Doktorsitesi.com

PSİKOSOSYAL GELİŞİM

Aile Danışmanı Gülsün İcik Yılmaz
Aile Danışmanı Gülsün İcik Yılmaz
28 Ağustos 202441 görüntülenme
Randevu Al
PSİKOSOSYAL GELİŞİM Psiko-sosyal gelişim, bireyin duygusal ve sosyal özelliklerinin altyapısını oluşturan gelişim alanıdır. Doğumdan itibaren duygularıyla kendini ifade eden bebekler, zaman geçtikçe duygularını sosyal bağlamlara uyumlu şekilde kullanmayı öğrenirler. İlk zamanlardaki ağız kenarına dokunulduğunda gülme gibi refleksif tepkiler duyguların temelini oluşturur. Doğum sonrası ağlayarak tepki veren bebek üçüncü aydan itibaren sosyal bağlamda güler, daha sonra kızgınlık, şaşırma, üzüntü (3- 4aylar), korku (5-7aylar), utangaçlık (6-8aylar) ve suçluluk (2yaş) gibi duygusal ifadeleri yüzüyle belli eder. Psiko-sosyal gelişim; kişilik gelişimi, ahlak gelişimi ve sosyal-duygusal gelişim olmak üzere üç başlık altında incelenebilir:
PSİKOSOSYAL GELİŞİM

PSİKOSOSYAL GELİŞİM

Psiko-sosyal gelişim, bireyin duygusal ve sosyal özelliklerinin altyapısını oluşturan gelişim alanıdır. Doğumdan itibaren duygularıyla kendini ifade eden bebekler, zaman geçtikçe duygularını sosyal bağlamlara uyumlu şekilde kullanmayı öğrenirler.
İlk zamanlardaki ağız kenarına dokunulduğunda gülme gibi refleksif tepkiler duyguların temelini oluşturur. Doğum sonrası ağlayarak tepki veren bebek üçüncü aydan itibaren sosyal bağlamda güler, daha sonra kızgınlık, şaşırma, üzüntü (3- 4aylar), korku (5-7aylar), utangaçlık (6-8aylar) ve suçluluk (2yaş) gibi duygusal ifadeleri yüzüyle belli eder.
Psiko-sosyal gelişim; kişilik gelişimi, ahlak gelişimi ve sosyal-duygusal gelişim olmak üzere üç başlık altında incelenebilir:
Kişilik gelişimi; Kişilik, bireyi diğerlerinden ayıran duygulanma, düşünme ve hareket tarzlarının tümü olarak ifade edilebilir. Neşeli olmak, sebatkâr olmak, sevecenlik, kırılganlık vb. pek çok özellikten oluşan kişiliğin özünde, genetik olarak nesilden nesile aktarılan mizaç vardır.
Erikson, kişilik gelişimiyle ilgili kuramında anne-baba veya çocukla ilgilenen kişilerle kurulan ilişkilerin önemine dikkat çekmiştir. İlk yıllar temel güven duygusu veya güvensizliğin kazanıldığı yıllardır. Sonraki yıllar (1-3 yaş) özerklik veya utanç duygusunun, girişimcilik veya suçluluk duygusunun edinildiği (3-6 yaş), okul yıllarında başarı veya başarısızlık duygusunun yaşandığı (6-12 yaş), ergenlik yılları ise kimlik kazanıldığı veya rol karmaşası yaşandığı (12-18 yaş) bir dönemdir. Çocuklar, aldıkları geribildirimlerle olumlu ya da olumsuz duygulara yönlenebilirler. Çeşitli etkinliklere yönlendirilen, övülen, başarı için cesaretlendirilen çocuklar, çalışkan ve başarılı olma inançlarını geliştirirler. Böylece olumlu bir benlik kavramı geliştirme fırsatı elde etmiş olurlar. Sosyal duygusal gelişim ; sosyal gelişim doğumdan yetişkinliğe kadar olan dönemde insanlarla ilişkilerin ve başkalarına karşı geliştirilen duyguların tümüdür. Sosyal ve duygusal gelişim birbirine oldukça yakın iki gelişim alsnıdır. İnsan olmanın gereği olan duygular sosyal bağların oluşmasında temel bir rol üstlenirler. Sosyalleşme çocuk gelişimde en önemli gelişim dönemlerinden biri denilebilir. Empati , kendini ifade edebilme ,işbirliği, arkadaşlık ilişkileri gibi becerileri geliştirirler. Çocukluğun ilk yıllarındaki sosyal gelişim ileriki yıllarda topluma uyum için gerekli sosyal davranışların temelini oluşturduğu gözlemlenmiştir. Ahlak gelişimi; çocukların bazı davranışları doğru ve yanlış olarak değerlendirmelerini sağlayan bit dönem olarak tanımlanabilir. Çocuğun yakın çevresindeki kişilere göre davranışları öğrendiği gözlemlenmektedir. Freud psikoanalitik kuramında ahlak gelişimini duygusal ve güdüsel bir süreç olarak ele alırken , Piaget, çocukta ahlak gelişiminin somut işlemler dönemine geçilen 6 yaşa kadar başlamadığını savunur. Kohlberg’ in ahlak gelişim dönemi 3 yaştan sonrasını kapsar. Gelenek öncesi düzeyde( 10 yaşa kadar) çocuklar kendi çıkarları doğrultusunda ceza almamak için kurallara uyarlar. Geleneksel düzeyde (11 18 yaş)kendi çıkarlarından çok aile ve akranları tarafından onaylanma çabası gösterirler. Gelenek sonrası düzey ise; değerler ve kanunların eleştirildiği bireyin kendine özgü ahlak ilkelerini oluşturduğu düzeydir. Yaş arttıkça, çocuklar toplumsal gelenek ve ahlaki gereklilikleri açıklayabilir, bunlar arasında bağlantı kurabilirler.

Yazar Hakkında

Aile Danışmanı Gülsün İcik Yılmaz

Aile Danışmanı Gülsün İcik Yılmaz

1981 yılında Fransa’nın Bourg-en-Bresse kentinde doğdum. Altı çocuklu bir ailenin en küçüğü olarak, ilkokul birinci sınıf eğitimimi Fransa’da tamamladım. 1988 yılında Türkiye’ye döndükten sonra eğitimime Yozgat’ta devam ettim. Yozgat Sağlık Meslek Lisesi Anestezi bölümünden mezun olduktan sonra meslek hayatıma Ankara Üniversitesi İbn-i Sina Hastanesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon bölümünde başladım. Altı yıl süren bu görevimin ardından Bursa Çekirge Devlet Hastanesi’ne atandım ve Bursa’ya yerleştim.

17 yıllık sağlık sektörü deneyimim boyunca eğitim hayatım kesintisiz devam etti. İnsan davranışları, bilinçaltı süreçler, inanç sistemleri ve bireysel farkındalık konularına duyduğum ilgi beni sosyal hizmet, çocuk gelişimi ve psikolojik danışmanlık gibi lisans ve yüksek lisans alanlarında akademik eğitimler almaya yöneltti. Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik yüksek lisans eğitimim kapsamında hazırladığım tez çalışmasında, “destek alan çocuklarda masalların depresyon ve anksiyete üzerindeki etkisi” konusuna odaklandım.

Mesleki gelişimim süresince:
• Masal anlatıcılığı ve çocukla sözel iletişim alanlarında yapılandırılmış eğitimler aldım,
• Psikanalitik kuramlar ve oyun temelli gelişimsel destek programları üzerine çalıştım,
• Milli Eğitim Bakanlığı onaylı 450 saatlik Aile Danışmanlığı eğitimini tamamladım.

Tüm bu birikimlerimi, 6 Şubat 2023’te meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremin ardından yayımladığım “Travma Sonrası Stres Bozukluğu İçin İyileştirici Masallar El Kitabı” ile kalıcı bir katkıya dönüştürme fırsatı buldum. Bu eser, özellikle çocuklarla çalışan meslek elemanlarına destek sağlayacak bir kaynak olarak hazırlandı.

2019 yılından bu yana eşimle birlikte kurduğumuz Holistik Yaşam çatısı altında bireylerin ruh, beden ve zihin bütünlüğünü destekleyen gelişim odaklı çalışmalar yürütüyorum. Yazdığım kitaplar, verdiğim seminerler ve yürüttüğüm atölye çalışmalarıyla bilgimi topluma aktarmaya devam ediyorum.



Misyonum

Bireylerin yaşamlarında farkındalık geliştirerek içsel kaynaklarını keşfetmelerine ve potansiyellerini gerçekleştirmelerine destek olmak. Çocukların gelişimini destekleyen masallar ve hikâyeler yazarak topluma katkıda bulunmak.

Vizyonum

Ruh, beden ve zihin bütünlüğüne dayalı bütüncül bir yaklaşımla öğrendiğim bilgileri yazılı eserler, seminerler ve eğitimlerle daha geniş kitlelere ulaştırmak.

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.

Benzer Makaleler