Doktorsitesi.com

RADYOAKTİF İYOT (ATOM) TEDAVİSİ NEDİR?

Prof. Dr. Özgür Şanlı
Prof. Dr. Özgür Şanlı
12 Mart 2022953 görüntülenme
Randevu Al
Radyoaktif iyot tedavisi diferansiye tiroid kanserleri ve bazı hipertiroidi türlerinin tedavisinde kullanılan ve halk arasında ‘atom tedavisi’ olarak adlandırılan radyasyon temelli tedavi yöntemidir. Tiroid bezi vücudumuz için temel işlevi olan tiroid hormonlarının sentezinde iyodu kullanmaktadır. İyotlu sofra tuzu başta olmak üzere birçok besin doğal iyot kaynağıdır. Vücudumuza alınan iyodun önemi bir kısmı tiroid bezi tarafından tutulup depolanır. İyot ile tiroid bezi arasındaki bu benzersiz ilişki iyodun radyoaktif formu olan İyot-131’in bazı hastalıklarda tedavi amaçlı kullanılabilmesine olanak tanır.
RADYOAKTİF İYOT (ATOM) TEDAVİSİ NEDİR?

Radyoaktif iyot tedavisi diferansiye tiroid kanserleri ve bazı hipertiroidi türlerinin tedavisinde kullanılan ve halk arasında ‘atom tedavisi’ olarak adlandırılan radyasyon temelli tedavi yöntemidir. Tiroid bezi vücudumuz için temel işlevi olan tiroid hormonlarının sentezinde iyodu kullanmaktadır. İyotlu sofra tuzu başta olmak üzere birçok besin doğal iyot kaynağıdır. Vücudumuza alınan iyodun önemi bir kısmı tiroid bezi tarafından tutulup depolanır. İyot ile tiroid bezi arasındaki bu benzersiz ilişki iyodun radyoaktif formu olan İyot-131’in bazı hastalıklarda tedavi amaçlı kullanılabilmesine olanak tanır. Tiroid bezinin iyi diferansiye olarak adlandırılan bazı tümörleri (papiller karsinom, folliküler karsinom) normal tiroid dokusunu taklit eden ve çok benzer yapısal özellikleri olan hücrelerden oluşur. Bu özellikleri nedeniyle normal hücreler kadar olmasa da iyodu yakalar ve hücre içine alırlar. Ancak radyoaktif olan ve olmayan iyodu birbirinden ayırt etme yetenekleri yoktur. Tedavi amaçlı kullanılan radyoaktif iyot, vücut radyoaktif olmayan iyoda doygun değil ise operasyon sonrası geride kalmış olan normal tiroid hücreleri, tiroid kanseri ya da lenf nodu – organ yayılımlarına ait hücreler tarafından tutulur. Tedavi öncesi uygulanan iyot kısıtlı diyetin amacı vücudu radyoaktif olmayan iyoda aç bırakarak radyoaktif iyodun yüksek miktarda istenen hedeflere ulaşmasını sağlamaktır. Böylece hücre içine alınmış olan iyot-131 (atom) beta radyasyonunun etkisi ile hücreyi yok eder. Bu en eski moleküler – hedefleyici (akıllı) tedavi yöntemlerindendir.  

Radyoaktif iyot tedavisi; tiroid kanserinde operasyon sonrası normal ya da kanserli hiçbir tiroid hücresi bırakmayarak hastalığın tekrar etmesini önlemek, lenf nodu ya da organ yayılımı var ise tedavisini sağlamak amacı ile yapılmaktadır. Tedavi sonrası kalıntı dokuların yok olup olmadığını takip etmek için de çok düşük dozlarda radyoaktif iyot görüntüleme amaçlı kullanılmaktadır (tüm vücut İyot-131 tarama sintigrafisi).

Tiroid kanseri tanısı alan ve tümör çapı belirli bir boyutun altında olan, yüksek riskli patolojik kriterler taşımayan hastalarda, ameliyat sonrası tetkikler yapılarak kalıntı doku ve metastaz (yayılım) saptanmaması durumunda radyoaktif iyot tedavisi yapılmaksızın, tiroid ilaç dozu gerekli düzeyde tutularak izlem mümkün olabilmektedir.

Radyoaktif iyot tedavisi her yaş grubundan hastaya uygulanabilir. Gebelikte kesinlikle tedavi ya da tetkik amaçlı radyoaktif madde kullanılamaz. Tedavi almış kadın hastalarımızın 1 yıl, erkek hastalarımızın ise 6 ay süre ile çocuk sahibi olmamaları gerekmektedir.

 

RADYOAKTİF İYOT TEDAVİSİ NASIL UYGULANIR?

 

 

Radyoaktif iyot tedavisinden önce en az 15 gün süre ile iyot kısıtlı diyet uygulanır. Radyoaktif iyot antibiyotik vb. günlük yaşamda kullandığımız ilaçlara benzeyen kapsül formundadır. Korunaklı bir pipet ile içilerek uygulanır. Sonrasında verilen doz ile ilişkili olarak 1-3 gün süre ile vücuttan yayılan ve idrar-dışkı ile atılan radyasyonun çevredeki bireylerin sağlığına zarar vermeyecek düzeye ulaşıncaya kadar özel izolasyonlu odalarda kalınması gerekmektedir. Hastaneden çıkan hastalarımızın yine doz ile ilişkili olarak 2-3 hafta süre ile hamile ve 18 yaş altı çocuklar ile temas etmemesi, erişkin bireyler ile yakın mesafede (1 metreden az) ve uzun süre vakit geçirmemesi, kalabalık alanlara girmemesi, toplu taşıma araçlarını kullanmaması ve olabildiğince evde ayrı odada kalması gerekmektedir. Bireyler (hamile ve çocuklar dışında) ile 1 metreden uzak mesafede kısa süreli (30 dakika kadar) karşılaşmalar risk taşımamaktadır. Emziren anneler için; radyoaktif iyot anne sütüne geçtiğinden emzirmenin sonlandırılması gerekmektedir. Tedavi sonrası 15 gün süre ile mümkünse ayrı lavabo – banyo – tuvaletin kullanılması, ellerin ve yüzeylerin bol su ile dikkatlice yıkanması evdeki diğer bireylerin korunması açısından önemlidir. Sabun, diş fırçası, havlu, çatal – kaşık vb. kişisel malzemelerin başkası tarafından kullanılmamasına özen gösterilmelidir. Tedavi odasında geçen süre içerisinde kullanılan giysiler 1 hafta kadar havalandırılıp diğer çamaşırlardan ayrı olarak bol su ile yıkanmalı, tedavi sonrası 15 gün süre ile de çarşaf, havlu ve giysilerin benzer şekilde ayrı yıkanması uygun olur.

 

RADYOAKTİF İYOT TEDAVİSİNİN YAN ETKİLERİ NELERDİR?

Tedavi sonrası yan etkiler alınan radyoiyot dozu ile ilişkili olmakla birlikte genellikle hafif ve geçicidir. Kalıntı tiroid dokusu varlığında boyunda hassasiyet, yutkunma sırasında ağrı hissedilebilir. İlk günlerde hafif mide bulantısı, halsizlik, uyku ihtiyacında artma sık karşılaşılan yan etkilerdendir. Radyoaktif iyot tükürük bezlerinde de tutulum gösterdiğinden erken dönemde tat alma duyusunda azalma ya da tat değişikliği (metalik tat vb.), geç dönemde tükürük bezlerinde şişme, ağrı ve ağız kuruluğu görülebilmektedir. Tedavinin ilk haftasında limon suyu ile ağızın çalkalanması, bol su içilmesi, sakız çiğnenmesi ve tükürük bezlerine buz uygulamak bu yan etki düzeyini azaltabilir. Ancak bu konuda kesinleşmiş bir veri yoktur. Vücudun alacağı radyasyon dozunu azaltmak ve vücuttan atılmasını hızlandırmak için ilk 24 saatin sonrasında bol su içmek ve idrara çıkmak önemlidir. Kadınlarda iç genital organların maruz kalacağı radyasyon ve tiroid hormonlarının eksikliği nedeniyle geçici süre adet görememek söz konusu olabilir. Bol su içip idrarı bekletmemek bu etkiyi azaltmada etkilidir.

Sağlıklı günler dilerim.

 

                               

                                                                   Prof. Dr. Özgür ÖMÜR

 

Etiketler

Tiroid kanseri tedavisiAtom tedavisiRadyoiyot tedavisi nedirRadyoiyot tedavisiTiroit kanseri tedavisinde radyoiyot kullanımı

Yazar Hakkında

Prof. Dr. Özgür Şanlı

Prof. Dr. Özgür Şanlı

Prof. Dr. Özgür Ömür, 25 Mayıs 1973 tarihinde İzmir’de doğmuştur. İlk-orta eğitimini İzmir ve Manisa illerinde tamamlamıştır. 1990-1996 yıllarında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde üniversite eğitini almıştır. 1997 – 2001 yılları arasında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Nükleer Tıp Anabilim Dalı’nda uzmanlık eğitini alarak aynı bölümde uzman doktor olarak göreve başlamıştır. 2008 yılında Doçentlik, 2014 yılında Profesörlük ünvanı almaya hak kazanmıştır. Bu süreçte nükleer tıp görüntüleme yöntemleri (sintigrafi, PET-BT) yanı sıra radyonüklid tedaviler konusunda çalışmalarıma devam etmiştir. Uzmanlık eğitimi ilk yıllarından başlayarak uzun yıllar tiroid kanseri üzerine çalışmıştır. Yaklaşık 15 yıldır primer ve metastatik karaciğer tümörlerinde uygulanan özel bir tedavi olan Yittrium-90 mikroküre (Transarteriyel Radyoembolizasyon) ile ilgilenmektedir. Son 10 yıl içerisinde radyonüklid tedavi alanındaki gelişmeler sonucu güncel klinik uygulamaya giren ve ülkemizde uygulama şansı bulunan prostat kanseri, nöroendokrin tümörler ve metastatik kemik lezyonlarına yönelik sistemik radyonüklid tedaviler üzerine çalışma ve uygulama tecrübesine sahip olmuştur. Onkolojik görüntülemenin en önemli parçası olan PET/BT (Pozitron Emisyon Tomografisi) görüntüleme de özel alanları dahilinde olup özellikle hematolojik, ürolojik, endokrin-nöroendokrin maligniteler ve kas-iskelet sistemi tümörleri üzerine yoğunlaşmıştır. Halen Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Nükleer Tıp Anabilim Dalı’nda öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır.

<

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.

Benzer Makaleler

Bu uzmanın başka makalesi bulunmamaktadır