Özellikle genç aktif bireylerde, trafik kazaları ya da yüksekten düşme sonrası ortaya çıkan yüksek enerjili yaralanmalardır. Yaralanmanın şiddetine bağlı olarak sadece kırık veya kırıkla beraber çıkık da ortaya çıkabilir. Yaralanmanın şiddeti arttıkça omurilik yaralanma riski de artar. Omuriliğin kendisi ya da omurilikten çıkan sinir kökleri bu esnada yaralanabilir. Böyle bir durumda; kollarda ya da bacaklarda ortaya çıkabilecek basit bir his kaybından, idrar-büyük abdest tutamama ve felce kadar değişen derecelerde problemler ortaya çıkabilir. Yaralanma sonrası yapılan ilk muayenelerde, omurilik hasarının varlığı ve derecesi hakkında önemli bulgular elde edilir.
Hastaya çekilen röntgen, tomografi ve MR (emar) incelemeleri sonrasında tedavi planı çizilir. Omurgada tek bir bölgede oluşan, kemikte aşırı derecede çökme ya da parçalanmanın olmadığı, omurilik veya sinir hasarı gelişmemiş hastalarda, korse veya alçı tedavisi uygulanabilir. Buna karşılık kırıklı-çıkık, aşırı parçalanma ve çökme tipinde kırık, omurilik hasarı gelişmiş olgularda cerrahi tedavi uygulanır. Omurga, metal yapıdaki vida, çubuk ve kafes benzeri bir takım materyaller aracılığı ile sabitlenir. Bu cerrahi girişimler; parçalanma-çökme derecesi ve omurilik kanalında kırık sonrası ortaya çıkan daralmanın derecesine göre, arkadan (sırt veya bel) yaklaşım veya hem arkadan hem önden yapılacak iki ayrı cerrahi kesiden gerçekleştirilir. Omuriliğin kısmi yaralanması gelişmiş hastalarda, cerrahi tedaviden sonra uygulanacak fizik tedavi programı sayesinde, hastalarda tam ya da kısmi iyileşme olması mümkündür.
Ortalama yaşam süresinin artmakta olduğu ülkemizde bir diğer omurga kırığı sebebi de osteoporoza bağlı çökme kırıklarıdır. Bu kırıklar herhangi bir düşme ya da yaralanma olmadan yürüme esnasında oluşabileceği gibi, sıklıkla karşılaşılan ev içinde düşmeler sonrası ortaya çıkmasıdır. Bu kırıklar çökme tipi kırıklardır ve düşük enerjili kırıklar olduğu için omurilik zedelenmesi çoğunlukla söz konusu değildir. Bu kırıklar çoğu zaman ilaç tedavisi, korse ve yatak istirahati gibi konservatif yöntemler ile tedavi edilebilmektedir. Bu sebeple ilk anda bu yöntemler seçilmelidir. Ancak bir grup hastada tüm çabalara rağmen ağrı devam ederek, hastaların günlük aktivitelerini engeller ve yaşam kalitelerini düşürür. Bu hastalarda alternatif olarak kırık omurga kemiği içine uygulanacak kemik çimentolama işlemi (vertebroplasti) uygulanabilir. Bu yöntem; bölgesel anestezi altında yüzüstü yatan hastaya 1 cm’lik kesiden bir takım tel ve boru sistemleri vasıtasıyla uygulanan, kırık kemik içine çimentonun enjeksiyonundan ibarettir. Doğru seçilen hastalarda başarı oranı ve hasta memnuniyeti oldukça yüksektir.