OBSESİF- KOMPULSİF NEDENLERİ


Zaman zaman hepimizin takıntılı düşünceleri olabilir ancak bu düşünceler bizi huzursuz edip, rahatsız etmezler. Çünkü düşüncelerimizi bize zarar veren ve tehlike yaratan ya da bir tepki vermeyi gerektiren düşünceler olarak algılamayız. Bu yüzden düşünceleri zihnimizden kolayca uzaklaştırabiliriz.
Obsesif kompulsif bozukluğu olan bireylerde; obsesyon dediğimiz sürekli tekrar eden rahatsız edici düşünceler, kompulsiyon ise kişinin bu düşüncelerden dolayı duyduğu kaygı ve rahatsızlık hislerinden kurtulabilmek için geliştirdiği davranışlar ve ritüellerdir. Örneğin; en yaygın görülen obsesif düşüncelerinden biri yoğun bir şekilde pislik ve mikrop bulaşmasından korkmadır. Bu obsesif düşünceye sahip kişi kompulsif davranış olarak tekrar eden yıkama, duş alma, el yıkama gibi davranışlar geliştirir.
Bir örnek daha vermek gerekirse takıntı boyutunda dini içerikli düşüncelere ve günah işleme korkusuna sahip kişi bu düşüncelerden kurtulmak için tekrar eden dualar, belirli kelime ve cümleleri tekrar eder ancak bu şekilde düşüncelerden kurtulabileceğine inanır. Tüm bu zorluklar ve takıntılı düşüncelerle baş etmek veya ortadan kaldırmak için kişi tüm bu davranışları rutin haline getirir.
Zamanla davranışları aynı şekilde tekrar etmeye başlar ve kişi geliştirdiği rutinlere sadık davranır. Obsesif kompusif bozukluğa (OKB) sahip kişilerde takıntılı düşünce zihne bir anda gelir ve kişinin günlük işlerini ya da günlük rutinlerini yapmasına engel olur. Birey düşüncelerinden uzaklaşamadıkça kendisini başarısızlığa uğramış, ve üzgün hisseder. Bu konuda sorun yaşayan birey düşüncelerini kontrol etmeye çalıştıkça yorulur, dikkatini veremez, ve her alanda sıkıntı yaşar. Örneğin; iş verimi düşer, aile ve arkadaş ilişkileri bozulur. Ne yazık ki takıntılı düşünce hariç yeni bir düşünce geliştiremeyen ve başka bir konuya odaklanamayan bireylerin ve hatta yakınlarının hayatları çekilmez bir hala gelir. Takıntılı düşünceler genellikle bireyin kişiliği, hedefleri, hayat felsefesi, ve ahlaki değerlerine aykırı olur. Obsesif kompulsif bozukluğa sahip bireyler takıntılı düşüncelerinden uzaklaşmaya çalıştıkça aslında düşüncelerini tetikleyebilecek durum, nesne, insan, olay gibi etmenlere karşı daha hassas olurlar. Düşüncelerinin önemsiz olduğuna kendilerini ikna etmeye çalışırlar. Bu mücadele onlar için oldukça yorucu bir hal alır. Bilişsel davranışçı terapi yöntemi ile takıntılı düşünce ve inançların bireye ne anlam ifade ettiğine ve düşünceye karşı gelişen davranış tepkisine odaklanılır. İnancınızın düşündüğünüz anlama gelmediğini fark etmek oldukça önemlidir. Bu sayede düşüncelerinize verdiğiniz tepkilerde şiddetini kaybetmeye başlayacaktır. Aynı zaman da takıntılı inançlarınız ile baş etmenin en önemli bileşenlerinden biri tepki vermeyi önlemektir yani maruz kalmaktır. Bu sayede söz konusu düşünceden daha az korkar hale gelirsiniz. Obsesif kompulsif bozukluğa sebep olan bilinen biyolojik ve çevresel faktörler vardır. OKB genellikle erken ergenlik ve genç yetişkinlik yıllarında görülür. Obsesif kompulsif bozukluk kendini tekrarlayabilir. 100 kişiden 2-3’ünde saptanmıştır ve genellikle kadınlarda görülme olasılığı daha yüksektir.