Sosyal fobi, nedenleri ve tedavi süreçleri hakkında

Uzm. Kl. Psk. Hasan Arslan
Uzm. Kl. Psk. Hasan Arslan
20 Kasım 202083 görüntülenme
Randevu Al
Sosyal fobi, nedenleri ve tedavi süreçleri hakkında

Sosyal fobi, sıklıkla ergenlik yaşlarında başlayan ve küçük gruplarda insanlar tarafından incelenme korkusu çerçevesinde gelişip, sosyal ortamlardan kaçınma davranışına sebep olan bir anksiyete bozukluğudur. Genellikle düşük benlik saygısı ve eleştirilme korkusu ile birliktedir ve bireyin gündelik yaşantısına ciddi etkileri olabilir.

Sosyal fobik bireylerde yüz kızarması, el titremesi, bunaltı, ani işeme hissi, terleme gibi fiziksel belirtiler; toplum içinde kusma, rezil olma, aşağılanma gibi korkulu düşünceler görülebilmektedir.

Sosyal Fobide Bireylerin Korktuğu/Kaçtığı Durumlar:

Başkaları ile tanıştırılma

Yetkili kişilerle konuşma tanıştırılma

Telefon Kullanma

Bir iş yaparken izlenme

Restoranda Yemek yeme

Umimi tuvaletleri kullanma

Misafir kabul etme

Partiye gitme

İlgi odağı olma

Alış-veriş yapma

Topluluk önünde konuşma vs.

Sosyal fobinin yaşam boyu görülme oranı % 10-13 arasındadır. Toplum içinde en sık görülen ruhsal bozukluklardandır. Sosyal fobi kadın ve erklerde neredeyse eşit oranda görülmektedir.

SOSYAL FOBİNİN NEDENLERİ?

Sosyal fobinin gelişiminde, olumsuz çocukluk yaşantıları önem taşımaktadır. Aşırı koruyucu, eleştirel, red edici, duygusal açıdan soğuk anne-baba tutumları sosyal fobinin gelişiminde önemlidir. Bunun dışında anne-babanın mükemelliyetçi tutumu da etkili olabilmektedir. Erken dönem ilişkilerde, akranlar tarafından çeşitli nedenler dışlanmış veya yargılanmış olmak da sosyal fobinin oluşumuna etki eden faktörler arasında sayılabilir. Bununla birlikte genetik geçiş rolü, diğer faktörler kadar olmasa da vardır.

SOSYAL FOBİNİN TEDAVİSİ

Yaygın bir bozukluk olmasına rağmen tedaviye başvurma oranı, sosyal fobi yaşayanların utangaçlık, olumsuz değerlendirme korkusu gibi belirtilerinden dolayı azdır. Bunun yanı sıra kaygının somatik belirtilerinde dolayı bireylerin bir ruhsal profesyonelinden daha çok diğer tıbbi birimlerden yardım alma girişimleri olmaktadır. Bu da sosyal fobinin tedavisi geciktirmektedir.

Sosyal fobinin farmakoterapisinde, kaygı giderici ve azaltıcı birçok ilaç kullanılmaktadır. Bunların çoğu etkili olmakla birlikte, psikoterapi ile kombine edildiğinden başarı oranı çok daha yüksektir.

Bilişsel-Davranış Terapi, bu alanda başarının yüksek olduğu bir terapi yöntemidir. Tedavi de kaygı ile aşamalı yüzleştirme, bilişsel yeniden yapılandırma ve sosyal beceri eğitimi büyük önem taşımaktadır.

Kaygı İle Yüzleşme Tekniği

Bu teknikte sosyal fobik hastanın korktuğu, kaçındığı sosyal durumlar veya etkileşimlere girerek, kaygı verici duruma alışana ve sönme oluşuna kadar bu durumda kalması amaçlanır. bunun için ilk aşama, kaygı veren durumların bir listesini yapmaktır. Ancak hasta kaçınmaların yoğunluğundan dolayı bu listeyi yapmak konusunda zorlanabilir. Bu durumda terapistin yardım ile davranışsal deneme, rol oynama veya imajinasyon teknikleri ile aşılabilir. Kaygı veren durumların listesi yapıldıktan sonra, hasta ile beraber her bir durumun kaygı derecelendirmesi yapılır. Yüzleştirmeye geçerken en az kaygı verenden en fazla kaygı verene kadar aşamalı bir yol izlenir ve her bir aşamada ki kaygı yok olana kadar yüzleştirmeye devam edilir.

Kaygı ile yüzleştirmede her bir aşamada birden fazla yöntem kullanılabilir. Her bir madde için hastanın, kaygı veren durumla imajinasyon (hayal ederek) ve daha sonra in vivo(gerçek hayatta) yöntemi le yüzleşmesi sağlanır. Gerektiğinde bir aşama birden fazla küçük bölümlere ayrılabilir.

Bilişsel (Düşünce-Düşünceler )Yeniden Yapılandırma

Bilişsel yeniden yapılandırma, yüzleştirme tekniğinde ki başarı oranını arttırmakta, bununla birlikte yapılandırmayı izleyen yüzleştirme denmeleri de tedavideki başarı yüzdesi yükseltmektedir.

Bilişsel yeniden yapılandırmadaki ilk aşama, hastaya bozukluğun ne olduğunu bilişsel-davranışçı bir çerçeve ile anlatmaktır. Bunun için bilgilendirme, video, konferans veya ek okuma kaynakları faydalı olabilmektedir. Bu aşamadan sonra sosyal fobiye yol açan hatalı düşünme biçiminin araştırılması ve analizi gelir. Sosyal fobi de görülen olumsuz/hatalı düşünceler üç kategoride toplanabilir. Bunlar;

Küçük düşme rezil olma düşünceleri

Sosyal etkileşimlerde kendi performansını olumsuz değerlendirme

Sosyal etkileşimde olduğu kişilerin kaygıyı fark etmesi ve bireyle ilgili olumsuz düşüncelere varması

Düşüncelerin tanımlanmasında sorulması gerekn sorular şunlardır:

“Şayet… olursa, bu senin için ne anlama gelir?”

“.. ne gibi kanıtları var?”

“….ın başka bir yorumu olabilir mi?”

“Bu gerçek mi yoksa hislerine uygun olduğu için mi gerçek olduğunu varsayıyorsun?”

“Bu gerçek mi, yoksa senin inancına uygun örnekler anlatıp, farklı örnekleri dışarda mı bırakıyorsun?”

Buna benzer sorularla düşünce hatları belirlenir, analiz edilir ve böylelikle gerçek olan düşünce ile çarpıtılmış, gerçeği yansıtmayan düşünce arasındaki farka varılır. Bunu izleyen adım ise hatalı/çarpıtılmış/olumsuz düşüncenin yerine daha gerçekçi bir düşünce oluşturmak ve bunu denemektir. “Bu durumdan kaçma burada kal”, ”Kaygı giderek azalacak” , “Başkalarının ne düşündüğüne değil, yapacağın işe odaklan”, “Kendini yargılama” gerçeğe yakın bazı düşünce örnekleridir.

Sosyal Beceri Eğitimi

Sosyal fobinin nasıl oluştuğunu anlamış, hatalı düşüncelerini değiştirmiş bireylerin sosyal becerileri eksik ise tedavi başarılı olmayacaktır. Burada her sosyal fobik için bu eğitim geçerli olmadığı söylemek gereklidir. Günümüzde bu alanda ki başarısızlık sosyal beceri eksikliğinden çok, sosyal ortamlar ve etkileşimlerle ilgili bireylerin kendilerine koymuş olduğu yüksek standartlar ile ilişkili olabilmektedir.

Sosyal beceri eğitiminde rol oynama tekniği esastır. Terapist, kazandırılmayı amaçladığı becerileri danışanla beraber canlandırır gerektiğinde bilgi verir. Davranış provası ve rol oynama tekniğinden sonra söz konuş davranış, bireye ev ödevi olarak verilir ve kazanılan beceriyi sosyal yaşantısında denemesi istenir.

Sosyal Beceri Eğitimde Ele Alınan Konular:

Bir konuşmayı başlatma, sürdürme ve sonlandırma

Bir talebi ifade etme, kabul etme veya reddetme

Bir beğeniyi ifade etme veya tepki verme

Kendinden söz etme

Herhangi bir konuda görüşme belirtme

Özetle, sosyal fobinin tedavisinde farmakoterapi, kaygı ile yüzleştirme, bilişsel yeniden yapılandırma ve gerektiğinde sosyal beceri eğitiminin beraber yürütülmesi başarı yüzdesinin en yüksek olduğu durumdur.

Etiketler

Sosyal fobi nedirSosyal fobi hakkındaPsikolojiSosyal fobi

Yazar Hakkında

Uzm. Kl. Psk. Hasan Arslan

Uzm. Kl. Psk. Hasan Arslan

Uzm. Kl. Psk. Hasan Arslan 23 Mayıs 1983 tarihinde Antakya da doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Antakya da tamamladı. Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümünden 2007 yılında Lisans, Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Klinik Psikoloji Anabilim Dalı’ndan 2010 yılında “Ebeveyn Kabul Reddinin Mizaç ve Karakter Özelliklerine Etkisi” başlıklı yüksek lisans tezi ile  master derecesi almıştır.  2009-2012 yılları arasında “Erzincan Devlet Hastanesi”, 2010-2011 yılları arasında askerlik hizmeti kapsamında “Ankara Etimesgut Zırhlı Birlikler Okulu ve Eğitim Tümen Komutanlığı’nda, 2007-2008 yılları arasıdan yarı zamanlı ve 2012-2016 yılları arasında tam zamanlı olarak “Ege Üniversitesi Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığı Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Şube Müdürlüğü”nde, 2016-2019 yılları arasında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Klinik Nöropsikoloji Birimi’nde ve 2019-2020 yılları arasında Özel Kent Hastanesi ve Kent Onkoloji Merkezinde Uzman Klinik Psikolog olarak görev yapmıştır. Mesleki ilgi alanları arasında; Depresyon, Anksiyete Bozukluğu, Panik Atak, Obsessif Kompulsif Bozukluk, Sosyal Fobi, Kişilik Bozuklukları (Borderline, Narsistik, Çekingen, Antisosyal) Cinsel İşlev Bozuklukları (Vajinusmus, Erken Boşalma, Erektil Disfonksiyon) , Ebeveynlik ve Bireysel ve Toplumsal Etkileri, İlişkisel Sorunlar, Evlilik Problemleri,  Bireysel Psikoterapiler ( Şema Terapi, Bilişsel-Davranışçı Terapi, Fobileri Olan Çocuklar İçin Bilişsel Davranışçı Terapi ), Nöropsikolojik Değerlendirme (Alzheimer Testleri, Unutkanlık Testleri), Afazi Değerlendirmesi (Konuşma Bozukları ile ilgili Testler) bulunmaktadır.

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.