Stres faktörünün kilo alıp vermedeki etkisi

Stres Faktörü her hastalıkta olduğu gibi kilo alıp vermede de çok etkili bir faktördür. Gündelik hayatımızda da çok sık kullandığımız sözcüktür stres... Strese karşı verilen tepkiler kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Kimilerine göre stresliyken iştahı kapanabiliyorken kimilerine göre ise iştah artışı görülebilmektedir. Stresliyken yemenin bedeli ise bedene yerleşen kilolar olabiliyor.

Stres faktörünün kilo alıp vermedeki etkisi

Stres her şey gibi kilo vermeyi de oldukça etkileyen bir faktördür. Diyet sürecinde kadınlarda daha çok karşılaşılan stres faktörü kilo verme sürecini olumsuz etkilemektedir. Genellikle stres anında yeme isteği artar ve kontrolsüzce yemek yenir. Bu durum da hızlı bir kilo artışına sebebiyet verir, sonrasında oluşan suçluluk duygusu da vücutta daha çok stres oluşmasına neden olur. Bu da kısır bir döngü olarak devam edebilir. Önemli olan stres anında kontrolsüz yeme isteklerini bastırabilmek ya da sağlıklı atıştırmalıklar ile ikame etmektir. Stres ve diyet ters orantılı olarak devam eder. Diyet döneminde stres yapılan konular ise şunlardır:

Diyete başlarken ya kilo veremezsem düşüncesi en büyük stres sebeplerinden biridir. Diyet yapmaya böyle bir cümle ile başlandığında kilo vermek zor bir hal alabilir. İlk haftada kilo verilmediğinde ise zaten veremiyorum diyerek diyet bırakılabilir. Önemli olan sabırlı olarak sürdürülebilir bir diyete devam etmektir.

Bir diğer durum ise hızlı kilo kaybetme beklentisidir. Yavaş ve düzenli kilo vermeye adapte olmak gerekir. Hızlı kilo verme isteği karşısında kilonun yavaş verilmesi yeni başlayan bireyler üzerinde stres yaratır. Yavaş ve dengeli kilo vermenin sağlıklı olduğunu beynimize kabul ettirmeliyiz.

Stres ve Diyet

Vücudunuzun karşılaşabileceği zorluklara karşı verdiği tepkiye stres denir. Strese yol açan faktörler – iş, aile hayatı, ilişkiler, fiziksel aktivite,hastalıklar ve önemli yaşam olaylarına veya değişikliklere kadar her şeyi içerebilir.
 
İnsanlar stresli durumlarla karşılaştıklarında başa çıkma yolları ararlar. Başa çıkma mekanizmaları herkes için farklı olabilir, ancak birçok insanın stresle karşı karşıya kaldığında rahatlamak için yemek yemeyi seçer. Yiyecekler, anlık bir kaçış veya anında zevkli bir deneyim sunarak, stresi azaltmak için çekici bir seçenektir.
 
Stres, akut veya kronik olabilir. Akut stres, kısa süreliğine yaşadığımız streştir. İçinde bulunduğunuz durumu yönetmek ve o andan çıkabilmek için gerekli olan bir strestir. Örnek olarak, önemli bir sunuma hazırlanmak, trafiğe takılmak, gideceğimiz yere geç kalmak olabilir. Bu tür kısa süreli stresler, aç olmasanız bile yemek yeme arzunuzu arttırabilir. Kronik stres ise, uzun süren, genellikle aylar boyunca - stresi ifade eder. Uzun süre deneyimlenen kronik stres, ile stres hormonu olan kortizolun salgılanır. Kortizolun uzun süre salgılanması vücuda büyük zarar verir; vücuttaki iltihabı arttırır ve birçok kronik hastalığa zemin hazırlar. Araştırmalar, kronik stresin yiyecek seçimlerini etkilediğini göstermiştir; beynin yiyeceklere tepkisini değiştirir ve bu tür yiyecekleri aramaya ve sınırsız yeme arzusuna yönelik dürtüye yol açar.
 
Stres sağlığımızı iki şekilde etkiler.
1) İnsulin direncini arttırarak yiyeceklerle ilgili davranışlarımızı etkiler; neyi, ne kadar yediğimizi yönlendirir.
2)Yağ depolama için alan yaratır ve obezojenik bir durumu destekler.
 
Stresli olduğunuzda canınızın çektiği yiyecekleri hiç fark ettiniz mi? Stresin, arzuladığınız yiyecek türleri üzerinde büyük bir etkisi vardır; makarna, kek, kurabiye ve dondurma gibi yiyecekleri kereviz veya brokoliden çok daha fazla tercih edersiniz. Arzuladığınız yiyeceklerin ortak noktası, “aşırı” lezzetli olarak kabul edilmeleridir - yüksek kalorili, yüksek yağlı ve yüksek şekerli, herhangi bir zamanda geri çevrilmesi zor, özellikle stres altındayken çok zor olan besinlerdir. Yüksek şekerli yiyecekler vücudun “dövüş ya da kaç”a (fight or flight) a hazırlanırken stres altındayken ihtiyaç duyduğu hızlı bir enerji kaynağı sağlar.

ABD'de bulunan Stanford Üniversitesi Tıp Bölümü'nün yaptığı bir araştırmaya göre stres başlı başına hücreler üzerinde meydana getirdiği değişiklikler yüzünden kilo almanıza sebep olabiliyor.

Hücre Metabolizması (Cell Metabolism) adlı tıp dergisinde Salı günü yayımlanan araştırmaya göre kronik stres yeni yağ hücrelerinin oluşmasına neden oluyor.

Sürekli stresli olduğumuz zaman salgılanan glükokortikoid adlı hormon, belli tipte hücrelerin yağ hücresine dönüşmesine, bu da kilo almamıza yol açabiliyor.

O yüzden sadece stresli olduğumuz zaman tükettiğimiz besinlerin değil, stres seviyesinin belli bir süre boyunca yüksek olmasının da kilo alımına sebep olduğu meydana çıktı.

Süreye bağlı

Bugüne kadar stres hormonu kortizol salgılandığı zaman insanlarda kilo alımının görülmesinin nedeni stresin iştaha yol açması olarak açıklanıyordu.

Stanford Üniversitesi araştırmacıları ise glükokortikoid adı verilen hormunun etkilerini farelerde araştırma kararı aldı.

Mikroskop altında yapılan incelemelerde, glükokortikoid adlı hormonun sürekli yüksek seviyelerde bulunmasının yağ hücrelerinin meydana çıkmasına yol açtığı görüldü.

Hormonun seviyesinin inip çıkmasının ise hücreler üzerinde bir etkisinin olmadığı gözlemlendi.

Hatta glükokortikoid adlı hormonun sınırlı bir süre boyunca çok yüksek olmasının da bir etkisinin olmadığı belirlendi.

Özellikle 24 saat boyunca yüksek stres hormonuna tabi olan farelerde yağ oranının iki katına çıktığı görüldü.

Bu yüzden araştırmanın başında bulunan Mary Teruel, yağ oluşumunun sadece gıda alımıyla değil stresin süresiyle de ilgisi olduğunu söylüyor.

Bu makale 19 Ocak 2024 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Dyt. Damlanur Şentürk

Dyt. Damlanur Şentürk, online danışan kabulüne devam etmektedir.

Etiketler
Kilo alıp verme
Dyt. Damlanur Şentürk
Dyt. Damlanur Şentürk
İstanbul - Diyetisyen
Facebook Twitter Instagram Youtube