Okula gitmede reddin olmadığı ciddi ayrılık anksiyetesi oluşabilir ve ayrılık anksiyetesi veya anksiyete ve/veya depresyon kanıtı olmaksızın da okul fobisi oluşabilmektedir
Okul Fobisini Etkileyen Faktörler Şunlardır
1. Bebeklik sırası da geceleri bebek bakıcısı kullanımı
2. Çocuk eve gelişinde annenin evde olmayış
3. Evdeki vazifelere babanı katılmaması
4. Ele ilgili görevlere çocuğun katılımının olmaması
5. Erken çocuklukta arkadaş yokluğu
6. Komşularıyla ailenin nadir temas içinde olması
Ailesel Özellikler
Obondo (1990) yaptığı bir çalışmada okul devamsızlığı (school non- attendance) ile anlamlı derecede ilişkin aile karakteristiklerini şöyle belirlemiştir: Genellikle anne-babada nörotizm (neuroticism), evlilik uyuşmazlığının olduğu uygun olmayan aile ilişkileri, anne-babanın çocuktan yüksek akademik performans beklentisi ve bir boyutuyla yoksulluk mevcuttur
Okul fobisi, genellikle karşılıklı bağımlı, patolojik anne-çocuk varlığında gelişir. Genellikle bu çocukların çok koruyucu anneleri, çok uzak ve soğuk duran babaları vardır. Bazen ise anne ve baba çocuğa aşırı derecede düşkündür, kendileri de çocuklarından ayrılmayı bir türlü göze alamamışlardır. Bazen de anne ve babaların kendileri nörotik ve güvensizdir, çocuğun başına kötü şeyler geleceğinden gereksiz yere korkmuş ve çocuğu hep evde tutmaya çalışmışlardır. Böylece çocuk kendisi de farkında olmadığı halde evden uzaklaşınca veya okulda iken annesine, babasına veya kendisine korkunç şeyler olabileceğinden korkmakta ve bunu engellemek için evde kalmakta ısrar etmekte, zorlandığı zaman panik içine düşmektedir
Berstein (1988) ciddi okul fobisi olan çocukların birinci derece akrabalarında depresyon ve anksiyete bozukluğu oranlan daha yüksek olduğunu bulmuştur. Bu çocukların ailelerine verilen aile değerlendirme ölçekleri de aile fonksiyonunda daha fazla bozukluk tespit edilmiştir (Rol performansı, iletişim, duygusal ifade edim ve kontrol yönüyle)
Ayırıcı Tanı
Ayrılma anksiyetesi, Yaygın Gelişimsel Bozukluklar, Şizofreni ya da diğer Psikotik bozuklukların bir parçası olabilir. Bu bozukluklardan herhangi birinin gidişi sırasında Ayrılma Anksiyetesi Bozukluğunun belirtileri ortaya çıkarsa, ayrı bir ayrılma anksiyete bozukluğu tanısı konmaz. Ayrılma anksiyete bozukluğu, Yaygın Anksiyete Bozukluğundan anksiyetenin temel olarak evden ya da bağlandığı kişilerden ayrılmayla ilgili olmasıyla ayırt edilir. Ayrılma Anksiyetesi Bozukluğu olan çocuk ve ergenlerde ayrılık tehdidi aşırı anksiyeteye, hatta panik atağına yol açabilir. Panik bozukluğunun tersine anksiyete, beklenmeyen bir panik atağının gösterdiği güçsüzlükten çok, evden yada bağlanılan başlıca kişilerden ayrılma ile ilgilidir.
Yetişkinlerde ayrılma anksiyetesi bozukluğu, nadirdir ve ayrılma korkuları, agorafobi ile birlikte panik bozukluğu ya da Panik Bozukluğu Öyküsü Olmadan Agorafobi ile daha iyi açıklanabiliyorsa, ek bir tanı olarak verilmemelidir. Davranım Bozukluğunda okuldan kaçma sık görülür, ancak nedeni ayrılma kaygısı değildir ve çocuk eve dönme yerine evden uzak durma eğilimindedir. Bazı okul reddi olgularında, özellikle ergenlikte, neden ayrılma anksiyetesi bozukluğu değil sosyal fobi ya da duygu durum bozukluklarıdır. Psikotik Bozukluklardaki halüsinasyonlardan farklı olarak, Ayrılma Anksiyetesi Bozukluğunda yaşanan olağan olmayan algısal yaşantılar gerçek bir uyaranın yanlış algılanmasına dayanır ve sadece belli durumlarda (örn. gece vakti) ortaya çıkar ve bağlandığı başlıca kişiler geri geldiğinde bu algılama kaybolur. Klinik değerlendirmede çocuğun normal gelişimine uygun ayrılma anksiyetesini, Ayrılma Anksiyetesi Bozukluğundan ayrımında, klinik olarak belirgin olan ayrılık anksiyetesi kullanılmalıdır