Müdahaleli doğum

Doç. Dr. Süleyman Eserdağ
Doç. Dr. Süleyman Eserdağ
16 Ekim 2006660 görüntülenme
Randevu Al
Müdahaleli  doğum

Bebeğin veya anne adayının sağlığının doğum anında tehlikeye girmesi durumunda müdahale gerekebilir. Bu tür doğumlara "Müdahaleli Doğum" denir. Müdahaleli doğum denilince;

Doğum indüksiyonu: Doğumdaki en sık yapılan müdahale doğum olup, sancılarının başlatılması ya da desteklenmesi ile doğum sürecinin hızlandırılmasıdır. Serum içinde bir takım ilaçlar verilerek yapılan doğum indüksiyonuna "suni sancı" denilmektedir.

Epizyotomi: Halk arasında bilindiği adı ile "doğumda dikiş atılması" dır.

Forseps: Halk arasında "kaşık" olarak geçer.

Vakum

I- DOĞUM İNDÜKSİYONU
Rahim kasılmalarının yani doğum sancılarının dışarıdan bir etki ile başlatılması ya da desteklenmesine "doğum indüksiyonu" adı verilir. Amaç doğum sürecinin hızlandırılmasıdır.

Her türlü indüksiyon mutlaka ve mutlaka hastane şartlarında uygulanmalıdır. En sıklıkla üç tür doğum indüksiyonu yöntemi vardır:

- Amniotomi
- Oksitosin infüzyonu
- Prostaglandin uygulaması

Amniotomi
En sık kullanılan ve doğal olan indüksiyon bebeğin amniyon kesesinin açılması yani "amniotomi" dir. Bu sayede hem vücutta salgılanan bazı maddeler, hem de bebeğin başının direkt serviks üzerine basıcı etkisi ile sancılar başlayıp güçlenebilir.

Amniyotomi, vajinal doğum esnasında çok sıklıkla başvurulan bir yöntemdir. Ancak zarların açılmasından sonra 24 saat içinde eylem başlamaz ise anne ve bebekte enfeksiyon riskleri ortaya çıkacaktır.

Oksitosin infüzyonu (Suni sancı)
İkinci sıklıkta, doğum indüksiyonu amacıyla uygulanan yöntem ise damardan "sentetik oksitosin" verilmesidir. Halk arasında yaygın olarak "suni sancı" adı verilen işlemdir.

Öncelikle, uygulama nedeni ve şekli ne olursa olsun indüksiyona karar vermeden önce, son derece dikkatli bir jinekolojik değerlendirme yapılmalıdır. Bunun için:

- Bebek ile annenin kemik çatısı arasında uygunsuzluk bulunmamalıdır.
- Bebekte pozisyon anomalisi olmamalıdır.
- Rahim ağzında doğuma hazırlık değişiklikleri meydana gelmiş olmalıdır.

Uygulamaya çok düşük dozlarda başlanır ve istenilen şiddet ve sıklıkta kasılmalara ulaşıncaya kadar doz tedrici olarak arttırılır. Hastanın ve bebeğin çok yakın monitörize edilmesi gerekir, çünkü iki kasılma arasında rahmin gevşememesi, hem anne hem de bebek açısından oldukça tehlikeli sonuçlar doğurabilir.

Doğum monitörizasyonu NST ile olur, resimde NST uygulanan bir gebeyi görmektesiniz.

NSTde, bebeğin kalp atımları ve rahim kasılmaları aynı anda bir grafik kağıt üzerine basılır. Üst kısım kalp seslerine, alt kısım ise rahim kasılmalarına aittir.

Prostaglandin uygulaması
Oksitosin dışındaki diğer bir ilaçla indüksiyon yöntemi de "prostaglandin" adı verilen maddelerin ağızdan veya vajinal yolla uygulanmasıyla doğumun başlatılması veya hızlandırılmasıdır.

Prostaglandinler,  genellikle günü geçen veya bebekteki anormalliklerden dolayı gebeliğine tahliye kararı alınan gebelere uygulanır.

Doğum indüksiyonuna rağmen eylem ilerlemiyor ise ya da bebekte sıkıntı (stres) belirtileri ortaya çıkıyor ise indüksiyona son verip acil sezaryene geçilmelidir.


II- EPİZYOTOMİ (Dikişli doğum)
Epizyotomi; doğum sırasında bebeğin gelen kısmının vajinada düzensiz yırtıklara sebebiyet vermeden ve bir an önce doğurtulması amacıyla perinenin kesilmesi ile yapılan bir doğum müdahalesidir. Halk arasında "dikişli doğum" olarak tabir edilir.

İlk doğumların hemen hemen tamamında epizyotomi kesisi uygulanır. Çünkü ilk gebeliklerde vajen esnekliği daha önce doğum yapmışlara oranla daha azdır.

 Epizyo kesileri en sık olarak mediolateral (çapraz) ve median (anuse dik) şekilde olabilir. Median kesiler; kanamanın az olması, iyileşmenin kolay olması ve iyileştikten sonra ileri dönemlerde problemlere yol açmaması nedenleriyle daha sık tercih sebebidir.

Ancak perine aralığı kısa olanlar,  pelvis çatısı dar olanlar ve iri bebek şüphesi gibi kesinin daha uzatılması gerektiği hallerde mediolateral kesi tercih edilir.

III- FORSEPS
Forseps bebeğin bir an önce doğurtulması maksadı ile kullanılan kaşık şeklinde aletlerdir. Çok eski çağlardan beri kullanıldığı tahmin edilmekle birlikte modern obstetriye girişi 18. yyda olmuştur.

Forseps doğumun ikinci evresinin uzadığı hallerde, bebekte sıkıntı saptanması durumunda, ya da annenin ıkınmasının uygun olmadığı kalp hastalığı gibi durumlarda kullanılır.

Forseps, mutlak suretle bu konuda deneyimli hekimler tarafından uygulanmalıdır. Çünkü forseps kullanılan bebekte kafa içi kanama, kısmi felç, kafatası kırıkları, asfiksi yani doğum kanalında oksijensiz kalma, sarılık ve ölüme neden olabilme gibi komplikasyonları olabilir.

Forseps kullanımı ile annede vajinal, servikal, rektal yırtıklar, mesane zedelenmeleri, kanama ve hematomlar oluşabilir.
Modern obstetride sadece çıkım esnasında uygulanması uygundur. Bebeğin kafasının yukarıda olduğu hallerde sezaryen ile doğum tercih edilmelidir.

IV- VAKUM
Vakum Uygulanma gerekçeleri ve komplikasyonları forseps ile hemen hemen aynıdır. Burada bebeğin kafasına yerleştirilen bir çan ve buna bağlı bir vakum cihazı ile bebek çekilir. Forsepse göre uygulanması daha kolay olup hem anne hem de bebek açısından daha az travmatiktir.

Günümüzde sezaryen doğum oranlarının artması ile forseps ve vakum uygulamaları oldukça azalmıştır.

Doğum olayı 40 hafta boyunca sabırla beklenilen bir sürecin artık sonunun gelmesidir.

Etiketler

Müdahaleli doğumDoğum indüksiyonuEpizyotomiDikişli doğumForseps

Yazar Hakkında

Doç. Dr. Süleyman Eserdağ

Doç. Dr. Süleyman Eserdağ

. Kozmetik ve Fonksiyonel Jinekolojide Öncü Hekim ve Uluslararası Eğitmen
. Seksolog, Avrupa Cinsel Tıp Derneği Tarafından Fellow (FECSM, Akademi Üyesi)
. “HERA Vajinismus Tedavi, Eğitim ve Araştırma Derneği” Kurucusu ve Başkanı
. “Uluslararası Estetik Genital Cerrahi ve Seksoloji Derneği (ISAGSS)” Kurucusu ve Başkanı
. İrlanda Merkezli Avrupa Estetik Tıp ve Cerrahi Koleji (ECAMS) Geçmiş Dönem Kıdemli Öğretim Üyesi ve Uluslararası Eğitmeni

İlkler ve Yenilikler
Doç. Dr. Süleyman Eserdağ genital estetik ameliyatları, genital estetik cerrahi dışı tedavileri ve kadınlarda cinsel sağlık alanlarında, tüm dünyada ve ülkemizde öncü hekimler arasında yer almaktadır.

Çalışmalarının Bazıları:
Dr. Eserdağ Avrupa Cinsel Tıp Derneği (ESSM) ve Avrupa Seksoloji Federasyonu tarafından düzenlenen ‘board’ sınavını başarıyla geçerek, ‘fellowship’ (akademi üyeliği) unvanını kazanan ülkemizin ilk jinekolog hekimlerindendir.
Kadınlarda cinsel işlev bozuklukları tedavilerinin, jinekolog hekimler tarafından benimsenmesinde ve yaygınlaşmasında öncülük etmiştir.
Vajinismus tedavileri alanında çalışan ülkemizdeki ilk ulusal derneği kurmuştur (Hera Vajinismus Eğitim, Araştırma ve Tedavi Derneği, Kuruluş; 2015).
İlk defa 2002 yılında vajinismus tedavilerine başlamış ve vajinismusta kısa sürede sonuç alma konseptini geliştirmiştir.
Dr. Süleyman Eserdağ, ülkemizde genital estetik eğitimlerini ve hands-on kurslarını düzenleyen ilk hekimdir.
Oldukça saygın, İrlanda merkezli Avrupa Estetik Koleji ECAMS’a (European College and Aesthetic Medicine and Surgery) atanan ilk Türk hekim olmuştur (2015). Bu fakülte çatısı altında 2015 ve 2017 yılları arasında, genital estetik alanında pek çok ülkede uluslararası eğitimler düzenlemiştir.
Genital estetik ve cinsel tedaviler konusunda çalışan ülkemizdeki ilk uluslararası derneği kurmuştur (ISAGSS, Uluslararası Estetik Genital Cerrahi ve Cinsel Tedaviler Derneği, 2017).
ISAGSS; genital estetik uygulamalarını seksoloji temelli ele alarak uygulayan dünyadaki ilk dernek olmuştur. Dr. Süleyman Eserdağ, bu dernek çatısı altında bugüne kadar beş kıtadan 1000’den fazla hekimi birebir eğitmiştir.
2018 ve 2019 yıllarında estetik genital cerrahi ve seksoloji alanında düzenlediği uluslararası kongreler de bu alandaki ülkemizin ilk kongrelerindendir. Alanında oldukça önemli yabancı ismi ülkemize davet etmiş ve ülkemizin isminin bu alanda da duyulmasını sağlamıştır (RAGSS Kongreleri; 2018 ve 2019).
Orgazm aşıları olarak bilinen “O-Shot” ve “G-Shot” uygulamalarını ülkemize ilk defa getiren, bu tedavi isimlerini tescil ettirerek ülkemizdeki isim hakkına sahip tek kişidir.
“Barbie Vajina Estetiği” ismini ve konseptini ülkemize ilk getiren hekimdir. 2015 yılında “Cosmopolitan” dergisindeki röportajından sonra bu konsept ülkemizde hızla yayılmış ve popülerlik kazanmıştır (Cosmopolitan dergisi, Vajina estetiğinde yeni trend: “Barbie estetiği”).
Genital estetik alanında ülkemizin ilk kitabını yazmıştır (Kadın Genital Estetiği ve Fonksiyonel Cerrahisi kitabı, 2021). Bu kitap iki ay sonra İngilizce olarak da basılmıştır.
Ülkemizde cinsel tıp ve genital estetik alanında yayınlanan, yazarları arasında 50 kadar hekimin yer aldığı, ülkemizin ilk multidisipliner (çok branşlı) kitabının editörleri arasında yer almıştır (Cinsel Tıp ve Genital Estetik Kitabı; İstanbul Tıp Kitabevleri, 2020).
2023 yılında İngilizce olarak yazdığı “Aesthetic and Functional Female Genital Surgery” kitabı İsviçre merkezli Springer Nature kitabevi tarafından basılarak dağıtılmıştır. Bu kitap, genital estetik ve fonksiyonel cerrahisi alanında ülkemizin uluslararası literatüre kazandırdığı ilk ve tek kitaptır. 400’den fazla görsel ve 23 ayrı bölümden oluşan bu kitap yayınlandığı ilk günden itibaren uluslararası bilim camiasında son derece ilgi çekici bulunmuş ve pek çok yabancı hekimin takdirini kazanmıştır.
Doç. Dr. Süleyman Eserdağ ülkemizde ve dünyanın farklı bölgelerinde yılda 20’den fazla toplantıya konuşmacı olarak davet edilmektedir. Kendi çalışma alanlarında, 50’den fazla uluslararası kongrede konuşma yapmıştır. Avrupa’nın en büyük cinsel tıp kongresi ESSM (Avrupa Cinsel Tıp Derneği),estetik alanında lider konumundaki IMCAS (Paris),IMCAS (Asya) ve AMWC (Monaco) gibi kongrelerde konuşmalar yapmış ve dernek olarak da afiliye olmuştur.
Ülkemizin ilk “Rejeneratif Jinekoloji” kongresini düzenlemiştir (5-8 Şubat, 2025, Antalya)
Doç. Dr. Süleyman Eserdağ hastalarını İstanbul Nişantaşı kliniğinde kabul etmekle beraber, yıllar içinde kurmuş olduğu İstanbul Suadiye, Ankara, İzmir kliniklerine de danışmanlık hizmeti vermektedir. Aynı zamanda Altınbaş Üniversitesi Kadın Sağlığı Anabilim Dalında yarı zamanlı öğretim üyesidir.

 

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.