Dr. Saber Sazdar, '' Safra kesesi hastalığında ezcümle tembelliğinde safrayı boşaltamaz ise kristaller sonrada taş oluşur. Safra taşlarının varlığı iki şekilde vücutta komplikasyona neden olur. Birincisi ; Genellikle taşlar küçüktür ve koledok dediğimiz safranın duodenuma akmasını sağlayan yolun taşlar tarafından tıkanmasına ve hastada sarılığa neden olur. İkincisi safra bir asittir ve duodenum belli bir asit derecesine kadar tolere eder ancak taşların varlığı asit PH’sını düşürür ve asidin duodenumdaki mukozayı tahrip ederi. Taşların varlığı devamlı barsak gazlarının oluşmasına sebep olur. Bundan dolayı tedavisi ameliyattır. Genellikle laparoskopi dediğimiz kapalı ameliyat şeklinde yapılmaktadır. '' dedi.
Semptomsuz da Görülebiliyor
Bazen kum şeklinde küçük parçacıklar bazen de daha büyük boyutlu çakıl taşları şeklinde olan safra kesesi taşları çoğu zaman herhangi bir semptoma neden olmamaktadır diye kaydeden Dr. Sazdar, '' Ultrason gibi yöntemlerle tesadüfen fark edilen asemptomatik taşlar, vakaların yaklaşık yarısında hastaların hayatını etkilememektedir. Taşların safra kanalına düştüğü, safra kesesi yollarını tıkadığı ve safranın çıkışını kestiği durumlarda ise bazı safra kesesi taşı belirtileri ortaya çıkmaktadır: Karnın orta üst bölümünde başlayarak sağ sırt ve omza doğru ilerleyen ağrı, mide bulantısı ve kusma, yemek sonrasında kürek kemiğinde ağrı, hazımsızlık, karında şişlik '' diye ifade etti.