Geniz eti hakkında

Geniz eti hakkında

Geniz eti; burnun arkasında, küçük dil ve yumuşak damağın arkasında ve yukarısında bulunan, lenfoid doku olarak adlandırılan, bademcik benzeri bir yapıdır. Normalde bütün çocuklarda geniz eti vardır. Normal şartlarda ergenlik döneminde küçülerek kaybolur. Bu nedenle geniz etinin varlığı değil aşırı büyümesi veya iltihaplanması hastalık olarak kabul edilir.

Geniz etinin büyümesi hangi belirtilere neden olur?

Geniz etinin büyümesi ve/veya kronik, tekrarlayan iltihapları burun solunumunun bozulması, ağızdan soluma, horlama, burun, geniz ve sinüslerin tekrarlayan ve/veya kronik (müzminleşen iltihapları), orta kulak iltihapları ve orta kulakta sıvı birikmesi, boyun lenf bezelerinin büyümesi gibi sorunlara neden olabilir. Bu nedenle, bu belirtiler varsa büyümüş veya iltihaplanmış olan geniz eti çıkarılmalıdır.

Ameliyatın gerçekleşmemesi durumunda ileride hangi problemlerle karşılaşabiliriz?

Kronik orta kulak iltihabı ve sinüzitler, yüz ve çene kemiklerinde şekil bozuklukları, dişlerde çarpılmalar ve çene kapanma bozuklukları meydana gelebilir. Bu sorunlar devamlı ağız solunumu yapılmasına bağlı olarak gelişirler.

Geniz etinin büyük olması büyüme ve gelişmeyi etkiler mi?

Bilimsel bir kanıt bulunmamasına rağmen geniz etinin büyüme ve gelişmeyi engellediği düşünülmektedir. Çünkü geniz eti alındıktan sonra çocukların çoğunluğunda büyüme ve gelişmenin hızlandığı görülmektedir.

Geniz eti alındıktan sonra tekrar büyüyebilir mi, ya da ikinci bir ameliyat gerekebilir mi?

Geniz eti alındıktan sonra hastaların çoğunluğunda sorun kalıcı olarak ortadan kalkar. Ancak ameliyat yaşına, alerji ya da başka ek hastalıkların varlığına bağlı olarak geniz eti tekrar büyüyebilir. Bu hastaların bir kısmında ikinci bir ameliyat gerekebilir.

Bademcik nedir?

Bademcikler boğazın her iki yanında, dil kökünün hemen arkasında yer alan lenfoid doku olarak adlandırılan yapılardır. Erken çocukluk çağında, ağız boşluğundan vücuda giren yabancı maddeleri toplarlar ve vücutta savunma maddelerinin yapılmasını sağlarlar.

Bademciklerin alınması hangi durumlarda gereklidir?

Solunum ve yutma güçlüğüne neden olan aşırı bademcik büyümesi, horlama ve uykuda solunum durması (uyku apnesi), sık tekrarlayan bademcik iltihapları (çocuklarda yılda 3 – 5’ten fazla, erişkinlerde yılda 2-3’den fazla), nefes veya ağız kokusu, boyun lenf bezlerinin şişmesi gibi belirtiler veren kronik bademcik iltihapları, kalp ve eklem romatizması (akut romatizmal ateş) ve/veya böbrek iltihabı olan kişilerde görülen kronik bademcik iltihapları, bademcik apsesi, kötü huylu bademcik tümörü şüphesi varlığında bademciklerin çıkarılması gereklidir.

Çocuklarda burun solunumu bozukluğu veya horlama varsa, genellikle bademcik ve geniz eti birlikte alınır.

Ameliyatın gerçekleşmemesi durumunda ileride hangi problemlerle karşılaşabiliriz?

Eğer ameliyat bademciklerin aşırı büyük olmasına bağlı uykuda nefes kesilmesi (uyku apnesi hastalığı) ve/veya nefes alma/yutma zorluğu nedeniyle önerilmişse; ameliyatın yapılmaması uykuda nefes kesilmesine bağlı kalp ve akciğer yetmezlikleri, kalp ritmi bozuklukları, yüksek tansiyon (çocuklarda bile görülebilir), uykuda ani ölüm, yüz ve çene kemiklerinde şekil bozuklukları gibi sorunlara neden olabilir.

Eğer ameliyat sık tekrarlayan veya müzmin bademcik iltihabı nedeniyle önerilmişse; ameliyatın yapılmaması ileride kalp yetmezliğine neden olabilecek kalp romatizması (akut romatizmal ateş), kalp kapakçığı iltihabı, ileride böbrek yetmezliğine neden olabilecek böbrek iltihabı (glomerülonefrit), vücutta devamlı bir iltihap odağı varlığına bağlı çeşitli kronik hastalıklar, vücutta devamlı bir iltihap odağı varlığına bağlı devamlı yorgunluk, halsizlik gibi sorunlara neden olabilir.

Bademcik sorunları büyüme ve gelişmeyi etkiler mi?

Bilimsel bir kanıt bulunmamasına rağmen bademciklerin aşırı büyük olmasına bağlı solunum ve yutma güçlüğünün büyüme ve gelişmeyi engellediği düşünülmektedir. Çünkü bademcikler alındıktan sonra çocukların çoğunluğunda büyüme ve gelişmenin hızlandığı görülmektedir.

Bademciklerin alınmasının sağlık üzerine olumsuz bir etkisi var mıdır?

Bademcikler, erken çocukluk çağında, ağız boşluğundan vücuda giren yabancı maddeleri toplarlar ve vücutta savunma maddelerinin yapılmasını sağlarlar. Bademciklerin bu fonksiyonu yaş ilerledikçe azalır. Kesin olmamakla birlikte, bademciklerin vücut savunmasındaki görevlerinin 3 yaşa kadar olduğu düşünülmektedir. Bununla birlikte bademciklerden başka boğazın yukarı kısımlarında birçok yerde aynı yapıda dokular vardır. Bu nedenle bademciklerin alınmasının bağışıklık sistemi üzerine olumsuz etkisi yoktur.

Bademcikler alındıktan sonra tekrar büyüyebilir mi, ya da ikinci bir ameliyat gerekir mi?

Bademciklerin tamamen alınması durumunda tekrar büyüme meydana gelmez. Ancak bademciğin alınması yerine küçültme ameliyatı yapılmış ise tekrar büyüme ya da iltihaplanma görülebilir.

Bademcikler alındıktan sonra tekrar boğaz ağrısı görülebilir mi?

Bademcikler alındıktan sonra bademciklerden kaynaklanan bir ağrı tabiidir ki söz konusu olamaz. Ancak bademcikler boğazda yer alan anatomik yapılardan sadece biridir. Boğazımızda yer alan yutak, dil kökü bademciği gibi başka yapıların iltihaplanması ya da grip gibi üst solunum yolu enfeksiyonları sırasında boğaz ağrısı meydana gelebilir.

Ameliyat nasıl yapılır?

Girişim çocuklarda genel anestezi (narkoz), erişkinlerde ise genel ya da lokal (bölgesel) anestezi altında yapılır. Anesteziyi takiben ağız özel bir alet ile açıldıktan sonra bademcikler çevresindeki dokularda ayrılarak çıkarılır. Eğer geniz eti alınması da gerekiyorsa, o da aynı sırada çıkarılır. (Çocuklarda özellikle burun solunumu bozukluğu veya horlama varsa, bu durumda genellikle aynı ameliyatta bademcik ve geniz eti beraber alınır) Takiben kanama kontrolü yapılır. Bademciklerin çıkarılması için makas, bistüri (bıçak) gibi klasik teknikler kullanılabildiği gibi, dokuyu elektrikle yakma (elektrokoter), lazer, radyofrekans veya benzeri yeni teknolojiler de kullanılabilir. Bu tekniklerin her birinin kendine göre avantaj ve dezavantajları mevcuttur.

Nelere dikkat edilmelidir?

Aktif üst solunum yolu enfeksiyonu halinde ameliyat yapılamaz. Aspirin ve benzeri ağrı kesici ilaçlar kanamayı arttırabilirler. Bu nedenle bu tür ilaçlar ameliyattan önceki 1 hafta boyunca kullanılmamalıdır. Anestezi ve ameliyat sonrasında kullanılan sakinleştirici, ağrı kesici ilaçlara bağlı olarak refleksler geçici bir süre etkilenecektir. Bu nedenle girişimden sonra ilk 24 - 48 saat içinde istirahat edilmelidir. Ameliyattan sonra 5-7 gün süre ile bedensel yorgunluklardan ve kan basıncını yükselten aktivitelerden (örneğin, spor, jimnastik, ağır kaldırma) sakınılmalıdır. Bademcik ameliyatı sonrasında verilen diyet listesine uyulmalıdır.

Kulak tüpü (ventilasyon tüpü) nedir?

Orta kulak boşluğunda normalde hava vardır. Orta kulaktaki hava basıncı azaldığında veya iltihabi durumlarda orta kulak boşluğunda sıvı birikir. Bunun sonucunda kulak zarı ve işitme kemikçikleri hareket edemez ve işitme kaybı ortaya çıkar. Kulak ventilasyon tüpleri kulak zarına açılan küçük bir delik içine yerleştirilen minik borulardır. Takılma amacı kulak zarına açılan deliğin bir müddet daha açık kalmasını sağlamaktır. Girişim orta kulak boşluğunun yeniden havalanmasını ve kulak zarı ile kemikçiklerin yeniden hareket yeteneğini kazanmasını sağlar. Bu şekilde östaki borusu normal görevlerini yerine getirene kadar orta kulağın havalanmasının ve işitmenin restorasyonu mümkün olur. Bununla birlikte kulak zarının ve orta kulakta yer alan anatomik yapıların zarar görmesinin engellemesi amaçlanır.

Kulak ventilasyon tüpleri hangi durumlarda uygulanır?

Orta kulağın uzun süren havalanma bozukluğu yapan durumlarda;

büyümüş geniz eti, damak yarığı, kulak zarını aşırı bombeleştiren ve şiddetli ağrıya neden olan ancak ilaçla kontrole alınamayan ani başlayan (akut) orta kulak iltihaplarında, orta kulakta zamk gibi yapışkan bir sıvı varlığında veya tekrarlayan orta kulak iltihaplarında, orta kulak boşluğunun havalandırılması yani kulak ventilasyon tüpü tatbiki gereklidir.

Ameliyat ne şekilde yapılır?

Çocuklarda girişim genel anestezi altında yapılır. Erişkinlerde lokal anestezi ile yapılabilir. Anesteziyi takiben mikroskop altında kulak zarının genellikle alt kısmına küçük bir delik açılır. Bu delikten orta kulak boşluğundaki sıvı emilir ve bu deliğe bir ventilasyon tüpü yerleştirilir.

Nelere dikkat edilmesi gerekir?

Orta kulağa su kaçtığında orta kulak iltihabı ve kulak akıntısına neden olabilir. Takılan orta kulak havalandırma tüpleri ortalama 6 ay – 1yıl sonra kendiliğinden düşecektir. Tüpler kulakta olduğu sürece belli aralıklarla Kulak Burun Boğaz doktorunuza kontrole gelmeniz gereklidir. Eğer tüpler belli bir süre sonra kendiliğinden düşmedi ise, doktorunuz basitçe tüpleri çıkarabilir.

Tüp yerleştirilmez ise ne olur?

Orta kulağın havalanma probleminin uzun süre devam etmesi durumunda kulak zarında incelme, içe doğru çekilme, kulak zarının gerginliğinin ve esnekliğinin kaybolması, orta kulak kemikçiklerinde erime ve bunların sonucunda işitme kaybının kalıcı hale gelmesi mümkün olabilmektedir.

Bu tüpler kalıcı mıdır?

Kulak zarına yerleştirilen bu tüpler genellikle 6 ay ile 1 yıl arasında kulak zarından ayrılır ve dış kulak kanalı içine düşerler ve hekim tarafından çıkartılırlar. Takılan tüpün modeline göre daha uzun süre kalan tüpler de vardır. Bunun yanında tüpün kalış süresini etkileyen başka faktörler de mevcuttur.

Tekrarlayan uygulamalar gerekli midir?

Çoğunlukla tek uygulama yeterli olmakla birlikte bazı hastalarda mükerrer uygulamalar da gerekebilmektedir. Bu durumlarda daha uzun süre kalan tip modelleri tercih edilmektedir.

Tüp takılmasının zararı ya da komplikasyonları var mıdır?

Kulak tüpü uygulamaları genellikle masum bir girişim olmakla birlikte bazı hastalarda kulak zarında tüpün yerleştirildiği deliğin açık kalması mümkün olabilmektedir. Bu komplikasyon genellikle uzun süre kalan tüp modellerinin yerleştirilmesi sonucunda ortaya çıkar. Bu durumda kulak zarının tamiri (timpanoplasti) ameliyatı ile bu deliğin kapatılması mümkündür. Bunun yanında, kulak zarında kireçlenme ya da tüp takılan kulak zarı bölgesinde incelme meydana gelebilmekle beraber bu durumların hastanın sağlığına ve işitmesi üzerine her hangi bir olumsuz etkisi yoktur.

Bu makale 18 Aralık 2020 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Ertap Akoğlu

Prof. Dr. Ertap Akoğlu, 1970 yılında Kütahya'da doğmuştur. Lisans öncesi öğrenimlerinin ardından Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesinde eğitimini başarıyla tamamlayarak Tıp doktoru Unvanı almıştır. İhtisasını ise, Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi  Kulak-Burun-Boğaz hastalıkları  bölümünde başarıyla tamamlayarak Uzman Doktor  Unvanı almıştır. 2000-2002 Yılında  Eskişehir Hava Hastanesi (Uzman Doktor), 2002 Yılında  MKÜ Tıp Fakultesi KBB Hastalıkları ABD Yardımcı Doçent, 2007 Yılında  MKÜ Tıp Fakultesi KBB Hastalıkları ABD Doçent, 2014 Yılında  MKÜ Tıp Fakultesi KBB Hastalıkları ABD Profesör olarak birçok kurumda mesleki görev almıştır. Yurt Dışı Çalışmaları :  Universita Cattolica del S. Cuore, Endokrin Cerrahisi Bölümü-Minimal İnvaziv Tiroid Cerrahisi. Roma, İtalya. University of Washington Medical Center, Otoloji-Nör ...

Etiketler
Geniz eti büyümesi
Prof. Dr. Ertap Akoğlu
Prof. Dr. Ertap Akoğlu
Hatay - Kulak Burun Boğaz hastalıkları - KBB
Facebook Twitter Instagram Youtube