekleştirilir.
-Nefes alıp verme: stres anında vücut bir tehditle karşı karşıya olduğunu düşünür ve alarm sistemini devreye sokar, bu da nefes alış verişimizi düzensizleştirebilir. Bunu kontrol altında tutmak ve sakinleştirici sistemi devreye sokmak adına diyafram nefesi egzersizleri önerilir. Kısaca; nefes alırken karın bölgemize nefesin dolmasını sağlamaktır. Nefes alıp verirken sakin ve yavaş hareket etmek önemlidir.
-Doğru beslenme
-Düzenli uyku vb.
İkincisi ise zihnimizin yarattığı etkiyi azaltmaya yönelik bazı teknikler;
-Farkında olmak
-Bilişsel çarpıtmalardan uzak durmak; olumsuz olayları genellemek, iki uçlu düşünmek, felaketselleştirmek gibi
-Duygularımızı ifade etmek ve paylaşmak
-Sosyal ilişkilerden destek sağlamak
-Nesnel, gerçekçi ve esnek olmaya çalışmak
-Profesyonel destek almak...
Stresi daha sağlıklı yönetebileceğimiz günler dileğiyle...