Çocuk bir yakınını kaybettiğinde yetişkinler çoğu zaman ne yapacağını bilemez. Onlara hep ölümün korkulan ve çocuktan saklanması gereken bir durum olduğu öğretilmiştir. Bazı ebeveynler bunu uygular ve çocuğu başka bir ortama götürür bazı ebeveynler de araştırıp çocuğa bu durumu daha doğru bir şekilde aktarmaya çalışır. Çocuklar ailesinde bir yakınını kaybettiklerinde farklı tepkiler verirler. Okul öncesindeki çocuklar ölümü geçici olarak görürler. Ancak derin bir yas yaşarlar. 5-9 yaş çocuklar ölümün bir açıdan son olduğunu bilirler.Fakat bunu yalnızca yaşlı insanların başına gelebileceğini sanırlar.Ölümün tam olarak ne olduğunu anlayamazken hastalık, doktor ve hastaneyi de ölümle özdeşleştirebilirler.Ölümün bir uyku olduğuna ve ölen kişinin geri döneceğine inanırlar.Küçük çocuğa bir yakınının uykuda öldüğü ya da ölümün bir uyku hali olduğu anlatılmışsa kendisinin de uykuda öleceğine inanıp uyumayı reddedebilir.
10-12 yaşlarındaki çocuklar kendi ölümlerinin de mümkün olabileceğini yetişkin gibi algılarlar.Ölüm olayının gelecekte oluşturacağı etkiler konusunda endişelenirler.Ölen kişinin geri dönüp dönmeyeceği konusunda şüpheleri olabilir.13-19 yaş yetişkin düzeyinde ölümü algılar.Ölümün kaçınılmaz olduğunu bilirler.Ölümle ilgili soyut düşünceler geliştirirler. Bu tepkiler yaşlara göre farklılaştığı gibi bireylere göre de farklılaşabilir.
Çocuklar sevdikleri birini kaybettiklerinde yas tepkisini beş aşamada yaşarlar.
Şok: Bu aşamada ölümün gerçek olduğuna inanılmayabilir.Ölüm gerçekleşmemiş gibi davranabilirler.
Korku: Bu aşamada diğer sevdiklerini de kaybedeceklerinden korkabilirler.Kendisine kimin bakacağını merak edebilirler.
Öfke: Çocuk ölen kişinin sağladığı güven duygusundan mahrum kaldığı için öfkelenebilir, saldırganlaşabilir. Öfkesini çevresindekilere ve arkadaşlarına yöneltebilir.
Suçluluk: Küçük çocuklar yakınlarının ölümüne kendilerinin sebep olduğuna inanabilirler. Ölen kişiye ölmeden önce kızmışsa ya da onunla kavga etmişse bu suçluluk iyice artabilir.
Nasıl yapmalı?
Çocuk bir kayıp yaşadığında kaybı ona hayatta olan en yakını söylemeli.Onun yanında olunduğu hissettirilmeli, ona dokunulmalı, acıdan ne yetişkin kendisini soyutlamalı ne de çocuğu engellemeli, olabildiğince erken rutinime dönmesi sağlanmalı, akranlarının desteği alınmalı.
Önemli bir ölüm olayının ardından altı ay süreyle keder yaşanması doğaldır. Ancak, ölümün uzunca bir süre inkar edilmesi veya ölenin ardından ağlayıp üzülmekten kaçınma, üzüntüyü uzun süre bastırma, sağlıklı değildir. Altı ay sonra bu tepkiler devam ediyorsa bir uzmana başvurmak gerekir.Eğer çocuğun kaybı anne ya da babası ise bu duyguların yatışması iki yıl gibi uzun bir zaman alabilir ve bu yas sürecinde çocuğun bir uzman yardımı almaya ihtiyacı vardır.