Prematüre bebekler

Prematüre bebekler

 

  • Prematüre bebek kimdir ?

 Son adet tarihinin ilk gününden itibaren sayılmak üzere 37. gebelik haftasından  önce doğan bebeklere prematüre denir

 Prematüre bebekler doğum haftasına göre: sınırda prematüre ( 34-37 hft), orta derecede prematüre ( 32-34 fht) ve ileri derecede prematüre ( 24-31 hft) olarak sınıflandırılır.

  • Prematüre bebekler hastane sürecinde ne gibi  sorunlarla karşılaşır?

Preamatüre bebeklerin sorunları  doğum haftasının küçük olmasıyla doğru orantılıdır. Özellikle 34 gebelik haftasından küçük doğacak bebeklere doğar doğmaz   acil müdahale gerekeceğinden yenidoğan konusunda deneyimli bir ekip karşılamalıdır. Bu bebekler doğrudan Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesine alınırlar. Burada aşağıdaki durumlar göz önünde bulundurulur ve  gereği yapılır.

Vücut ısısının  korunması:  Prematüre bebeklerin derisi incedir. Ayrıca cilt altı yağ dokusu azdır. Ağırlıklarına kıyasla vücut yüzeyleri fazladır. Bu nedenle prematüre bebekleri hem ısılarını korumaları zordur hem de ısı kayıpları fazladır. Prematüre bebeklerin kuvöz denilen, ortam ısısını veya bebeğin ısısını istenen uygun düzeylerde tutabilen özel ısıtıcılı yataklara gereksinimleri vardır.

Prematürenin solunum sıkıntısı :Prematüre bebekler erken doğduklarında dolayı anne karnında gelişimini hala devam ettiren akciğerler  olgunlaşmamıştır. Akciğerlerde surfaktan denilen bir madde yapılır. Bu madde akciğerlerdeki alveol denilen hava odacıklarının soluk verme sonrasında kapanmasını engeller. Surfaktan denilen bu maddenin yapımı 34. gebelik haftasına doğru tamamlanır. Dolayısı ile gebelik haftası 34 haftadan daha küçük bebeklerde Respiratuar  Distres Sendromu (RDS) denilen durum  görülmektedir. Gebelik haftası ne kadar düşükse RDS riski de o kadarartmaktadır.  

Respiratuvar distres sendromu olan bebeklerde doğum sonrasında inleme, solunum sayısında artış ve morarma görülebilir. Tedavide oksijen verilir. Hastanın solunum sıkıntısı artarsa solunum cihazına (ventilatör) bağlanır ve hastanın klinik durumuna ve akciğer bulgularına göre surfaktan denilen ilaç bebeğe uygulanır.

Apne:Solunumun 20 saniyeden daha uzun süre durmasına denir. Altta yatan başka nedenler de (kan şekeri düşüklüğü, kansızlık, beyin kanaması, enfeksiyon gibi) olabilmesine rağmenprematüre bebekte en sık neden bebeğin solunum merkezinin henüz gelişimini tamamlayamamasıdır. Bebeğe oksijen verilir, gerekirse ilaç başlanır ve solunum cihazına bağlanabilir.

Enfeksiyon: Gebeliğin son üç ayında anneden bebeğe geçen ve bebeği enfeksiyonlardan koruyan ,vücudun mikroplarla savaşında önemli rol oynayan antikor denilen maddeler salgılanır.  Prematüre bir bebek gebeliğin son dönemini anne karnında geçirmediği için bebeğe geçen antikor miktarı azdır; bu nedenle bebek mikroplara karşı daha savunmasızdır. Ayrıca bu bebekler birçok antibiyotiğe karşı dirençli olan hastane ortamında izlendiklerinden enfeksiyon kapma olasılıkları artmıştır.

Beslenememe:Emme ve yutma fonksiyonu gebelik yaşı 34 haftalık iken normaldir. Eğer bebek daha erken doğmuşsa emme ve yutma fonksiyonu tam olamayabilir. Bu nedenle erken doğan bebekleri sonda ile beslemek gerekebilir. Eğer bebek beslenebilecek ancak ememeyecek durumdaysa ağzından midesine indirilen bir beslenme sondası ile aralıklı olarak beslenir. En önemli besin kaynağı kendi annesinin veya başka bir annenin sütüdür. Eğer anne sütü yoksa ikinci tercih edilecek besin prematüre mamalarıdır. Eğer bebek beslenemeyecek durumdaysa o zaman bebek damardan verilen serumlarla beslenir. Sonda ile beslenen bir bebek doğum ağırlığı 1500-1800 gr’ı aşınca ve emme ve yutma fonksiyonu iyileşince annesinden süt emdirmeye başlanır.

Hipoglisemi (kan şekeri düşüklüğü):Prematüre bebeklerin karaciğer şeker depoları ve yağ depoları azdır. Metabolizmaları hızlıdır. Ayrıca beslenmeleri geciktiği için kan şekeri düşme riski fazladır. Bu nedenle kan şekeri düzeyleri yakından takip edilerek damar yolu ve beslenmesi düzenlenir.

Hiperbilirubinemi (sarılık):Prematüre bebeklerde sarılık riski fazladır.Erken doğan bebeklerde kan hücrelerinin yıkımı sonrasında oluşan bilirubin ( sarılık maddesi) , karaciğerin olgun olmayışından dolayı vücuttan atılamaz ve birikir.Yüksek bilirubin değerleri bebeğe zarar verebilir bu nedenle bilirubin düzeyleri dikkatle takip edilir. Tedavi gerektirecek düzeye geldiğinde ise fototerapi (ışık tedavisi) uygulanır. Bu ışık ciltteki bilirubinin atılmasına yardımcı olur. Fototerapiye rağmen sarılık düzeyi tehlikeli  sınıra ulaşırsa bebekteki yüksek miktardaki bilirubin, uzaklaştırmak için kan değişimi uygulanır.

Beyin kanaması:Gebelik yaşı ilerledikçe bebeklerin beyindeki damar yumağı giderek küçülür ve sağlamlaşır. Bir bebek ne kadar erken doğarsa beyindeki damar ağı da o kadar geniş ve zayıftır. Prematüre bebeklerde stres anında (solunum cihazındayken, aspirasyon yapılırken, damar yolu açma gibi girişimsel işlemler yapılırken) bu damarlar kanayabilir. Kanamanın derecesine göre kanama giderek azalıp eriyebileceği gibi; kanama fazla olduğu takdirde beyindeki su dolu odacıklarda (ventriküllerde) tıkanıklık olabilir ve beyinde su birikimi (hidrosefali), baş çevresinde artış (makrosefali) ve beyin dokusunda azalma görülebilir. Hidrosefali varsa ameliyat ile beyin ve karın boşluğu arasına şant denilen ve beyindeki sıvıyı karın içine boşaltmayı sağlayan bir cihaztakılır. Beyin kanaması olan bebeklerde ileride zeka geriliği olabilir. Bu bebeklerin bu açıdan takip edilmesi gerekir.

Patent duktus arteriyozus:Sağ kalpten çıkan ve akciğere giden damar ile sol kalpten çıkan aort damarı arasındaki köprü damarın açık kalmasıdır. Anne karnında açık olan ve doğumdan sonraki ilk üç gün içinde bebeklerin birçoğunda kapanan bu damar kapanmazsa kalpten akciğerlere giden kan miktarı artar. Kalbe gelen kan miktarı da artacağı için bebeklerde kalp yetmezliği ve solunum sıkıntısı gelişebilir. Bu damarın açık kalma olasılığı prematüre bebeklerde daha fazladır. Damarın açık kaldığından bebeğin muayenesi sırasında kalpte üfürüm duyulması ile şüphelenilir ve ekokardiyografi yapılarak kesin tanı konulur. Bu damarı kapatmak için ilaç  tedavisi uygulanır.

Kansızlık ( anemi ):Prematüre bebeklerde kansızlığın pek çok nedeni olmaktadır. Bu bebekler hastanede izlendikleri süre içinde zorunlu olarak pek çok kan tetkiki yapılmaktadır, bu tetkikler için kan alınmaktadır. Prematüre bebekler bu kanı üretmekte yetersiz kalırlar. Ayrıca alyuvarların ömrü zamanında doğan bebeklere göre daha kısadır. Anneden bebeğe demir geçişi son aylarda daha fazla olduğunda dolayı prematüre bebekler demir depolarından mahrumdur. Bu nedenle demir takviyesi erken başlanmaktadır.

Nekrotizan enterokolit (bağırsak nekrozu, gangreni):Prematüre bebeklerin sindirim sistemi iyi gelişmediğinden, bu bebeklerde enfeksiyon riski, oksijensiz kalma, tansiyon düşüklüğü riski daha fazla olduğundan bağırsak nekrozu gibi sorunlar daha sık görülür. Nekrotizan enterokolitli bebeklerde karın şişliği, safralı kusma, aldıkları sütü sindirememe gibi bulgular vardır. Tıbbi tedavi ile iyileşebilirler. Ancak bağırsaklarda delinme (perforasyon), gangren varsa cerrahi tedavi yapılır ve gangren olmuş bağırsak kısmı kesilip çıkarılır.

Prematüre retinopatisi (ROP):Özellikle uzun süre ve yüksek konsantrasyonda oksijen almak zorunda kalmış doğum ağırlığı 1000 gr’ın altındaki bebeklerde sık görülür. Retinadaki damarlanma artışına bağlı olarak bebekte değişik derecelerde görme bozukluğu ve körlük gelişebilir. Gebelik yaşı azaldıkça ROP riski artmaktadır. Prematüre bebeklere belirli aralıklarla (genellikle gebelik yaşı 32 hafta olunca; örneğin 28 haftalık doğan bir bebek doğumundan dört hafta sonra kontrol edilmelidir) göz muayenesi yapılarak ROP olup olmadıkları incelenmelidir. 

İşitme problemleri : Erken doğan bebekler işitme kaybı açısından yüksek risk taşırlar ve bu bebeklere ilk üç ay içinde işitme tersti (ARB ) yapılması gereklidir. İşitme kaybı olan bebekler yakın takibe alınırlar ve kalıcı bozukluk saptanırsa konuşmayı öğrenmeleri için tedavi planlanır.

  • Bu anlattığınız durumların hangisi normal, hangisi normal değildir?

Sıralanan durumlar, prematüre bebeklerin bedenlerinin olgunlaşmadan doğmalarından dolayı beklenen durumlardır. Dolayısıyla bu durumları normaldir denilebilir ancak belli kiloya gelmeden desteksiz yaşamaları bu şekilde mümkün olmadığından bir süre gerekli destek sağlanarak takip edilmeleri zorunludur.

  • Hastaneden çıkınca nelere dikkat edilmelidir ?

              Prematüre bebekler enfeksyonlara karşı hala savunmasız oldukları için bu bebeklere dokunurken el temizliği birincil önem taşımaktadır.

              Bu bebekleri çok kalabalık ortamlara sokmamak gerekir. Bu arada bebeği korurken aşırıya da kaçmamak gerekir. Bebeği sürekli evde kapalı tutmayı da önermiyoruz. Özellikle ılıman havada temiz havaya çıkarılmaları ve güneş almaları çok önemlidir.  Prematüre bebeklerde solunum merkezi 40–45 haftaya kadar henüz gelişimini tamamlayamadığı için apne dediğimiz solunum durmaları olabilir. Bu nedenle riskli bebeklere evde apne yatakları önerilir. Bebekler genellikle ortalama 6–7 aylıktan itibaren kendi savunma faktörlerini oluşturmaya başlarlar. Enfeksiyonlar açısından ilk 6–7 ay hatta ilk 1 yıl özel dikkat gerektirir.

               Prematüre bebeklerin taburcu olduktan sonra erken ve doğru beslenme desteği alması, uzun dönem normal büyüme ve gelişmelerinde belirleyici olur. En ideal besin anne sütüdür. Anne sütü yeterli miktarda ise bu bebeklerin anne sütü ile beslenmelerini tercih ediliyor. Ancak prematüre bebeklerin besin gereksinimleri daha fazla olduğundan bebeğin tartı alım izlemine göre gerekli durumlarda anne sütü güçlendiricileri ile anne sütü destekleniyor. Anne sütü yeterli miktarda değilse prematüre bebekler için özel formül mamalar kullanılıyor.

 

Bu makale 11 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Dr. Sibel Spinu

Uzm. Dr. Sibel SPİNU, 1967 Yılında Köstence - Romanya'da doğmuştur. 1981 yılında Türkiye'ye yerleşmiştir. Lisans öncesi öğrenimlerinin ardından Marmara Üniversitesi İngilizce Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini 1994 yılında tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi'nde yapmış ve 2000 yılında Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı olmuştur. Uzmanlık eğitimi sonrasında 2000-2003 yılları arasında Özel Atlas Hastanesi'nde, 2003-2004 yılları arasında Çamlıca Ömür Hastanesi'nde, 2004 - 2005 yılları arasında Özel Feriha Laçin Hastanesi'nde ve 2005- 2009 yılları arasında Özel Küçükyalı Delta Hastanesi'nde Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı ve Yeni Doğan Yoğun Bakım Sorumlusu olarak görev yapmış olan Uzm. Dr. Sibel SPİNU, Özel Esnaf Hastanesi, Özel Acıbadem Hastanesi, Özel İncirl ...

Etiketler
Vücut ısısı
Uzm. Dr. Sibel Spinu
Uzm. Dr. Sibel Spinu
İstanbul - Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp
Facebook Twitter Instagram Youtube