Sosyal fobi nedir?

Sosyal fobi; kişilerin kalabalık karşısına çıkmaktan yüksek derecede kaygı duymasına, rezil olmaktan, mahcup olmaktan dolayı belirgin korkusuna sebep olan psikolojik bir problemdir. Bu fobiye sahip kişiler hem kalabalık içine girmekten hem de bu kalabalıkta rezil olacak bir şey yapmaktan dolayı kaygı korku duyarlar. Bu yüzden de bu tür kalabalıklardan kaçınırlar.

Sosyal fobi nedir?

Sosyal Fobi Nedir?

Sosyal fobi, sosyal ortamlarda bireyde görülen yoğun korku ve kaygıdır. Bireylerin sosyal fobileri yani sosyal kaygıları sebebiyle istedikleri şekilde performans gösterememelerine neden olan duygusal anlamdaki güçlük olarak nitelendirilebilir. Her utangaç kişi için sosyal fobiye sahip diyemeyiz. Kaygılar belirli bir seviyeye kadar harekete geçmeyi sağlayan itici güçlerdir, kalabalık bir ortamda sunum yaparken heyecanlanmak oldukça normaldir, itici güç kaygıdır. Bu tip kaygılar kişinin başarılı olmasında etken olabilir. Kaygının seviyesinin çok yüksek olması, kontrol edilemez bir duruma gelmesi ve kişinin başarısını etkilemesi bazen de yapmak istediği şeyden alıkoyması sosyal fobiden bahsedebilir hale getirebilir.

Sosyal fobisi olan kişiler toplum içinde sesli gülmekten, yemek yemekten, dikkat çekebilecek herhangi bir hareketten ötürü korkarlar. Bu durum onların daha çok yalnız olmalarınasebep olur aynı zamanda okul ya da iş performanslarını ya da partnerleriyle olan ilişkilerini olumsuz etkiler.

Sosyal fobisi olan kişiler, etraflarındaki insanların onları daima olumsuz bir şekilde yargılayacağını düşünürler. Sadece kalabalık bir yerde olmak değil, buraya gitmeyi düşünmek bile oldukça kaygı verir. Bir ay sonra gerçekleşecek sunum için bir ay boyunca gerçekleşme fikri bile kaygı verip rahatsız hissettirebilir. Bunun saçma olduğunun farkında olsalar dahi bu kaygıya engel olamazlar.  

 

Sosyal Fobi Belirtileri 

Sosyal fobide, kişi korktuğu bir durumla karşılaştığında bedensel belirtiler gerçekleşir. Sosyal fobide hem bedensel hem de davranışsal belirtiler gerçekleşmektedir. Bu bedensel belirtiler: 

- Çarpıntı

- Kas gerginliği 

- Mide bağırsak hareketleri

- Titreme

- Ağız kuruluğu

- Nefes darlığı

- Yüz kızarması

- Terleme

- Nefes darlığı ve nefes kesilmesidir.

Bu durumlar gerçekleşirken sosyal fobiye sahip bireyin aklında inanç sistemindeki birçok düşünce belirir. Yetersizim, sevilmiyorum, güçsüzüm, mükemmel olmalıyım, yüzümün kızardığını belli etmemeliyim gibi. Bu kişiyi rahatsız eden tüm düşünceler o kadar ağır gelir ki bunlarla yüzleşmekten ya da maruz kalmaktansa bu durumdan kaçınırım der birey. Bu tepkilerde davranışsal tepkilerdir. Bunlar; kimseyle göz göze gelmek istememe, konuşmaktan kaçınma, korktuğu ya da kalabalık olan ortamlara mesafeli bir yaşamı benimseme ve kaçma, rahatsızlık hissetmiyormuş gibi davranmak için ekstra çaba, kaygı ve korkusunun anlaşılmaması için ekstra uğraş ve toplum içinde ‘hata yapmamalıyım’ korkusuyla toplum içinde sessiz ve hareketsiz kalmaktır. Fobiler bu tür kaçınmalarladaha da perçinlenir ve kalıcı hale gelir.

 

Sosyal Fobi Nedenleri

Sosyal fobi; hem psikolojik hem biyolojik hem de çevresel etkenlerle ortaya çıkan psikolojik bir rahatsızlıktır. Biyolojik olarak ele alırsak seratonin salınımında dengesizlik, bilgilerin beyinde yanlış bir şekilde iletilmesine sebep olur. Sosyal fobinin ortaya çıkmasında kişinin toplum içinde deneyimlediği olumsuz bir durum en belirgin nedenler arasındadır. Örneğin sınıfta yanlış bir şey söyleyen çocuğun sınıf içerisinde alay konusu haline gelmesi, uzun süreler kendini mahcup hissetmesi bu duruma bir örnektir. 

Sosyal fobinin etkenlerinden olan, kişilerin hayatlarında ebeveynlerinden birinin ya da her ikisinin kaygı bozukluğuna sahip olması ve kişilerin hassas ve duyarlı mizaca sahip olması bireyleri genetik olarak yatkın duruma getirir. Aynı zamanda çocuklukta evde öğrenilen davranış kalıpları,çocuğun gelecekte kaygılı olmasına sebep olan genetik olmayan bir sebeptir. Hem psikolojik hem de çevresel faktörler, erken yaş deneyimlerinin kaygıya sebep olduğunu belirtir.

Çocuklukta ailelerin aşırı kontrolcü tavırları, onlarda da kaygı bozukluğu olması, hem çocuğu hem de belki onun çocuklarında ve kuşaklarında kaygılı olma özelliğini devam ettirir, kaygı sosyal ortamlarda da kendini gösterir ve sosyal fobi görülebilir. Bu aşırı kontrolcü ebeveyn ile büyüme durumu çevresel bir etken olarak ele alındığında, çocuk hata yapma lüksü olmadığına inanır ve toplumda ne yapacağını bilemeyecek kadar kaygılanır. Bu sebeple toplulukta, kalabalıkta olmaktan sürekli kaçınır hale gelirler.

 

Sosyal Fobi Nasıl Tedavi Edilir?

  Sosyal fobinin tedavisinde en sık kullanılan yöntem genellikle psikoterapidir. Özellikle sosyal fobi çalışırken psikologların yöntemlerinden en etkili olarak nitelendirebileceğimiz yöntem Bilişsel Davranışçı Terapi ve EMDR’dir. Bilişsel Terapi, kaygıyı, kaygıyı oluşturan duyguları, bunun sonucunda ortaya çıkan bedensel tepkileri bilip, anlamlandırıp, tanıdıktan sonra bu kaygıyı oluşturan düşünceleri anlama ve bunlara karşı baş etme stratejileri geliştirmek yer alır. Davranışsal Terapi; gevşeme teknikleri, rol oynama gibi yöntemler içerir. Bilişsel Davranışçı Terapide en önemli durum ‘kaçınmaları’ ortadan kaldırmaktır. Kaçınmaların devam ettiği bir fobinin tamamen düzelmesi beklenmez.

  Sosyal fobi tedavisi için bazen sadece psikoterapi bazen de hem psikoterapi hem de gerekli görüldüğü takdirde ilaç tedavisiyle birlikte bir yol izlenmektedir. Verilen ilaçlar belirtilerde bahsettiğimiz seratonin salınımının dengesizliğini gidermek içindir. 

 

 

 

Kaynaklar

Davison, G. C. & Neale, J. M. (2004). Anormal Psikolojisi. (7. Baskı). (İ. Dağ, Çev. Ed.). Ankara: Türk Psikologlar Derneği Yayınları

Sosyal Fobi / TÜRKİYE PSİKİYATRİ DERNEĞİ

Cem KAYA, Sosyal Fobi.

Bu makale 6 Kasım 2023 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Klinik Psikolog  Halenur Kavrazlı

Psikoloji lisans eğitimini 2018 yılında Maltepe Üniversitesi’nde tamamlamış olup lisans süreci içerisinde Kartal Eğitim Araştırma Hastanesi , Adatepe Toplum Ruh Sağlığı Merkezinde stajlarını tamamlamıştır. Ardından hiç ara vermeden 2019 yılında Üsküdar Üniversitesi’nde Klinik Psikoloji alanında yüksek lisansını yüksek derece ile tamamlamıştır. 2019 yılında “Uykunun Nörobiyolojisi ve Bilgi İşleme Süreçleri İle İlişkisi” projemi teslim edip aynı sene NP Beyin Hastanesinde stajını tamamlamasının ardından Uzman Klinik Psikolog ünvanını almıştır. Lisans ve yüksek lisans döneminin ardından Üsküdar Devlet Hastanesinde psikiyatri bölümünde staj yapmaya başlayıp bir çok alanda eğitimlerini almaya devam etmiştir. Öncelikle Aile ve Çift Terapisi eğitimi ardından Oyun Terapisi, Çocuklarda Resim Analizi ve Kısa Süreli Çözüm Odaklı Terapi eğitimlerini ...

Etiketler
Sosyal anksiyete
Klinik Psikolog  Halenur Kavrazlı
Klinik Psikolog Halenur Kavrazlı
İstanbul - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube