Orta kulak iltihapları ve cerrahi tedavisi

Orta kulak iltihapları ve cerrahi tedavisi

Orta kulak, kafatasında yer alan temporal kemik ismi verilen bir kemiğin içinde yer almaktadır. Dış kulak kanalı (ya da dış kulak yol) kulak zarı ile sonlanır. Kulak zarı ile iç kulak arasındaki içi hava dolu olan boşluğa orta kulak adı verilmektedir. Orta kulakta çekiç, örs ve üzengi ismi verilen 3 adet küçük kemikçik vardır. Bu kemikçikler kulak zarı ile iç kulak arasında bir köprü işlevi görür. Dış ortamdan gelen ses dalgaları kulak zarını titreştirir. Bu titreşim orta kulak kemikçiklerinde bir hareketlenmeye neden olur ve ses dalgası iç kulağa iletilir. Orta kulak boşluğu, kulak kepçesinin arka tarafında yine temporal kemik içinde yer alan ve içi küçük küçük hava odacıklarından oluşan mastoid kemik ile, östaki borusu ya da tüpü adı verilen bir kanal ile de burun boşluğunun arka tarafında yer alan geniz bölgesi ile bağlantılıdır. Bu iki yapının sağlıklı bir şekilde çalışması orta kulaktaki hava basıncının dış ortamdaki atmosfer basıncı ile eşit olmasının sağlanmasında önem arz etmektedir. Orta kulak boşluğu ve mastoid kemiğin iç yüzeyi, mukoza adı verilen bir örtü ile döşelidir.

Orta kulak iltihabı nedir?

Orta kulak ve mastoidi döşeyen mukozanın şişmesi, ödemlenmesi ya da iltihabı orta kulak iltihabı ya da enfeksiyonu olarak adlandırılmaktadır. Enfeksiyonun süresine ve klinik bulgulara göre akut, subakut ve kronik olarak sınıflandırılırlar. Akut orta kulak enfeksiyonları çocukluk çağının en sık rastlanılan bakteriyel enfeksiyonudur. En sık 6-24 arası çocuklarda meydana gelir. Östaki tüpü fonksiyonlarının yetişkinlik dönemindeki olgunluğa henüz erişmemiş olması bu enfeksiyonların çocukluk çağında görülmesinin başlıca nedenidir. Orta kulağın östaki tüpü aracılığı ile geniz bölgesi, dolayısı ile üst solunum yolları ile bağlantılı olmasından dolayı sıklıkla üst solunum yolu enfeksiyonları ile birlikte ya da hemen sonra ortaya çıkarlar. Bununla birlikte, anne sütü almama, biberon ve emzik kullanımı, sigara dumanına maruziyet, alerji, bağışıklık sistemi sorunları, geniz eti problemleri, yarık damak gibi anatomik problemler, trizomi 21 gibi genetik anomaliler orta kulak enfeksiyonlarına yatkınlığı artırmaktadır.

Akut orta kulak iltihabının belirtileri nelerdir?

Hastalığın evresine göre ateş, kulakta dolgunluk hissi ve ani başlayan kulak ağrısı, dış kulak yolundan iltihabi bir akıntı görülebilir.

Akut orta kulak iltihabı tanısı nasıl konur?

Pek çok hastada klinik bulgular, yani hastalık öyküsü ve muayene bulguları akut orta kulak enfeksiyonu tanısı koymak için yeterlidir. Her hangi bir radyolojik incelemeye ya da laboratuar teste ihtiyaç duyulmaz.

Akut orta kulak enfeksiyonlarının tedavisi nasıl yapılır?

Hastanın yaşına, hastalığın süresine ve şiddetine göre bazen ağrı kesici ve ateş düşürücü ilaçlar ile semptomatik tedavi yeterli olabilmekle beraber genellikle antibiyotik tedavisi ile başarılı bir şekilde tedavi edilebilmektedirler. Tedaviye dirençli ya da enfeksiyonun çok şiddetli seyrettiği hastalarda kulak zarına bir çizik atılarak iltihabın dışarı doğru boşaltılması ve bakteri kültürü ve antibiyogram testlerinin yapılması gerekebilmektedir. Orta kulak enfeksiyonlarının iyileşme sürecinde (ateş, kulak ağrısı gibi belirtiler ortadan kalktıktan sonra) kulakta dolgunluk hissi ve işitme azlığı bir müddet daha devam edebilir. Bunun nedeni orta kulak içinde sıvı varlığıdır. Bu sıvı hastaların %90’ında 3 ay zarfında kendiliğinden kaybolur. Ancak hastaların %10’unda devam eder. Bu durumda sıvının tek kulakta mı iki kulakta mı olduğu, işitme kaybının seviyesi, mevsim, ek hastalıklar vb. durumlar göz önüne alınarak kulak tüpü ameliyatına karar verilebilir.

Kulak tüpü (ventilasyon tüpü) nedir?

Kulak ventilasyon tüpleri kulak zarına açılan küçük bir delik içine yerleştirilen minik borulardır. Takılma amacı kulak zarına açılan deliğin bir müddet daha açık kalmasını sağlamaktır. Bu şekilde östaki borusu normal görevlerini yerine getirene kadar orta kulağın havalanmasının ve işitmenin restorasyonu mümkün olur. Bununla birlikte kulak zarının ve orta kulakta yer alan anatomik yapıların zarar görmesinin engellemesi amaçlanır.

İşlem sırasında anestezi gerekli midir? İşlem sonrası hastanede yatmak gerekli midir?

İşlem çok ağrılı olmamakla beraber küçük çocuklarda genel anestezi ya da sedoanaljezi uygulamak gerekir. Yetişkin hastalarda lokal anestezi ile işlem gerçekleştirilebilir. İşlem sonrasında anestezinin etkisinin geçmesi beklenir. Bu süre sonunda hastalar taburcu edilirler. İşlem sonrasında ağrı vs. meydana gelmez.

Kulak tüpü yerleştirildikten sonra nelere dikkat edilmelidir?

Kulak tüpü yerinde kaldığı süre içinde kulağı sudan korumak önemlidir. Bunun için banyo vs. sırasında vazelinli pamuklar ya da silikon kulak tıkaçları kullanılabilir.

Tüp yerleştirilmez ise ne olur?

Orta kulağın havalanma probleminin uzun süre devam etmesi durumunda kulak zarında incelme, içe doğru çekilme, kulak zarının gerginliğinin ve esnekliğinin kaybolması, orta kulak kemikçiklerinde erime ve bunların sonucunda işitme kaybının kalıcı hale gelmesi mümkün olabilmektedir.

Bu tüpler kalıcı mıdır?

Kulak zarına yerleştirilen bu tüpler genellikle 6 ay ile 1 yıl arasında kulak zarından ayrılır ve dış kulak kanalı içine düşerler ve hekim tarafından çıkartılırlar. Takılan tüpün modeline göre daha uzun süre kalan tüpler de vardır. Bunun yanında tüpün kalış süresini etkileyen başka faktörler de mevcuttur.

Tekrarlayan uygulamalar gerekli midir?

Çoğunlukla tek uygulama yeterli olmakla birlikte bazı hastalarda mükerrer uygulamalar da gerekebilmektedir. Bu durumlarda daha uzun süre kalan tip modelleri tercih edilmektedir.

Tüp takılmasının zararı ya da komplikasyonları var mıdır?

Kulak tüpü uygulamaları genellikle masum bir girişim olmakla birlikte bazı hastalarda kulak zarında tüpün yerleştirildiği deliğin açık kalması mümkün olabilmektedir. Bu komplikasyon genellikle uzun süre kalan tüp modellerinin yerleştirilmesi sonucunda ortaya çıkar. Bu durumda kulak zarının tamiri (timpanoplasti) ameliyatı ile bu deliğin kapatılması mümkündür. Bunun yanında, kulak zarında kireçlenme ya da tüp takılan kulak zarı bölgesinde incelme meydana gelebilmekle beraber bu durumların hastanın sağlığına ve işitmesi üzerine her hangi bir olumsuz etkisi yoktur.

Kronik orta kulak enfeksiyonu nedir?

Enfeksiyonun 3 aydan daha sürmesi ve kulak zarı ve/veya orta kulak yapılarında bir hasara neden olması kronik orta kulak enfeksiyonu olarak adlandırılır. Kulak zarında delik oluşması, kulak zarının incelmesi ya da kulak zarında çökme, orta kulak kemikçiklerinde erime ya da kireçlenme bu hasarlanmaların başlıcalarıdır. Kronik iltihaplar kolesteatomlu ve kolesteatomsuz olarak iki temel gruba ayrılır. Kolesteatomlu kronik orta kulak enfeksiyonları komşu anatomik yapıları etkileyerek yüz felci, beyin iltihabı gibi komplikasyonlara neden olabilir.

Belirtileri nelerdir?

Konik orta kulak enfeksiyonlarında ağrı genellikle yoktur. Ağrı bir komplikasyon habercisi olabilir. Meydana gelen hasarın yerine ve niteliğine bağlı olarak işitme kaybı, dış kulak yolundan akıntı, kanama gibi belirtilere neden olurlar. Akıntı bazen kötü kokuludur.

Kronik orta kulak enfeksiyonu tanısı nasıl konur?

Tanı koymak için klinik bulgular ve hastalığın süresi genellikle yeterlidir. Hastalığın yaygınlığının ve niteliğinin belirlenmesi için temporal kemiğin bilgisayarlı tomografi ile incelenmesi çoğunlukla gereklidir. Bazı hallerde manyetik rezonans görüntüleme yöntemine de ihtiyaç duyulabilmektedir. Bunun yanında işitme testlerinin mutlaka yapılması gerekmektedir.

Kronik orta kulak enfeksiyonu tedavisi nasıl yapılır?

Tedavi planlanmasında kolesteatomun varlığı en önemli husustur. Çünkü, kolesteatomlu kronik orta kulak enfeksiyonları komşu anatomik yapıları etkileyerek yüz felci, beyin iltihabı gibi komplikasyonlara neden olabilir. Kolesteatomlu kronik orta kulak enfeksiyonlarında tek tedavi yöntemi iltihabın cerrahi olarak ortadan kaldırılmasıdır ve potansiyel tehlikeler göz önüne alındığında ameliyat kaçınılmazdır. Kolesteatomsuz kronik orta kulak enfeksiyonlarının varlığı durumunda ise kulağı sudan ve nemden korumak elzemdir. Tedavide ağızdan ya da enjeksiyon şeklinde alınan antibiyotikler istisnai durumlar dışında gereksizdir. Dış kulak yolundan uygulanan antiseptikli solusyonlar, antibiyotikli ve kortizonlu damlalar tedavide sıklıkla uygulanırlar. Bununla birlikte, kulağı gelecekteki enfeksiyonlardan korumak yaşam kalitesini arttırmak, işitmeyi restore etmek amacı ile hastanın da isteği doğrultusunda ameliyat planlanabilir.

Ameliyat nasıl yapılır?

Ameliyat genellikle genel anestezi altında yapılmakla beraber yapılacak olan girişimin niteliğine ve hastanın isteğine bağlı olarak lokal (bölgesel) anestezi altında da gerçekleştirilebilir. Ameliyat ışık taşıyıcı optik aletler (endoskoplar) ve/veya ameliyat mikroskopu kullanılarak gerçekleştirilmektedir. Ameliyat hastalığın ve planlanan girişimin niteliğine bağlı olarak dışarıdan hiçbir kesi yapılmadan kulak kanalı içinden yapılabildiği gibi, dışarıdan belli olmayacak şekilde kulak arkası ya da kulak kıkırdakları arasından yapılan kesilere ihtiyaç duyulabilmektedir. Timpanoplasti ameliyatında kulak zarındaki delik, hastanın kendi dokularından temin edilen kas zarı, kıkırdak ya da kıkırdak zarı gibi dokular kullanılarak tamir edilir. Mastoidektomi ameliyatında kulak arkasındaki havalı hücreler inatçı enfeksiyonu temizlemek için açılır ve temizlenir. Bu ameliyatlar birlikte ya da ayrı yapılabilir, ya da birinden diğerine geçilebilir. Bu arada mümkün olduğu takdirde hastanın kendi kemikçikleri kullanılarak işitmenin de düzeltilmesine çalışılır. Ancak bazı durumlarda titanyum vb. maddelerden yapılan bir takım protezleri kullanmak gerekebilir. Ameliyat sonunda orta kulak ve dış kulak kanalına kendi kendine eriyen tamponlar konur ve yapılan girişimin niteliğine göre dışarıdan bir sargı yapılabilir ya da bandaj konulabilir.

Ameliyattan beklentiler nelerdir?

Kolesteatomlu kronik orta kulak enfeksiyonlarında öncelikli amaç iltihabın ortadan kaldırılarak potansiyel tehlikelerin önüne geçmektir. Bu amaca ulaşıldıktan sonra, hasarlanmış kulak zarı ve orta kulak kemikçiklerinin tamir edilerek işitmenin düzeltilmesine (rekonstruksiyon) çalışılır. Kolesteatomsuz kronik orta kulak enfeksiyonlarında ise hasarlanmış kulak zarı tamir edilerek orta kulağın dış ortamdan gelecek enfeksiyonlara karşı korunması birincil amaçtır. İkincil olarak ise işitmenin rekonstruksiyonu amaçlanır.

Ameliyat olmazsam ne olur?

Önerilen bu müdahale yapılmadığı takdirde hastalığınızın kalıcı düzelmesi mümkün olamayacağı gibi, özellikle kolesteatomlu kronik orta kulak enfeksiyonlarında hastalığın yaratabileceği bazı riskler de bulunmaktadır. Bunlardan başlıcaları; menenjit, beyin abseleri, kafa için toplardamarların iltihabı, yüz felci, denge sorunları, işitmenin tam kaybı gibi çok ciddi ya da hayati önemde olasılıklardır.

Tekrar ameliyat olmam gerekir mi?

Çoğunlukla gerekmez. Ancak çeşitli faktörlere bağlı olarak başarısızlık söz konusu olabilir ve tekrar ameliyat olmanız gerekebilir. Bununla birlikte hastalığın niteliğine ve yapılan girişime göre planlı bir ikinci ameliyat gereksinimi olabilir.

Ameliyat sonrası dönemde beni bekleyenler nelerdir?

Ameliyattan sonra genellikle bir gece hastanede kalmanız gerekir. Ameliyat bölgesinde ağrı olabilir ancak bu ağrılar basit ağrı kesiciler ile genellikle kontrol altına alınabilir. Hafif baş dönmesi olması normaldir. Ancak yapılan girişimin niteliğine bağlı olarak şiddetli de olabilir. Bu durumda ek ilaçlar gerekebilir. Ameliyat sonrası dönemde pansumanlar yapılır ve kulak içine çeşitli damlalar tatbik edilir. Kulak kanalına konulan tamponlar erimeye başladığında kulağınızdan kanlı akıntı gelmesi normaldir. Ameliyat sonrası 3 ay kulağınızı su ve nemden korumanız gerekir. Ancak mastoidektomi yapılmış ile bu süre çok daha uzun hatta ömür boyu olabilir. Mastoidektomi yapılan hastalarda kemik içinde oluşan boşluğun periyodik olarak vakumla temizlenmesi gerekir. Zaman zaman bu boşlukta gelişen mantar ya da bakteri enfeksiyonlarına bağlı olarak kulakta ağrı, kaşıntı ve akıntı meydana gelebilir. Bu durum çeşitli kulak damlaları ile kolayca tedavi edilir.

Bu makale 18 Aralık 2020 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Ertap Akoğlu

Prof. Dr. Ertap Akoğlu, 1970 yılında Kütahya'da doğmuştur. Lisans öncesi öğrenimlerinin ardından Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesinde eğitimini başarıyla tamamlayarak Tıp doktoru Unvanı almıştır. İhtisasını ise, Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi  Kulak-Burun-Boğaz hastalıkları  bölümünde başarıyla tamamlayarak Uzman Doktor  Unvanı almıştır. 2000-2002 Yılında  Eskişehir Hava Hastanesi (Uzman Doktor), 2002 Yılında  MKÜ Tıp Fakultesi KBB Hastalıkları ABD Yardımcı Doçent, 2007 Yılında  MKÜ Tıp Fakultesi KBB Hastalıkları ABD Doçent, 2014 Yılında  MKÜ Tıp Fakultesi KBB Hastalıkları ABD Profesör olarak birçok kurumda mesleki görev almıştır. Yurt Dışı Çalışmaları :  Universita Cattolica del S. Cuore, Endokrin Cerrahisi Bölümü-Minimal İnvaziv Tiroid Cerrahisi. Roma, İtalya. University of Washington Medical Center, Otoloji-Nör ...

Etiketler
Orta kulak görevi
Prof. Dr. Ertap Akoğlu
Prof. Dr. Ertap Akoğlu
Hatay - Kulak Burun Boğaz hastalıkları - KBB
Facebook Twitter Instagram Youtube