Çocukluğunu ‘’Yahudi olmayan bir mahallede tek Yahudi çocuktum’’ diye anlatan Maslow, eğitim hayatına hukuk okuyarak başlamıştır. Ancak bu bölümü kendine çok da yakın bulmayarak, davranışçı ekolün kurucusu John Watson’dan etkilenmesinin de etkisiyle daha sonra psikoloji ile devam etmiştir. Çalışmalarına Columbia Üniversitesi’nde öğrenme kuramcısı Thorndike ile devam ederken bir kızı olduktan sonra davranışçı ekolün insan davranışlarını anlamakta yeterli olmadığını fark etmiştir. Bu süreci de, ‘’Bebeği olan bir insan asla davranışçı olamaz.’’ diyerek tamamlamıştır.
Sonraki dönemlerde ‘’tanıdığım en etkileyici insanlar’’ diyerek tanımladığı Gestalt psikolojinin kurucularından biri Max Wertheimer ve kültürel antropolog Ruth Benedict’i daha iyi anlama isteği onu ‘’kendini gerçekleştirmiş’’ insanları keşfetmeye yöneltmiştir.
Psikoterapistlerin çoğu insanların neden psikolojik rahatsızlıklar yaşadığını anlamaya çalışırken Abraham Maslow, psikolojinin kişiliğin mutlu ve sağlıklı boyutuna nasıl katkıda bulunabileceğini araştırmıştır.
GÜDÜLENME
Maslow, iki tür güdüden bahsetmiştir. Biri ihtiyaç duyulan nesnenin eksikliğinden duyulan yetersizlik güdüsüdür. Açlık, susuzluk gibi biyolojik temel gereksinimler bu sınıfa girer. İhtiyaç duyulan nesneye ulaşıldığında yetersizlik güdüsü doyuma ulaşır.
Karşılık beklemeden sevmek ve kişinin kendini gerçekleştirmesi gibi sosyal varlık gereksinimlerini de büyüme güdüsü olarak tanımlamıştır. Yetersizlik güdülenmesi ile büyüme güdülenmesi arasındaki temek farkı da şöyle tanımlar; yetersizlik gereksinimleri doyurulduğunda tatmin olurken, büyüme gereksinimleri, ihtiyaç duyulan nesneye ulaşıldığında tatmin olmaz, daha çok doyurulma ihtiyacı açığa çıkar ve doyum duygusu güdüyü dışa vurmakla yaşanır.
Maslow yetersizlik ve büyüme güdülenmesini 5 ana sınıfa ayırmıştır. Böylece yaygın olarak bilinen ihtiyaçlar hiyerarşisi ortaya çıkmıştır. Hiyerarşide, istisnaları olsa da düşük düzeydeki gereksinimlerin doyurulması koşulu ile bir üst düzeydeki gereksinim açığa çıkar.
Fizyolojik Gereksinimler; açlık, susuzluk, nefes almak ve uyumak gibi fizyolojik ihtiyaçlardır ve daha yüksek gereksinimlere ihtiyaç duymak için öncelikle bunları tatmin etmemiz gerekir.
Güven Gereksinimi; fizyolojik ihtiyaçlar tamamlandığında ortaya çıkan emniyet, istikrar, korunma, korku ve kargaşadan uzak durma ihtiyaçlarıdır. Özellikle geleceği kestiremediğimiz toplumsal ve politik anlamda istikrarın tehdit altında olduğu durumlarda bu ihtiyaç daha belirgin hale gelir. Güvenliğinin tehdit altında olduğunu düşünen bireyler, büyük miktarda para biriktirebilir, daha iyi ama riskli iş yerine güvencesi daha yüksek daha vasat bir işe yönelebilir. Bazen de örgütlü bir düzene ait olmak isteyerek askeriyenin kestirilebilir düzenliliğine dahil olmak isterler. Kişisel gereksinim güven gereksinimini düzeyinde kaldığında birey, mutsuz bir evliliğe veya askeri bir diktatörlüğe katlanabilir.
Ait Olma ve Sevgi Gereksinimleri; fizyolojik ihtiyaçların ve güvenlik ihtiyacının karşılanması mutluluğu garanti eden süreçler değildir. İnsan sosyal varlık olarak bir ötekine ihtiyaç duyar ve bir öteki ile var olur. Düşük düzey ihtiyaçları karşılanan bireyin bir süre sonra arkadaşlık ve sevgi gereksinimleri ortaya çıkar.
Maslow 2 tür sevginin olduğunu öne sürmüştür. Biri yetersizlik üzerine kurulan yetersizlik sevgisidir. Tıpkı açlık gibi yetersizlik üzerine kurulan bu sevgi türünde, ötekinin yokluğunda hissedilen yetersizlik üzerine inşa edilen bencil ve alma üzerine kurulu sevgi türüdür. Diğer sevgi türü ise, yetersizlikten çok büyümeye dayanan varlık sevgisidir. Bu sevgi bencil olmayan, başka bir insanın varlığına duyulan sevgidir.
Saygı Gereksinimi; Maslow bu gereksinimi de kendini yeterli, başarılı algılama ihtiyacı ve beğenilme, saygı duyulma ihtiyacı olarak ikiye ayırmıştır. İçsel ve dışsal süreçleri içine alarak ayrıştırılan bu tanımda bireyin kendine ait algısı ile diğerlerinin gözündeki algısı söz konusudur.
Kendini Gerçekleştirme; ‘’İnsan olabildiği şey olmalıdır. Kendi doğasına sadık kalmalıdır.’’ sözleri ile potansiyelini maksimum düzeyde ortaya koyabilen kişilerden söz eden Maslow’a göre kendini gerçekleştirmek bireyin özgür iradesi ile hayattan ne istediğini bilip oraya doğru varmak üzere yola çıkmasıdır.