Mide kelepçesi ve gastrik bypass için başarı ve komplikasyonlarla ilgili bilgiler

Mide kelepçesi ve gastrik bypass için başarı ve komplikasyonlarla ilgili bilgiler

Ayarlanabilir mide bandının olası komplikasyonları ve ölüm riski beni çok korkutuyor.

Postoperatif komplikasyon riskleri son derece düşüktür. Ancak ülkemizde ne yazık ki medyanın da yanlı tutumu ve yanlış bilgilendirmesi nedeniyle band operasyonları etrafında bir korku çemberi oluşturulmuştur. Oysa bu ameliyatlar hastanın 1-2 gün içinde taburcu edildiği ameliyatlardır. Elbette bir risk vardır, ama caddede araba çarpması riski de her zaman vardır. Asıl önemli olan cerrahinin kendisi değildir. Cerrahi teknik son derece yalın ve deneyimli bir cerrah için kolaydır. Nihai sonucu etkileyen postoperatif takip ve hastanın uyumudur. Bandlarıyla boğuşan hastalar hiçbir zaman uyumlu olanların yakaladığı başarıyı gösteremeyecektir.

Komplikasyonsuz gerçek başarı oranı nedir?

Yaklaşık olarak % 85-90. Başarısızlığın üç nedeni vardır: İlki hastadan kaynaklanan faktörler. Bazı hastalar kalorisi yüksek sıvı gıdalara yüklenmektedir. İkincisi bandın problemleri: (sızıntı, delinme) Üçüncüsü bandın hatalı yerleştirilmesi ya da yer değiştirmesi (Kayma, poş genişlemesi, hatalı yerleştirme=Cerrah hatası)

Cerrahideki komplikasyonlar yatış süresini ne kadar uzatır?

Bazı hastaların taburcu olması 1 haftayı bulabilmektedir. Şiddetli enfeksiyon sonucu genel beden iflası ve solunum ile ilgili ciddi sorunlarda yoğun bakım şartları gerekebilmektedir.

Ameliyata bağlı ölüm oranı nedir?

Avrupa’da 10.000’den fazla uygulanan Swedish band operasyonlarında sadece 1 ölüm bildirilmiştir.

Ameliyattan sonra yara açılması gibi problemler olmakta mıdır?

Yara açılması laparoskopik cerrahiden sonra mümkün değildir. Çünkü delikler zaten çok ufaktır. Açık cerrahiden sonra oran ise % 0.5’tir. Laparoskopik cerrahiden sonra yara enfeksiyonu neredeyse hiç görülmez. Açık cerrahide de bu oran % 0.5’ten azdır.

Cerrahiden sonra iz kalır mı?

Laparoskopik cerrahiden sonra minimal iz kalmaktadır. Bununla birlikte, 50 kilodan fazla verdiyseniz çoğu zaman bir karın germe operasyonu gerekmektedir. Bu ameliyatta bikini çizgisinin altında yatay ve uzun bir iz kalmaktadır.

Hastanede ne kadar kalmam gerekir? Çalışmaya ne zaman başlayabilirim?

Laparoskopik ameliyatta 1 gece, açık olanda ise 2 gece yatmanız gerekmektedir. Hasta normal şartlarda 3 gün içinde evine döner. Genellikle 10 gün içinde de çalışmaya başlayabilir.

Kilomdan dolayı ayağımda gelişen problem nedeniyle yürüyemiyorum. Kilom 200’ün üstünde. Aynı zamanda astım ve soluma güçlüğü nedeniyle oksijen kullanıyorum. Ayarlanabilir mide bandı bana uyutulmadan takılamaz mı?

Ne yazık ki bu prosedür genel anestezi olmadan yapılamamaktadır. Bu tarz hastaların öncelikle birkaç aylık çok yoğun bir diyet programına alınmaları ve genel sağlık koşullarının düzeltilmesinin ardından opere edilmeleri gerekir. Anormal derecede kilolu hastalarda ilk etapta daha basit olan band ile belli bir miktar kilo kaybı sağlanıp, ardından by-pass yapılabilir.

Mide bandında kullanılan port alerji ya da enfeksiyona yol açar mı?

Çok değişik port tipleri vardır. İlk modeller temel olarak metal ve plastikten üretilmiştir. Günümüzde portların hemen tümünde metal olarak titanyum kullanılmakta, alerjik reaksiyonları önlemek için de kısmen ya da tamamen silikonla kaplanmaktadır. Bu nedenle genellikle portla ilgili yaşanan sorunlar enfeksiyon kökenlidir. Alerji hemen hemen hiç görülmemektedir. Port komplikasyonlarının oranı yaklaşık % 1’dir. Enfeksiyonda yapılması gereken tübün bağlanması, portun dışarı alınması, 2-3 ay sonra tam düzelme sağlanarak başka bir bölgeye yeni bir port yerleştirilmesidir.

1994’de bir gastrik band (ayarlanamayan) operasyonu geçirdim. Bir süre işe yaradı, sonra etkisiz kaldı. Tüm kilolarımı geri aldım. 272 kiloyum. Kilomu kontrol altına alabilmemin bir yolu var mı?

Sizin operasyonunuzdan sonra köprünün altından çok sular akmıştır. Günümüzde teknik son derece farklıdır ve sonuçlarımız çok başarılıdır. Siz bir ameliyat veya ameliyat metodu ile kontrolün güç olduğu bir kilo grubuna giriyorsunuz. Öncelikle bir band operasyonu ile kilonuzun yarıya indirilmesi sonrası bir bypass operasyonu kombine olarak kullanılabilir. Band restriktif (kısıtlayıcı), by-pass malabsorbtif (emilimi azaltıcı) bir metoddur. Eğer 272 gibi bir kilodan bahsediliyorsa, her iki metodun kombine edilmesi gereklidir.

Yaklaşık 3 yıl önce gastrik bypass ameliyatı geçirdim. İlk 6-8 ayda çok hızlı kilo vererek 133’ten 94’e indim. Şimdi ise kilom 103 ile 158 arasında oynuyor. Ve bir türlü azaltamıyorum. Şu anda fark ettim ki, sürekli açım ve neredeyse ameliyattan önceki kadar fazla yiyebiliyorum.

Öykünüz üzücü. Genelde by-pass geçiren hastaların pek çoğunda sonuçlar yüz güldürücüdür. Çoğu amelitay sonucunda 25-30 arasında bir vücut kitle indeksine inerler. Sizinki ise 38 civarında. Dolayısı ile sizin durumunuz tıbbi anlamda tedavinin başarısızlığı olarak görülebilir. Bunu açıklayacak birden çok olasılık vardır. Teknik bir defekt olabilir (sizin dışınızda, ameliyatınızla ilgili) veya teknik dışı bir sebep (giderek daha fazla yemeye başlamanız) etkendir. Öncelikle neyin yanlış gittiğini belirlemek için incelenmeniz gerekiyor. Bu basitçe röntgenleriniz çekilerek yapılabilir. Teknik olarak her şey normalse geriye kalan tek açıklama sizin atılacağına güvenerek çok fazla yemenizdir. Yanıt buysa medikal tedaviyle (ilaç destekli veya ilaçsız bazı tür diyetler ) veya cerrahi olarak (ince barsak by-pass seviyesinin daha aşağıya alınması veya önceki prosedüre restriktif ikinci bir metodun eklenmesi.) müdahale gerekebilir.

20 yıl önce obezite operasyonu geçirdim. Bir trafik kazasından sonra tekrar kilo almaya başladım. Mideme şiddetli bir direksiyon darbesi aldım ve ondan sonra sanki ameliyat olmamışım gibi hissetmeye başladım. Böyle bir şey olabilir mi?

Öncelikle, 1981’den önce en popüler metod vertikal gastrik banding (VBG) olduğundan; bu operasyonu geçirmiş olmanız kuvvetle muhtemeldir. Midenize aldığınız darbeden sonra bandınız işlevini kaybetti ve şu anda basit olarak, obezite operasyonu geçirmemiş halinize döndünüz. Geçirdiğiniz operasyon revizyon ameliyatı için engel oluşturmuyor. Gastrik by-pass geçirmeniz gerektiğini düşünüyorum. Biraz da şansınızın yardımı ile (gerçi pek yok gibi görünmekteJ) 26-28 gibi bir vücut kitle indeksi sağlanabilir.

Kardeşimde divertikülit var. Bu durum obezite cerrahisini etkiler mi?

Divertikülit kendine has bir problemdir. Obezite cerrahisi geçirmenizde bir kontrendikasyon değildir. Bununla birlikte, bandan ziyade by-pass tercih edilmelidir. Band vücuda implante edilen bir yabancı cisimdir ve bu nedenle bir enfeksiyona nispeten daha duyarlıdır. By-pass operasyonunda implant yoktur. Ayrıca, by-pass sonrasında muhtemelen divertikülitte de düzelme olabilir. Üstelik, ileride divertikülit için ameliyat gerekecek olursa, by-pass ve başarılı kilo kaybından sonra daha kolay olacaktır.

Obezite cerrahisine uygun olup olmadığım hakkında kafam karışık. Takıntılı olarak aşırı yiyenlerdenim. Son 5 yılda 36 kilo aldım. Diyet ve egzersiz başarılı olmadı. Morbid obez olmaya doğru gidiyorum. Vücut kitle indeksim 33. Cerrahiye aday olmam için 25-30 kilo daha alıp, ciddi sağlık problemlerimin gelişmesi mi gerekiyor?

Genel olarak endikasyonlar belirlenirken normal kilolu bir bireyle kıyaslandığınızda ölüm riskinin anlamlı olarak arttığı kiloda olmanız gerekiyor. Vücut kitle indeksi 38’e ulaşana dek vücudun durumu kompanse edebildiği hakkında çok sayıda çalışma mevcuttur. Bundan sonra risk çok hızlı artmaktadır. Bu nedenle, ABD’deki FDA da dahil olmak üzere, dünyada pek çok sağlık otoritesi vücut kitle indeksiniz 38’in altında ise obezite cerrahisini önermemektedir. Ancak bazı ayrıcalıklar vardır. Obeziteyle bağlantılı olarak hipertansiyon, diabet gibi ek risk faktörleri varsa, uzmanlar vücut kitle indeksi 35’ e kadar obezite cerrahisi önermektedir.

Biz de, çok ciddi bazı yandaş hastalık komplikasyonları olan, vücut kitle indeksi 33 olan hastaya operasyon öneriyoruz. Öte yandan, 38’in üstündeki vücut kitle indekslerinde risk çok hızlı artmaktadır. Hastalarımıza şunu söylüyoruz: 40 yaşında ve vücut kitle indeksi 40 olan bir bayan hastanın 50 yaşından önce ölmesi riski, 40 yaşında yeni saptanan meme kanserli hastayla aynıdır. Bu nedenle, obezite kritik hattı geçtiğiniz zaman çok tehlikelidir, ancak ondan önce değil.

Ameliyattan iki ay sonra biraz ağrı hissettim. Doktorumla konuştuğumda safra kesemden kaynaklanabileceğini ve endişe etmememi söyledi. Şu anda bazı gıdaları almaya çekiniyorum. Bu durum sık görülen bir durum mudur?

Yakınlarda yapılan bir konferansta Fransa’dan sunulan bir çalışmada, obezite cerrahisi geçiren hastaların % 20’sinde sonraki 24 ay içinde safra kesesi taşlarının geliştiği gösterilmiştir. Bu çalışmada problem detaylı olarak incelenmiş, hızlı kilo kaybının safra tuzlarının yoğunluğunu değiştirdiği saptanmıştır. Böylece safra kolesterolden süpersatüre (aşırı doymuş) hale gelmekte ve kolesterol kristalize olarak taş oluşumuna neden olmaktadır. Bu durum pek çok hastada görülmekle birlikte, bu konuda daha önce yapılmış böyle kapsamlı bir çalışma ve sayılar yoktur.

Bu durumda tartışmalı bir nokta da, o halde obezite cerrahisi geçiren her hastada otomatik olarak safra kesesinin alınıp alınmamasıdır. Bu sorunun kesin bir yanıtı yoktur. Bu durum elbette % 20 hastada işe yarayacaktır, ama diğer % 80 için bir neden yoktur. Bu nedenle etik olarak karar vermek oldukça güçtür. Öte yandan bazı araştırmacılar da safra kesesinin korunması gerektiğini, ameliyat sonrasında yaşanan sindirim problemlerinin bu sayede hafifleyeceğini bildirmektedir. Kısacası bu konuda son söz henüz söylenmemiştir.

Size en küçük oğlum için yazıyorum. 11 yaşında ve 21 kilo. Çok umutsuzum. Yerel bir obezite cerrahı ile görüştüm. Erişkin olmayan hastada AGB veya başka bir operasyonu yapamayacağını söyledi. Ama AGB veya başka bir metodla kilo vermesi sağlanırsa sağlıklı kilosunu korumak için çaba göstereceğine eminim. Neden onun bu tehlikeli fiziksel ve psikolojik duruma düşmesine seyirci kalıyorlar?

Obezite kongrelerinde en sık tartışılan konulardan biri de çocukluk çağındaki obezite cerrahisidir. Bu konuda deneyim fazla değildir ancak bazı bilgiler mevcuttur. By-pass gibi malabsorbtif ameliyatların kiloya bakılmaksızın, çocukluk çağında uygulanmaması gerektiği konusunda genel bir konsensus vardır. Malabsorbsiyon (emilim bozukluğu) çocukların büyüme ve gelişmesini engelleyebilir. Gastrik band gibi gastrik restriktif metodların uygulanabileceği kabul edilmekte ancak nadiren kullanılması ve çocuğun çok detaylı değerlendirilmesinden sonra uygulanması önerilmektedir.

Obezite cerrahisi geçiren çocukların psikolojisi ile ilgili iki yeni yayın vardır. Her iki çalışma da cerrahi geçiren çocukların çoğunda ciddi depresyon bulunduğunu rapor etmiştir. Obez çocukların çoğunun altta yatan psikolojik bozuklukları olduğu ve yiyeceği anksiyetelerini kontrol etmenin bir yolu olarak kullandıkları sanılmaktadır. Gıda adeta bu çocukların Prozac’ıdır. Obezite cerrahisi uygulandığında bu çocukların elinden Prozac’ları alınmakta ve dolayısıyla depresyonları derinleşmektedir. Bu raporlarda iki çocuğun obezite cerrahisinden sonra intihara teşebbüs ettiği, ancak allahtan başarılı olamadıkları da bildirilmiştir.

Gelişme fazının çoğu atlatıldığından, bir öneri de obezite cerrahisinin mümkünse çocuk 15-16 yaşında gelene kadar ertelenmesi önerilmektedir. Çoğu merkezde bu kural hassasiyetle uygulanmaktadır. Ancak bandın dolumu da dahil teknik takibi yapabilecek ve cerrahiden sonra çocuk psikoloğu veya psikyatristi ile yakın temas içinde hastayo takip edebilecek bir cerrahın bu ameliyatları yapması gereklidir.

________________________________________________________________---------------------

İki nedenden doalyı gastrik band ameliyatı için uygun bulunmadım. Birincisi, kısa süreli kesebilsem de, sürekli bırakamayacak şekilde immunosupressan (prednisone ve siklosporin) kullanıyorum. İkincisi, lap band silikondan imal edildiği için otoimmun hastalığı olan hastalarda kontrendike. Bildiğim kadarıyla Swedish band da silikondan mamül ve aynı sorunu yaşayacağım. Peki Fransız bandları nasıldır, neden imal edilir. Daha doğrusu, bir lupus hastası için önerebileceğiniz herhangi bir band var mı?

Piyasada 5-6 farklı band markası vardır. ABD’de onaylanmış olan tek marka Lap Band’dır. Bunun nedeni sadece diğerlerinin başvurmamış olmasıdır. Bütün markalarla aynı sorunu yaşayacağınızı tahmin ediyorum. Elbette gastrik by-pass bir seçenek olabilir, fakat steroid kullandığınız sürece ameliyat riskiniz de yüksek olacaktır. Steroid etkisi altındayken iyileşme daha güç olmaktadır.

1-2 yıl içinde en az 1 çocuk sahibi olmayı planlıyorum. İnternette okuduğum kadarı ile bir problem olmayacağını düşünüyorum. Normal doğum gerçekleştirmiş hastalar var mı? Uyanık olunması gereken komplikasyonlar nelerdir?

Çocuk sahibi olmak hiçbir şekilde problem yaratmamaktadır. Obezite cerrahisinden sonra doğurganlığın arttığı da bir gerçektir. Ağır obezitenin komplikasyonalrından biri de düzensiz yumurtlama ve düzensiz menstrüel perioddur. Hatta bazı kadınlarda menstrüel period tamamen durmaktadır.

Açık cerrahi operasyonda kesinin uzunluğu ne kadardır?

Normal açık ameliyatlarda insizyon orta hatta ve yaklaşık göbeğe kadardır. Son geliştirilen tekniklerle 4-5 cm kesi ile band operasyonu mümkün olmaktadır. Aslında kesi izi çok da dert edilmemelidir, çünkü aşırı kilo verme sonrası zaten çoğunlukla ikincil bir estetik operasyon, yani karın germe gerekecektir. Bu ameliyatta eski ameliyat izleride ortadan kaldırılabilmektedir.

Vücut kilo vermeyi durdurması gerektiğini nasıl bilmektedir. (Anoreksi hastası gibi görünmek istemem de..)

Gıda evinizi ısıtmakta kullandığınız gaza benzer. Ne kadar büyük eviniz varsa onu ısıtmak için o kadar fazla gaza ihtiyacınız vardır. Bu nedenle, beden er ya da geç kararlı kiloya ve bir dengeye erişmektedir. Aldığınız kalori miktarı vücudunuzun yaktığına eşit olana kadar kilo vermeye devam edeceksiniz. İhtiyacınızdan daha az almaya başladığınızda kilo vermeniz duracaktır. Deneyimlerimizle ne kadar barsağın dolaşım dışında kalması gerektiği bilinmektedir.


Bir arkadaşım şu anda varolan reflü ve yanmamın, ameliyattan sonra, tavsiye edildiği gibi protein alsam ve aşırı küçük porsiyonlarla yesem de, şimdikinin en az 10 katı olacağını söyledi. Doğru mu?

Göğüs duvarı arkasında yanma mide sıvısının özofagusa reflüsünden kaynaklanır. Mide sıvısının içinde bulunan asit midenin her yerinde üretilmez. Pariethal hücreler olarak adlandırılan hücrelerden salınır. Bu hücrelerin üst sınırı gastroözofageal bileşkenin yaklaşık 5 cm uzağıdır. Band bu hücrelerin sınırının üzerine konulmaktadır. Bu, pratik olarak bandın aslında asidin yemek borusuna reflüsünü engellediği anlamına gelir. İkinci önemli faktör ise hiatusun (diafragmdaki özofagusun göğüs boşluğuna girdiği açıklık) durumudur. Pek çok kişide hiatus sağlamdır ve gastrik sıvının özofagusa kaçmasına izin vermez. Pek çok obez hastada ise hiatus kasları gevşek hale gelir ve aslında reflü obezitenin bir komplikasyonudur. Gastrik band ameliyatı uyguladığımızda sıklıkla birkaç dikişle hiatus kaslarını da sağlamlaştırıyoruz. Bu iki faktörün sonucunda özofageal reflüsü olan pek çok obez hastada, ameliyat sonrasında belirtilerin hafiflediğini ve kaybolduğunu görüyoruz. İleri dönemde bandın dislokasyonu ile reflü hastalığı nüksedebilir. Eğer band aşağıya kayarsa pariethal hücrelerin üst sınırının altına inmiş olur ve bandın üzerinde üretilen asid reflüye neden olur. Günümüzde bandın kayması sütürlerle engellenerek bu durum oldukça azaltılmıştır.

Eğer hamile kalırsam bebeğim benden yeterince besin alabilecek mi?

Kesinlikle evet. Üstelik ameliyat sonrası gebe kalmanız daha da kolaylaşacak ve kan şekeriniz düzene gireceğinden bebeğiniz daha sağlıklı olacaktır.

Saçlarım dökülecek mi?

Başlarda hızlı bir saç dökülmesi yaşayabilirsiniz. Fakat kilonuz dengeye geldikten sonra bu durum normale dönecektir.

Cildimde sarkmalar olacak mı? Daha sonra bir estetik operasyon gerekecek mi?

Muhtemelen bir karın germe ameliyatı gerekecektir.

Cerrahiden ne kadar sonra egzersiz yapmaya başlayabilirim? 2 haftada çalışmaya dönebilir miyim?

Mümkün olan en erken dönemde ağırlığı yavaş yavaş arttırılacak şekilde egzersiz yapabilirsiniz. 4 hafta içinde her şey normale dönecektir. Çalışma için, 2 veya daha gerçekçi tahminle 3 hafta yeterli olacaktır.


Ayarlanabilir gastrik band ameliyatından sonra bir süre sadece sıvı gıdalarla beslenebileceğimi ve çok az miktarda alabileceğimi duydum. Bu su ve diğer içecekleri ilelebet küçük miktarlarda içebileceğim anlamına mı geliyor? Yoksa bir bardak suyu normal şekilde içebilir miyim?

Hayır, bu durum sadece ameliyat sonrası 3-4 hafta için geçerlidir. Daha sonra bir seferde daha fazla içebilirsiniz. Bununla birlikte bir bardak sıvıyı aniden içtiğinizde ve özellikle soğuksa sizi rahatsız edecektir. Obezite cerrahisinin anahtar kelimesi ılımlı ve dengeli olmaktır.

Sjögren's Sendromu hastasıyım. Bu obezite cerrahisi için engel midir?
Genellikle hayır. Bazı vakalar yüksek doz steroid almaktadır ve ilaç kullanımı bir problem olabilir. Her vaka hastalığının ağırlığı, kullandığı ilaçlar gibi faktörlerle birlikte bireysel oalrak değerlendirilmelidir.

Bazıları hedeflediğim kiloya geldikten sonra ve daha fazla kilo vermem gerekmiyorsa portun ve bağlantı tüpünün çekilerek bandın yerinde bırakılacağını söylüyor. Doğru mu?

Hem evet, hem hayır. Portu çekip tüpü de boşaltırsanız artık bandı ayarlayamazsınız. Bunu yapmak için tekrar port yerleştirmeniz gerekir.


Ben kompulsiv eater denilen sürekli ve takıntılı yiyicilerdenim. Bu grupta, kompulsif olmayan fakat devasa öğünler yiyenlere göre başarı şansı nasıldır? Bandın bende işe yaramayacağından korkuyorum, çünkü benim en kötü takıntılarımdan biri sürekli dondurma yemek ki, bandın onu durdurması da zor herhalde

Bu grupta sonuçlar daha başarısız olabilir. Fakat kural değildir. Böyle olup, başarılı olan hastalar da vardır.

Bu makale 15 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Op. Dr. Murat Üstün

Op. Dr. Murat ÜSTÜN, 1969 yılında İstanbul’da doğmuştur. Tıp Fakültesi eğitimini 1992 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise SSK Ankara Eğitim Araştırma Hastanesi'nde yapmış ve 1996 yılında Genel Cerrahi Uzmanı olmuştur. Bu dönemde Türkiye’de yeni yeni başlayan laparoskopik cerrahi konusunda alanında uzman doktorlarla çalışması bu alandaki ilgisini arttırmıştır. 1996-1999 yılları arasında SSK Ankara İhtisas Hastanesi'nde transplantasyon kliniğinin kurulmasında aktif rol almış ve özellikle renal transplantasyon ve laparoskopik cerrahi alanında çalışmalar yürütmüştür. 1999-2001 yılları arasında SSK Zonguldak Bölge Hastanesi'nde çalışmış ve burada ilk laparoskopik cerrahi ünitesini kurararak ameliyathane modernizasyonu ve sterilizasyon prensiplerini çalışmalarında da uygulamıştı ...

Etiketler
Risk
Op. Dr. Murat Üstün
Op. Dr. Murat Üstün
İstanbul - Genel Cerrahi
Facebook Twitter Instagram Youtube