Doktorsitesi.com

Polikistik Over Sendromundan Korkmalı mıyız?

Doç. Dr. Ahmet Emin Mutlu
Doç. Dr. Ahmet Emin Mutlu
23 Aralık 20257 görüntülenme
Randevu Al
Polikistik Over Sendromu (PKOS), üreme çağındaki kadınlarda en sık görülen hormonal ve metabolik durumlardan biridir. Toplumda hakkında çok sayıda yanlış bilgi bulunduğu için “kısırlık”, “hiç düzelmez”, “ileride mutlaka ciddi hastalıklara yol açar” gibi korkutucu algılarla anılabilmektedir. Oysa PKOS, doğru şekilde anlaşıldığında ve uygun biçimde yönetildiğinde korkulacak bir hastalık değil; kontrol altına alınabilen, yönetilebilir bir sendromdur.
Polikistik Over Sendromundan Korkmalı mıyız?

PKOS bir hastalıktan çok bir hormonal denge farklılığı olarak düşünülmelidir. Yumurtalıklarda çok sayıda küçük folikül görülmesi, androjen hormonlarının göreceli artışı ve yumurtlamanın düzensiz olması temel özelliklerdir. Ancak her PKOS’lu kadında bu bulguların hepsi bir arada bulunmaz. Yani PKOS tek tip değildir; kişiden kişiye farklı belirtilerle seyreder. Bu nedenle her PKOS tanısı alan kadının aynı sorunları yaşayacağı düşüncesi doğru değildir.

PKOS’tan korkulmasının en önemli nedenlerinden biri doğurganlıkla ilişkilendirilmesidir. Evet, PKOS’ta yumurtlama düzensiz olabilir; ancak bu durum hamile kalınamayacağı anlamına gelmez. Aksine, günümüzde PKOS’lu kadınların çok büyük bir kısmı doğal yollarla ya da basit tedavilerle sağlıklı gebelikler elde edebilmektedir. Tıp, PKOS ve gebelik konusunda oldukça ilerlemiştir. Bu nedenle PKOS tanısı almak, “anne olamam” anlamına gelmez.

Bir diğer yaygın korku kilo alma ve insülin direnciyle ilgilidir. PKOS’lu bazı kadınlarda kilo alımı daha kolay olabilir, ancak bu durum kaçınılmaz değildir. PKOS’un kilo artışıyla ilişkisi genetik yatkınlık, yaşam tarzı ve metabolik yapı ile birlikte değerlendirilmelidir. Doğru beslenme, düzenli fiziksel aktivite ve gerekirse medikal destekle kilo kontrolü mümkündür. PKOS’lu olup ideal kilosunu koruyan ve metabolik açıdan sağlıklı olan çok sayıda kadın vardır.

PKOS’un psikolojik etkileri de göz ardı edilmemelidir. Adet düzensizliği, tüylenme, akne, kilo değişimleri gibi belirtiler kadınlarda özgüven kaybı, kaygı ve bazen depresif belirtilere yol açabilir. Ancak burada önemli olan nokta şudur: Bu duygusal zorlanmalar PKOS’un kendisinden değil, PKOS hakkında geliştirilen korkutucu inançlardan ve kişinin bedenine yönelik yargılayıcı bakışından beslenir. Doğru bilgilendirme ve destekle bu psikolojik yük büyük ölçüde azalır.

Uzun vadede PKOS’la ilgili risklerden söz edilirken de genellikle abartılı bir dil kullanılır. Evet, kontrolsüz bırakıldığında insülin direnci, tip 2 diyabet, adet düzensizliğine bağlı rahim içi kalınlaşma gibi riskler artabilir. Ancak bu riskler takip edilmeyen ve yönetilmeyen PKOS için geçerlidir. Düzenli doktor kontrolü, yaşam tarzı düzenlemeleri ve gerekli durumlarda tedaviyle bu riskler büyük oranda önlenebilir.

PKOS’tan korkmak yerine onu tanımak ve yönetmek en sağlıklı yaklaşımdır. PKOS’lu bir kadının yaşam boyu “hasta” gibi yaşaması gerekmez. Aksine, bedenini daha yakından tanıması, sinyallerini fark etmesi ve kendine uygun bir yaşam düzeni kurması için bir farkındalık fırsatı da olabilir. Günümüzde PKOS yönetimi yalnızca ilaçtan ibaret değildir; beslenme, egzersiz, stres yönetimi, uyku düzeni ve psikolojik iyi oluş bir bütün olarak ele alınır.

Sonuç olarak Polikistik Over Sendromu, korkulacak bir kader değil; bilinmesi, izlenmesi ve yönetilmesi gereken bir durumdur. Doğru bilgi, düzenli takip ve kişiye özel yaklaşımla PKOS’lu kadınlar sağlıklı, üretken, doğurgan ve kaliteli bir yaşam sürebilir. Asıl önemli olan, paniğe kapılmak değil; bedenle iş birliği yapmayı öğrenmektir.

Etiketler

Polikistik over sendromu (pcos)Pkos

Yazar Hakkında

Doç. Dr. Ahmet Emin Mutlu

Doç. Dr. Ahmet Emin Mutlu

Doç. Dr. Ahmet Emin Mutlu, 1982 yılında Kayseri'de doğmuştur. Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini başarıyla tamamlayarak 2005 yılında tıp doktoru unvanı almıştır. İhtisasını aynı üniversitede yapmış ve Kadın Hastalıkları ve Doğum uzmanı olmuştur. 2016 yılına kadar Üreme Sağlığı, endoskopik - laparoskopik cerrahi ve tüp bebek alanında çalışmalarını sürdürmüştür. 2017 - 2018 Yılları arasında Prof. Dr. Tayfun Bağış ve Prof. Dr. Mehmet Cincik gibi Tüp Bebek ve Genetik alanında deneyimli hocalarla çalışmış, İstanbul Acıbadem Altunizade Hastanesi'nde tüp bebek temel eğitimini tamamlamıştır. Bu dönemde İstanbul’da birçok klinikte araştırma ve gözlemlerine devam etmiş, Tekrarlayan Tüp Bebek başarısızlığı konusunda deneyim kazanmış ve PRP uygulama eğitimi almış olup mesleki çalışmalarına ise, Kayseri Hüma Kadın Hastalıkları ve Doğum Hastanesi'nde devam etmektedir. Aynı zamanda Hüma Tüp Bebek Ünite Sorumlusu olan Doç. Dr. Ahmet Emin Mutlu, embriyoloji alanında yüksek başarıya sahip isimlerden biri olan Dr. Mehmet Ural ile birlikte çalışmaktadır. Genetik tanılı tüp bebek ve azospermi konusunda yurtdışından hasta kabulüne devam eden merkezde %70’lere varan gebelik başarısı bulunmaktadır. İyi derecede İngilizce bilmektedir. Yurtiçi ve yurtdışında çok sayıda bilimsel yayın ve ödülleri bulunmaktadır. Şu anda Özel Erciyes Hastanesi ve Memorial Tüp Bebek Merkezi’nde hasta kabul etmektedir.

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.