Meme kanserine karşı bilinçlenin

Meme kanserine karşı bilinçlenin

1) Meme kanseri önlenebilir mi?

Öncelikle anlaşılması gereken; Kanser olarak adlanlandırdığımız hastalıklar bütünü, vücudumuzu oluşturan derimiz dahil herhangi bir organımızda yer alan hücrelerin kontrolsüz olarak çoğalması durumudur. Bu çoğalma pek çok faktörün etkisi altındadır.

İşte bu faktörlerin bir kısmı önlenebilir faktörlerdir. Dolayısıyla tüm kanserlerin belli bir kısmı önlenebilir ancak bir bölümü özellikle genetik kökenli olanları önlemek ne yazık ki imkânsızdır. Dolayısıyla bu durumda en önemlisi problemi erkenden tanımak ve ortadan kaldırmaktır.

Örneklemek gerekirse sigara çok ciddi bir kanserojen maddedir. Dünyada tütün kullanımının tamamen ortadan kaldırıldığı varsayılır ise tüm kanserlerin %70 oranında azalacağı ön görülmektedir. Diğer taraftan meme kanserlerinin yaklaşık %15’i genetik kökenlidir ve bu değiştiremeyeceğimiz bir faktördür. Bu nedenle BRCA 1 ya da BRCA 2 taşıyıcısı kadınların erken yaşta meme kanseri olma riskleri çok yüksektir.

Kanser bizden, bizim hücrelerimizden çıkan, vücudumuza ait bir grup hücrenin terörize olma durumudur. Dolayısıyla meme kanseri de diğer kanserler gibi tamamen önlenemez ama bireysel bağlamda önlenebilir risk faktörlerini ortadan kaldırmak, genetik yatkınlık gibi önleyemeyeceğimiz risk faktörlerimiz var ise bu durumda doktorumuzla görüşüp erken tanı için gerekenleri yapmak en önemli noktadır.

2) Kendi kendimi nasıl muayene edebilirim?

“Kendi kendine meme muayenesi” son yıllarda etkinliği tartışılan bir yöntemdir. Doğru uygulanmadığı durumlarda kadında gereksiz strese neden olduğu ileri sürülse de tüm meme kanserlerinin %40’ının kadın tarafından kendi memesini muayene etmesi sırasında yakalandığı düşünülecek olursa (Amerikan Ulusal Meme Kanseri Derneği verisi) kadın tarafından mutlaka öğrenilmesi ve uygulanması gerektiğine inanıyorum.

Kendi kendine meme muayenesi ayda bir kez ve ideal zaman olarak adetin 5 ila 7. günlerinde yapılması gerekir.

Muayene 5 basamakta yapılır:

1.Basmak: Ayakta iki el belinizdeyken omuzlarınızı öne ve arkaya doğru hareket ettirerek meme dokunuzdaki renk değişimlerini, gamzelenme, çökme gibi şekil bozukluklarını,  incelemelisiniz.

2.Basamak: Her iki elinizi yukarı kaldırarak aynı problemlerin olup olmadığını tekrar incelemelisiniz.

3.Basamak: Her iki meme ucundan sıktığınızda akıntı, kanama vs. gelip gelmediğine bakmalısınız.

4.Basamak: Sırtüstü yatar pozisyonda memenizi muayene etmelisiniz. Bu amaçla örneğin sağ memenizi muayene etmek için sağ omuzunuzun altına bir havlu ya da bir yastık koymalı, sağ elinizi başınızın altına yerleştirmeli ve sol elinizle meme dokunuzun yana kaymamış olmasına dikkat ederek meme muayenenizi yapmalı, aynı şekilde diğer memenize de uygulamalısınız.

Meme muayenesini yaparken parmaklarınızla dairesel biçimde dıştan içe doğru, yukarıdan aşağı doğru ya da dıştan içe meme ucuna dik biçimde dokunarak yapabilirsiniz. Benim önerim sıklıkla dairesel biçimde tüm meme dokusunun dıştan içe meme ucuna doğru taranması şeklindedir. Aslında önemli olan hastanın kendine uyan, sevdiği herhangi bir yöntem ile meme dokusunu taramasıdır.

5.Basamak: Birçok kadın meme dokusunu ıslak ya da kayganken hissetmenin daha kolay olduğunu ifade ettiği için, son adımın duşta yapılması önerilmektedir. Duşta ayakta ya da oturarak tüm meme dokusu kavranarak 4.basamakta olduğu gibi meme dokusu muayene edilmelidir.

Aşağıda kendi kendine meme muayenesinin nasıl yapılması gerektiğine dair bazı linkler var

http://www.breastcancer.org/symptoms/testing/types/self_exam/bse_steps

http://www.nationalbreastcancer.org/breast-self-exam

3) Meme kanseri hamilelikte ortaya çıkabilir mi?

Gebelikte ortaya çıkan meme kanseri, gestasyonel meme kanseri olarak adlandırılır. Gestasyonel meme kanseri gebelikte, lohusalıkta ya da emzirme döneminde saptanan meme kanseri hastaları için kullanılan bir tanımdır.

30 yaş altında meme kanseri olan hastaların %20’sinde, 50 yaş altı meme kanseri olan hastaların ise %5’inde meme kanseri saptanır.

Sorun gebelikte ve sonrasında meme kanseri tanısı koymanın son derece zor olmasıdır. Diğer taraftan ne yazık ki gebelikte ve lohusalıkta saptanan meme kanserleri sıklıkla ileri evrede saptanırlar. Yönetimleri ise apayrı bir konudur ve gebeliğin haftası, tümörün evresi gibi bir takım bileşenlerin değerlendirilmesi sonrası şekillendirilmelidir.

4) Meme kanseri belirtileri nedir?

Meme kanserinin en önemli belirtisi meme de ele gelen kitledir. Bir konuyu vurgulamak gerek; meme kanseri son derece yavaş ilerleyen bir tümördür. Meme kanserini çok iyi tanıyan ve bu konuya odaklanmış bir cerrahın memedeki kitleyi saptaması için tümörün en az 1 cm çapında olması gerekir. Meme kanseri kitlesinin 1 cm’e ulaşması ve deneyimli bir cerrah tarafından hissedilebilmesi için geçen süre ise 8 ila 10 yıldır. Yani elinize gelen çok erken evre bir tümör var ise ortalama 10 yıldır meme kanseri hücresi taşıyor hasta demektir. Bu nedenle bizler kadının her ay kendisini muayene etmesi gerektiğini, düzenli mammografi yaptırması gerektiğini ifade ediyoruz.

Diğer belirtileri ise memede renk değişimi, portakal kabuğu tarzında şekil değişimi, meme başından sıvı gelmesi gibi belirtileri vardır. Ancak bu belirtilerin var olması kadının mutlaka meme kanseri olduğu anlamına gelmez. Ama bu belirtilerin kadın tarafından saptanması en kısa zamanda doktora başvurmasını zorunlu kılar.

5) Mamografi ne zaman ve ne sıklıkta çektirmeliyim? Zararlı mı?

Önce yılda bir kez yaptırılan mammografinin asla zararlı olmadığını söylemek gerek. Evet belli oranda radyasyona maruz kalırsınız ancak bu oran artık klasikleşmiş örnekte olduğu gibi New York – İstanbul uçak yolculuğunda maruz kaldığınız radyasyon oranı ile aynıdır.

Ne sıklıkta çektirilmesi gerektiği konusunda bazı fikir ayrılıkları olsa da bu durum riskli olmayan ve 40-50 arası kadınlar için geçerlidir. Dünyada bazı dernekler 40 yaş sonrası her yıl çekilmesi gerektiğini bazıları ise 40 yaşından sonra 50 yaşa kadar 2 yılda bir çekilmesi gerektiğini savunmaktadırlar. Aslında bu tartışma çok da anlamlı değildir. Sonuçta 40-50 yaş arası riski olmayan kadınların en az 2 yılda bir kez mammografi çektirmesi gerekir.

50 yaş sonrası 70 yaşına kadar her yıl mammografi çektirilmelidir. Son 10 yıl içinde mammografi çekildikten sonra meme ultrasonografisinin de yaptırılması rutin uygulama haline gelmiş durumdadır.

Özellikle 1.derece akrabalarında (anne, kardeş, teyze) meme kanseri olan kadınların 35 yaşında mutlaka mammografi+mme ultrasonografisi yaptırması, problem yok ise 40 yaşına kadar yıllık meme ultrasonografisi çektirmesi, 40 yaşından sonra ise mutlaka her yıl mammografi+meme ultrasonografisini tekrarlamaları şarttır.

6) Meme kanseri olan hasta jinekoloğa gitmeli mi?

Meme kanseri olan hasta, hastalığının tanısı konulduktan sonra mutlaka her 6 ayda bir, bir jinekolog tarafından da değerlendirilmelidir. Bunun nedeni meme kanseri hastalarında yumurtalık ve meme kanseri riski yüksek olması ayrıca yumurtalıkların meme kanserinin sıklıkla sevdiği metastaz yerleri olmasından kaynaklanır.

Bir diğer problem tamoksifen kullanımıdır. Tamoksifen meme kanseri hastalarına sıklıkla verilen ve ömrü uzattığı kesin olan ilaçtır. Rutin tedavi sonrası tümörün nüksünü engellmek amacıyla verilmektedir.

Geçmişte 5 yıl ile sınırlı bir sürede verilirken son yayınlar sonrasında 10 yıl süre ile verilmektedir. Sorun tamoksifenin rahim içi dokuda, endometriumda, bazı problemlere neden olmasıdır. Bunlardan en kötüsü nadir de olsa rahim kanserini tetikleyebilmesidir. Bunun dışında polip gibi iyi huylu ama vaginal kanamaya neden olan problemlere sebep olabilir. Dolayısıyla meme kanseri hastası mutlaka konuya hakim, deneyimli bir jinekolog tarafından da izlenmelidir.

Kaynakça

1.Wallack MK, Wolf JA Jr, Bedwinek J, et al. Gestational carcinoma of the female breast. Curr Probl Cancer 1983; 7: 1.

2.Anderson BO, Petrek JA, Byrd DR, et al. Pregnancy influences breast cancer stage at diagnosis in women 30 years of age and younger. Ann Surg Oncol 1996; 3: 204.

3.McNeil C. Breast cancer decline mirrors fall in hormone use, spurs both debate and research. J Natl Cancer Inst 2007; 99:266.

4. Chlebowski RT, Kuller LH, Prentice RL, et al. Breast cancer after use of estrogen plus progestin in postmenopausal women. N Engl J Med 2009; 360:573.

5. Ravdin PM, Cronin KA, Howlader N, et al. The decrease in breast-cancer incidence in 2003 in the United States. N Engl J Med 2007; 356:1670.

6. Webb MJ, Decker DG, Mussey E, Williams TJ. Factor influencing survival in Stage I ovarian cancer. Am J Obstet Gynecol 1973; 116:222.

7. Davies C, Pan H, Godwin J, et al. Long-term effects of continuing adjuvant tamoxifen to 10 years versus stopping at 5 years after diagnosis of oestrogen receptor-positive breast cancer: ATLAS, a randomised trial. Lancet 2013; 381:805.

 

 

Bu makale 15 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Süleyman Engin Akhan

Prof. Dr. Süleyman Engin AKHAN, 1966 yılında Manisa'da doğmuştur. Lisans öncesi eğitimini 1977-1985 yılları arasında Saint Benoit Fransız Erkek Lisesi'nde tamamlamıştır. 1986 yılında Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini 1992 bitirmiş ve tıp doktoru unvanı almıştır. Mecburi hizmet yükümlülüğünü 1993 yılında Adıyaman Besni Verem Savaş Dispanseri'nde Başhekim olarak yerine getirmiştir. 1993-1997 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı'nda ihtisas eğitimini tamamlamıştır. 1997- 2003 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı'nda Uzman Doktor (Başasistan) olarak görev yapmıştır. 2003 yılında Doçent Doktor unvanı alan Prof. Dr. Süleyman Engin AKHAN, 2009 yılı Aralık ayında yapmış olduğu başarılı akademik çalışma ...

Etiketler
Meme kanseri belirtileri
Prof. Dr. Süleyman Engin Akhan
Prof. Dr. Süleyman Engin Akhan
İstanbul - Kadın Hastalıkları ve Doğum
Facebook Twitter Instagram Youtube